Güçlenen Türkiye-Katar ilişkileri ve karşı şer güçler
Güçlenen Türkiye-Katar ilişkileri ve karşı şer güçler 11 Aralık 2021
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Türkiye’nin Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) başta olmak üzere Ortadoğu ve Körfez ülkeleri ile ilişkilerini olumlu yönde yeniden şekillendirmesi hiç şüphesiz çok önemli ve takdire şayan bir gelişmedir.
Ayrıca Başkan Erdoğan’ın Katar’a düzenlediği iki günlük ziyarette, ekonomik, siyasi ve askeri alanda imzalanan 15 ayrı yatırım ve işbirliği anlaşmaları, son 20 yıldır kurulan güçlü ilişkiler ve atılan yeni adımları daha da güçlendirmiş oldu.
Başkan Erdoğan’ın tarihi Katar ziyaretinde iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin yanı sıra iki kardeş ülkenin, bölge ve İslam dünyasını ilgilendiren çeşitli konularda sürekli istişare edilmesi ve gelişmelere yönelik ortak hareket edilmesi konusunda karara varılması ziyareti daha da anlamlı kılmıştır.
Kısacası bu ziyaretle; ‘Türkiye-Katar ilişkileri, Bölgesel Ortaklıktan Stratejik İşbirliği’ne taşınmış oldu.
•
Başkan Erdoğan’ın tarihi Katar ziyareti Başkan Erdoğan’ın öncülüğündeki hükümete ömür biçen ‘Türkiye karşıtı şer güçler’ ve onların içimizdeki işbirlikçilerini ciddi anlamda rahatsız etti.
Son yıllarda bölgesel ve küresel siyasette attığı ve takip ettiği bağımsız politikalarla sınırlarını aşarak tarihi kazanımlar elde eden Türkiye’den Batılı emperyalist güç odakları rahatsız olmaları ve Türkiye’ye yönelik operasyon başlatmaları elbette olumsuz ve üzücü bir gelişmedir.
Ancak daha da acı olan ve bizi üzen, Türkiye karşıtı olan bu Batılı Emperyalistlerin oluşturduğu ‘Şer güçlerin’ içişlerimize,ekonomimize müdahaleleri yönündeki politikalarına içimizdeki o malum işbirlikçi zihniyetin çanak tutmasıdır.
İşsizliği artıran, enflasyon canavarını hortlatan, döviz kurları ve faiz oranlarını yükselmesine sebep olan, çok yönlü ekonomik operasyonları başlatan batılı emperyalist güç odaklarının değirmenine su taşıyan o malum zihniyeti temsil eden siyasi parti ve örgütlerin, Türk hükümetini sırtından hançerleyen girişimleri Anadolu’daki halk deyimiyle, kahpelik ve küstahlıktır.
“Türkiye’yi batıran Erdoğan yönetimi çöktü biz geliyoruz” naraları atan o malum zihniyet, her zaman olduğu gibi yalan ve iftiralarla aleyhte algı oluşturmak suretiyle ihanet derecesindeki karalama kampanyaları ve propagandaları ise tek kelimeyle utanç vericidir.
“Türkiye batarsa batsın, yeter ki Erdoğan gitsin” düşüncesindeki o malum zihniyetin beklentisi ve ümidi, seçimle iktidarına son veremedikleri Başkan Erdoğan’ın emperyalist şer güçlerin müdahaleleriyle devrilmesidir.
Çünkü milli iradenin desteğiyle iktidarın meşru sahibi olamayan o malum zihniyet, ancak Türkiye karşıtı şer güçlerin müdahaleleriyle kendilerine iktidar yolunun açılacağına inanıyor.
15 Temmuz hain FETÖ darbe girişiminde Türkiye’nin yanında yer alan ve son yıllarda Türkiye ekonomisine destek veren Katar’a karşı düşmanca tavır alan o zihniyetin, Türkiye’yi siyasi kaos ortamına sürüklemek amacıyla Türk ekonomisini hedef alan Batılı emperyalistlerin politikalarına taşeron olmalarının sebebi de bundandır.
Bu zihniyetin iktidar uğruna içine düştüğü ihaneti ve acziyeti anlamak için sanırım başka söze gerek yok.
|