Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Em. General Ahmet YAVUZ - (Ziyaretci) 17.02.2021 12:27:14

GARA VE SUYA YAZMAK

Gara’da verdiğimiz şehitler nedeniyle sarsıldık. Hepsine Tanrı’dan rahmet diliyorum. Varlığını unuttuğumuz bir sorunun da yeniden farkına varmış olduk!

Ülkemizin kronik bir terör sorunu var. Ötesinde yönetsel sorunu var. Bu nedenle sorunlar arasında bocalayıp duruyoruz. Sorunlarımızı konuşmak yerine de karşımızdakini suçlayarak işin içinden çıkmaya çalışıyoruz.

İşin ilginci, dün aynı işleri yapan bugün aynı ya da benzer nedenlerden dolayı karşısındakini suçluyor.

Bundan dolayıdır ki ülkede siyaset yapma tarzı değişmeden yani bir zihniyet devrimi yaşamadan ve bunu kuvveden fiile geçirmeden mevcut durum sürecektir.

Esas sorun alanı, anayasal düzen kapsamında devleti iyi işletmek olan siyasi iktidarlar, bunun yerine kendilerine göre bir devlet düzeni yaratma arayışı içinde olmaktadır.

Etnik ve dini hiçbir ayrım gözetmeksizin vatandaşını tek bir kimlik altında birleştiren Cumhuriyet’in altı oyularak bugüne kadar gelinmiştir. Meselemiz ülkeyi yaşatmaksa, Cumhuriyet’i sahiplenmek esas olmalıdır.

Gelelim terörle mücadeleye…

İçerde üç temel kural var: 1. Terörle uzlaşılmaz. Zikzak yapılmaz. Kararlılık kesintiye uğratılamaz. 2. Hukuk içinde kalmak esastır. Her hâlükârda meşruiyet muhafaza edilmelidir. 3. Halkla gönül bağı korunmalıdır.

Dışarda olup biteni takip edecek ve doğması muhtemel sorunları doğmadan ya da doğum aşamasında engellemek esastır. Çünkü bölgeye yönelik uluslar arası oyunlar ustaca hazırlanır ve oynanır.

Tabii, stratejik olanla taktik olanı ayırt etmek ve öncelik sıralamasını buna göre yapmak esastır.

Etnik ve dini temelli parti olamaz. İkisinin varlığı da cumhuriyete ve demokrasiye aykırıdır. Maalesef AKP iktidarı din temelli bir hareketten doğmuştur ve ülkeyi tarikat ve cemaatler için cennete çevirmiştir. Aynı zamanda geçmiş politikalarıyla bu etnikçileri ülkenin başına daha büyük bir bela haline getirmiştir. Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine karşı olduğu için de, halen siyasi düzlemde işbirliği arayışlarının izlerini görmek mümkündür. 1921 Anayasası’na yapılan ortak gönderme bundan dolayıdır.

Küçük bir hatırlatma yapalım zira bugün dünden bağımsız değildir: Yıl 2006. Günlerden 1 Eylül. PKK’lı canilerin Şırnak’ın Fındık ilçesi yakınlarında bir üs bölgesinin yakınına döşedikleri mayınla temas sonucu bir üsteğmen, bir asteğmen ve bir erimizi şehit verdik. Aynı gün PKK’nın uzantıları Cizre’de 1 Eylül Barış Günü kutlaması yaptı. Şehit cenazelerini uğurlama töreni esnasında dönemin valisi Selahattin Aparı’dan, yapılacak açıklamada, “Bir yanda mayın koyarak masumların ölümüne yol açılması, diğer yandan barış günü kutlaması yapılmasının çelişkisine dikkat çekilmesi” ricasında bulundum. Vali beyin iyi niyetli çabaları, açıklama metnine böylesine küçücük bir ifadenin girmesini sağlayamadı. Duruma tepki gösterdim. Kısa süre sonra dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu aradı. Durumu kurtarıcı birkaç ifade kullandı. Hatta birilerine küfürler etti. Sonuçta, istediğim ifadeler açıklama metnine girmedi, giremedi. O gün anladım ki boşa kürek çekiyoruz. Ben de ek küfürler ederek ve küfrün muhataplarını genişleterek acımı dağlara boşalttım!

Aynı siyasi iktidar bir süredir başka bir yolu tercih etti. Doğruyu seçti. Ancak çeşitli hatalar yapmaya devam ediyor.

Yurt içinde, geçmişin kazanımları üzerine oturtulan kararlı mücadele perspektifi, teknolojide meydana gelen gelişmelerin de katkısıyla (İHA ve SİHA üretimine emek verenlere şükranlarımızı sunalım) PKK’nın kırsalda etkin olma ihtimali yok denecek düzeye gerilemiştir. Bu alanda mücadele taktik düzeyde sürecektir. Irak’ın kuzeyinde yürütülecek mücadele de doğru şekilde sürdürülmektedir. Ancak aynı şeyi Suriye için söylemek mümkün değildir. İktidarın mevcut Suriye politikası ABD’nin bu ülkeyi bölme gayretine katkı vermektedir. Yapılan başarılı üç operasyon operatif anlamda bazı faydalar sağlasa da stratejideki yanlışı düzelmedikçe sonuç ülke çıkarlarını tam olarak sağlamayacaktır. Suriye’nin bölünmesini önleyebilecek irade sergilenmeden ve sahaya yansıtılmadan PKK ile mücadele olumlu sonuç vermez.

Gündemde HDP’nin kapatılması var. Nasıl sonuç vereceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Bir noktayı hatırlatarak yazıyı bitirmek isterim. Terör örgütüne aktif olarak katılanların sayısını azaltmak önemlidir. Örgüte katılımın önüne geçmek esas olduğu kadar aktif kitleyle pasif kitle arasındaki bağı zayıflatmak da önemlidir. Bölücü olduğunu bildiğimiz bu partiye oy verenlerin tamamını terörist ilan etmek, zaten kimlik bunalımı yaşayan geniş bir kitleyi kendi kimliğine daha çok sarılmaya iter. Bu konuda karar vericilere Amin Maalouf’un “Ölümcül Kimlikler” kitabını okumalarını öneririm. Bunları mevcut ortamda yapmanın zorluğunu biliyorum ancak dikkatten uzak tutulmasının doğuracağı tehlikelerin bilinciyle hareket edilmesi gerekliliğinin de…

Seçim hesapları kaygısıyla muhalefeti toptan terör destekçisi kılmak da başka bir yanlıştır. Eğer temel kaygı ülkenin bekasıysa, yapılması gereken hedefi daraltmak ve mevcut cephaneyi o hedefe isabet ettirmek olmalıdır. Muhalefetin de uluslararası ilişkiler bağlamında gelişmeleri kendi dar çıkarları açısından değil, ülke çıkarları açısından ele alması beklenir.

Stratejik bağlamda Suriye’yi bölmek değil birleştirmek; operatif düzlemde Irak kuzeyinde PKK üzerindeki baskıyı sürdürmek; taktik seviyede yurt içinde örgüte göz açtırmamaktır. Ama halkla gönül bağını koparmadan…

Bugünün çözümü yarının sorunu olageldi. Artık bir dur diyelim ve gelecek seçimi düşünerek hareket etmekten vazgeçelim.

Gerçekçi olmak gerekirse bu sorunla uzun süre yaşamaya hazırlıklı olunmalıdır. Kısa vadeli çözümü yoktur. Operasyonların kararlılıkla sürdürülmesi zorunludur. Her operasyon da başarılı olamaz. Ancak bu, karamsarlığa yol açmamalıdır.

Son yapılan operasyon ise açık bir başarısızlık örneğidir. Bunun geri planında aşırı yükselen “özgüven” ve “kısa vadeli başarı elde etme” arayışı yatmaktadır. Tehlikeli bir yaklaşımdır. Olurla olmazı ayırt etmek liderlik sorumluluğudur. Ayrıca yapılan konuşmalar ve topluma öyle bir sunuş arayışı var ki şaşırdım kaldım. Operasyonun başarısını belirleyen sonucudur. Kaybedilen canlara yenileri eklenmiştir. Ama birileri çıkıp başarısızlık nedeniyle üzüntü ve özür ifade edeceğine zafer algısı yaratmaya çalışmaktadır. Ancak hiçbir algı gerçeğin yerini tutmaz! Algıyla yürümenin de sınırı vardır.

ABD’nin tutumu tabii ki kabul edilemez. Etmeyin efendiler. Bağırıp çağırmak yerine onunla hesaplaşmayı doğru stratejiyle Suriye’de yapanın elini kimse tutmuyor...

Herhalde benimki, “suya yazmak” gibi oldu… Farkındayım ama yazdıklarım ülkenin geleceğini aydınlık kılacak siyasi zihniyetin yani “üçüncü yolun” taşlarını döşemek içindir…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.