Fransa ve Mısır`dan çatlak sesler
Fransa ve Mısır`dan çatlak sesler - BM tarafında meşru kabul edilen Libya`daki Ulusal Mutabakat Hükûmeti`nin Türkiye`nin desteğiyle işbirlikçi Halife Hafter güçlerini tarumar etmesi, &8216;Türkiye Karşıtı Cephe`de yer alan Fransa, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkeleri çılgına çevirdi. Rusya ise şimdilik prestijini korumak için köşesine çekilmiş beklemeyi tercih ediyor. Fransa, Suriye ve Libya`da Türkiye`nin girişimleri karşısında kaybetmenin hıncıyla bahaneler üretmeye devam ediyor. Fransa, iki Türk firkateynlerinin eşlik ettiği Tanzanya bandıralı ``Çirkin´´ adlı kargo gemisini, Libya`ya silah taşıyarak BM`nin silah ambargosunu ihlal ettiği şüphesiyle arama girişiminde bulunulduğunu ve Türk firkateynlerinin ``son derece saldırgan´´ bir şekilde bu girişimi engellediğini ileri sürerek Türkiye`yi NATO`ya şikâyet etmişti. Aslında Fransa, bu şikâyetiyle Türkiye`nin gücü karşısında çaresiz kaldığını kabul etmiş oluyor. Libya`da hâkim güç olan Türkiye ise kendisine karşı tehdit oluşturabilecek hamleleri karşılıksız bırakmayacağı konusunda tüm tarafları daha önce tekraren uyarmıştı. Fransız askeri gemisine &8216;aşırı saldırgan` şekilde bir müdahale söz konusu değildir. Gemiye eşlik eden Türk savaş gemilerine yakınlaşan Fransa`nın Ege`de NATO görevinde bulunan gemisi, Türk savaş gemilerinin kararlı ilerleyişini görünce daha ileri gidemedi, geri çekildi. Bunu &8216;aşırı saldırganlık` olarak gösterilmek ve NATO`ya şikâyet olarak taşımak ise gerçekten komik bir durum. Dünya başkentlerindeki siyasi kulislerde Fransa`nın bu girişimi ve Türkiye karşısında düştüğü pozisyonu nedeniyle ayıplanıyor. Çünkü Türkiye ve Fransa iki NATO üyesi ülke. Fransa`nın Türkiye`den müsaade istemeden arama yapmaya kalkışması müttefiklik hukukuna aykırıdır. Bu yanlış girişimi karşısında etkisiz kalması ise Türkiye`nin gücünü ve kararlılığını göstermiştir. Şunu herkes bilsin ki; Türkiye`nin Libya`daki faaliyetleri meşrudur. BM-GK kararları ve Viyana Devletler Hukuku Sözleşmelerine uygundur. Fransa`nın acemi Devlet başkanı Macron`un yersiz girişimleri Suriye`de olduğu gibi Libya`da da hukuk dışıdır. Dengesiz çıkışlarının asıl sebebi, buralarda var olma mücadelesinde Türkiye`yi engel görmesinin bir sonucudur. Macron ve el- Sisi rezil oldu. Şimdi ise benzer bir pozisyona Mısır`ın firavunu düştü. Abdulfettah el-Sisi`nin ``Libya`nın Sirte ve Cufra cephe hatlarını kırmızıçizgisi´´ olarak duyurarak Libya`ya doğrudan müdahale edebileceklerini açıklaması, tıpkı önceki hamleleri gibi karşılığı olmayan içi boş tehditlerin devamıdır. Çünkü cümle alem biliyor ki; emperyalist ülkelerin kuklası darbeci hain Abdülfettah es-Sisi`nin savaş için mali durumu müsait olmadığı gibi ne savaşı göze alacak gücü ne de kabiliyeti var. Mısır`ın dış güçlerin işbirlikçisi darbeci Cumhurbaşkanı el-Sisi`nin bu tehditleri dünya başkentlerinde alay konusu oldu. Mısır halkı, Sisi`nin yersiz girişimleri ve pervasızca açıklamalarına ``Daha Etiyopya`nın yaptığı barajı engelleyemiyorsun, Libya`da mı savaşacaksın´´ diyerek hem gülüyor hem de dalga geçiyor. Libya`da barış ve istikrarın tesisinin önündeki en büyük engel, Fransa, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerin BM Güvenlik Konseyi kararları hilafına gayrimeşru yapılara, yani meşru Libya hükümetine isyan eden işbirlikçi Hafter`e verdikleri destek olduğu gerçeğidir. Bu ülkeler bu yanlış politikalarıyla hem Libya`nın içişlerine müdahale etmiş oluyorlar, hem de Beynelmilel hukuka göre suç işlemektedirler.
|