Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10218
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (148) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 3.05.2012 11:03:48

ERDOĞAN`LI TÜRKİYE`NİN GERİ SAYIMI

ERDOĞAN`LI TÜRKİYE`NİN GERİ SAYIMI


Küresel güvenliğin,istikrar ve gelişmenin siyasetinde ABD`nin sadece askeri değil yeniden yapılandırma,kalkınma gibi insan odaklı yöntemlerine de ihtiyaç giderek azalıyor.
Güvenlik,istikrar ve gelişmenin dengesinde ABD/NATO`nun Polonya,Romanya,Türkiye ve Baltık Denizi`nde destroyerlerine ve Kuzey Kore`ye karşı Okinowa`da küresel Füze Kalkanı Savunma Sistemi oluşturmasını,Rusya caydırma gücüne tehdit olarak algılıyor.
İhtilaf Stratejik Saldırı Silahlarında İndirim,Nükleer Enerjiden Barışçıl Amaçlarla Yararlanma İşbirliği Andlaşmaları başlığında kozların paylaşıldığı İran ve Suriye sorunlarında yoğunlaşmıştır.
Yeni bir ekonomi sistemiyle küresel güç olmak hedefiyle Çin ve Almanya da böylesi küresel önemde ihtilafı etkin olarak izliyor.
TBMM iradesi olmaksızın,İslam Birliği vizyonunda Başbakan Erdoğan`ın kendi tasarrufuyla angaje olduğu ABD`nin Büyük Ortadoğu ve Medeniyetler İttifakı projelerindeki görevi ifası ise Türkiye`yi İran ve Suriye sorunsalının bizzat tarafı haline getirmiş bulunuyor.



Zaman,ABD`de Başkan seçimi,Rusya`da Devlet Başkanı devir-teslimi nedeniyle İran ve Suriye sorunlarında tansiyonu düşürmek sonra yeni başkanlarla ihtilafları çözmek yönünde gelişiyor.
Nükleer tansiyonun düşürülmesini teminen BM Güvenlik Konseyi 5+1 ülkesi İran ile 23 Mayıs`ta Bağdat`ta ikinci tur müzakerelerde olacaktır.
Suriye sorununda BM Özel Temsilcisi Kofi Annan,en yakın zamanda sorunların çözülmesine yönelik iç muhalefeti birleştirmek ve rejimle diyalogu sağlamak çabasındadır.
ABD küresel çıkarları çerçevesinde işleyen sürecte diplomasi ile baskı kombinasyonunun yeni bir pencere açtığından,Rusya zorluklarına rağmen işletilen diplomatik diyaloğun silahlı cepheleşmeden çok daha iyi olduğundan yanadır.
Her iki ülke bu çerçevede ihtilafın çözümünde diplomasisini sorunun taraflarına yayarak elini mütemadiyen geliştiriyor...



Rusya,Suriye ve İran Başbakan Erdoğan`ın Suriye tehditlerinin BM Özel Temsilcisi Annan`ın barışçıl çözüm planına aykırı olduğu yargısındadır..
Türkiye`nin barış sürecini bozan silahlı Suriye muhaliflerine verdiği destekten,ikide bir NATO`dan yardım talebinde bulunmasından,mültecilerinin durumlarını abartmasından rahatsız olunuyor.
Bu yolla sırtları okşanan muhaliflerin ateşkese uyması gerekirken sadece pazartesi günü Edleb,Rif ve Halep`te halkın yoğun olduğu mahallerde yaptığı bombalı saldırılarda çok sayıda Suriye vatandaşının hayatını kaybetmesi ya da yaralanmasıyla sür-git barışa engel olunduğuna işaret ediliyor.
Nitekim Rusya ve İran`ın tavır alması gecikmiyor ve Türkiye güvenlik,istikrar ve gelişmesini engelleyecek yöne sevk ediliyor.





Bir yanda Rusya Dışişleri Bakanlığının diplomatik geleneğinde görülmemiş bir usulle Suriye Demokratik Birlik Partisi(Partiya Yekîtiya Kürdîstan-PYD)Başkanı Salih Müslim Muhammed ile Suriye ve Kürtler sorununu görüşmesi ve PYD`nin taleplerini olumlulaması,
Diğer yanda İran`ın etkilediği ve bölgesel güçlerin rekabet alanı Irak`ta Kürtleri de yakından ilgilendiren sünni ve şiiler arasında siyasi gerilim,Ortadoğu gelişmelerinde aktif rol oynayan Türkiye`nin güvenliği,istikrarı ve gelişmesine nasıl yansıyacağı anlamında dikkat çekiyor.
Rusya ve İran Türkiye`nin Ortadoğu sorunlarından zayıflatılması ya da dışlanmasından yararlar mı umuyor?



PYD Suriye`nin en örgütlü partisidir,Demokratik Özerklik ve Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye alınması siyasetini yapıyor önce Kürt varlığının kabulü ardından Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesini istiyor.
PYD, Suriye`de zayıf,dağınık silahlı muhalefetin arkasında ayaklanmadan nemalanma peşinde uluslararası güçler,Türkiye ve Suudi Arabistan`ın olduğunu biliyor ve planını bu muhalefete muhalefet etmeye dayandırıyor.
Çünkü bu planın ne Alevi ne Kürt sorununu halkların yararına çözemeyeceğine,Türkiye`nin hem ılımlı islam kurma hedefi peşinde hem de Kürtlerin bu süreçten kazançlı çıkmaması için ciddi girişimler içinde olduğuna-üstelik,Suriye rejiminin özel savaş yürütebilecek ordusunun bu güçlerin planı bozmaya muktedir olduğu inanıyor.



Suriye`de silahlı muhalif güçlerinin ayaklanması ardından PYD`nin girişimiyle 11 Kürt örgütü,Kürt sorununun çözümü için bir protokol imzalamıştır.
Ne ki,ayrı coğrafyalarda Kürtler uluslararası-bölgesel güçler ve konjonktürel-stratejik şartlar etkisiyle Ortadoğu sorunlarına farklı yaklaşmaktadır ve bir parti gibi hareket etmeleri zorlaşıyor.
Bu ayrılık uzun yıllardan beri Kürt birliğini bozmakta -bu yüzden, başkalarından ziyade Kürt`ün Kürt`ü öldürmesine neden olunmaktadır.



Irak Kürdistan`ında Barzani,Kürt Birliği gerekçesiyle PYD`nin kendisiyle hareket eden kimi Suriyeli küçük Kürt partisi gibi muhalefete katılmasını ve Sünni harekete destek vermesini istiyor.
Halbuki Beşar El Esad`ın iktidarda kalması halinde Kürt`lere özerklik sözü verdiği-o nedenle PYD`nin silahlı muhalefete karşı muhalefet ettiği söyleniyor.
Türkiye`de PKK,PYD ile demokratik özerklik konusunda tam mutabakattadır.
Yine de Suriye`de yaşayan Kürtler giderek PYD`nin Demokratik Özerklik ve Kürtlerin haklarının anayasal güvenceye alınması siyasetinin doğruluğunda birleşiyor.
Barzani Kürt Birliğini bozan lider olmamak için ısrarında yumuşarken,Türkiye`nin PKK terörüyle mücadelesinde vaadettiği yardımda ikircikleniyor...
Bu hengamede Ulusal Kürt Konferansının ne zaman toplanacağı kestirilemiyor.



Fakat PYD`nin demokratik güçlerin eşit temsiliyette bir araya gelerek halkın taleplerini tartışacağı demokratik bir platformda çözüm planı Rusya ile aynı tarafta yer almasına neden oluyor.
Rusya Ortadoğu`da-mesela, Suriye`nin iç işlerine küresel silah dengesini bozabilecek güçlü dış güç olarak Türkiye vasıtasıyla NATO`nun karışmasına meydan vermemeyi -bu suretle,Füze Savar Sisteminin dezavantajlarından sıyrılmayı ve o bölgeden rant kazanımına ortak olmayı planlıyor.
Suriye`de PYD ve Türkiye`de PKK ve çekimserliğe itilen Irak`lı Barzani nezdinde Kürtler,Başbakan Erdoğan`ın kimi projeler doğrultusunda tanrısal egemenliği dünyevi-siyasal alanda da tesis etmenin zorunluluk olduğu-bu suretle,ABD`nin tek lider olduğu dünyasının hiyerarşisinde yer alacağı tutkusuyla Türkiye`yi ABD/NATO taşeronluğuna ilişikleme siyasetinin önüne itiliyor.
Üstelik Rusya ve Türkiye Uluslararası İlişkiler Sisteminde coğrafik ve jeopolitik olarak birbirine yakın iki ülkedir ve Türkiye`nin en önemli ticari partneri Rusya`nın ticaretteki dominant durumunu da değerlendirmesi gerekiyor.
Bakınız,kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor`s dış talepteki yavaşlama ve dış ticaretteki kötüleşme nedeniyle Türkiye`nin uzun vadeli kredi notunu da düşürmüş bulunuyor....



Madem ABD diplomasi ile baskı kombinasyonunun yeni bir pencere açtığından yanadır,Rusya`da -al,öyleyse,diyor.
Dünyanın tek bucak olduğu önyargısında Başbakan Erdoğan,dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenmek üzere Türkiye`yi cendereye aldırmış,Türk milletine "İş,ehli olmayana verilince kıyameti bekle"hadisini öğrenmek kalmıştır.
İran`ın Irak üzerinden yürüttüğü Türkiye politikası ise ayrı bir yazı konusudur.


2.5.2012




Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.