Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Zeki Sarıhan - (Ziyaretci) 14.08.2016 22:23:38

DOĞUYA MI BATIYA MI AİTİZ



DOĞUYA MI BATIYA MI AİTİZ

"Zeki Sarıhan" zekisarihan@gmail.com: Aug 14 12:16AM +0300

TÜRKİYE DOĞULU MUDUR BATILI MI?


Zeki Sarıhan


Tayyip Erdoğan iktidarının son yıllarında Türkiye`nin Bat`ya değil Doğu`ya
ait bir ülke olduğu konusunda görüşler ileri sürülmeye başlandı. Bu kanılar
hem Türkiye`nin iktidar çevrelerinde, hem da Batı`da yaygınlaşıyor.
Erdoğan`ıın Putin`le barışması bu kanıları pekiştirdi.


Türkiye Batı`ya mı, Doğuya mı aittir? Selçuklu, Anadolu Selçuklu ve
Osmanlıların kuruluş döneminde bir Asya devleti olan Türkiye, başkentin
Bursa`dan Edirne`ye taşınmasından, özellikle de İstanbul`ıın alınmasından
sonra bir Avrupa devleti oldu. Asya`da ve Afrika`da toprakları bulunmasına
rağmen Türkiye`nin Avrupalılığı, Rusya`nınn konumuna benzer. Bütün
Yükseliş, Duraklama, Gerileme ve Çöküş Dönemi boyunca Türkiye`nin kaderi,
Batı`daki dengelere bağlı oldu. En güçlü dostları da, düşmanları da Avrupa
devletleriydi. Osnanlılar, Avrupa devletlerinden kâh birinin, kâh ötekinin
yanında olarak hep Batı`daki dengeler içinde varlığını sürdürdü.


Ta Birinci Dünya Savaşı`nın sonuna kadar. Osmanlı Devletinin aldığı büyük
yenilgi, Batılılarda, Türklerle 500 yılık hesaplarını kökten halletme
düşüncesini doğurdu. Türkler, Avrupa`dan sökülüp atılmalıydı! Zaten
ellerinde Avrupa`da Doğu Trakya`dan ve İstanbul Boğazı`nın Batı yakasındaki
İstanbul`dan başka bir yer de kalmamıştı. Bunlar da ellerinede alınmalı ve
Türkler Orta Anadolu`ya sürülüp hapsedilmeliydi.


O zamana kadar kendilerini Batı`nın bir parçası sayan ve yaptıkları
reformlarla da Batı içinde kalmaya çalışmış olan Türkler, gerçekten de
Asya`ya ait olduklarını hatırladılar ve kabul ettiler. Bu hatırlamanın
nedeni, elde kalan toprak parçasının Asya`da bulunması değildi. Emperyalist
Avrupa Türklere yaşama hakkı tanımak istemiyordu ve dünya devrimi Rusya`nın
bir Avrupa devleti olmasına rağmen Doğu`dan yükseliyordu. Türkiye`nin
sırtını Doğu milletlerine dayandırdığı bu dönemde, Ankara`da Batı
ülkelerinden
bir elçi yoktu ama Sovyetlerin, Azerbaycan`ın, Afganistan`ın, İran`ın,
hatta Buhara`nın temsilcilikleri vardı. Kurtuluş Savaşı önderlerinin bu
elçiliklerle bir araya gelmesi ve karşılıklı mesajların verilmesinde
Türkiye`nın bir Asya devleti olduğu sık sık dile getirildi hatta bu bir
övünç sebebi de sayıldı.


Bu durum çok sürmedi. Kurtuluş Savaşı zaferle sona erdikten sonra, Lozan
Konferansıyla Türkiye yeniden yüzünü Batı`ya döndü. İzmir İktisat
Kongresi`yle Batıdaki liberal ekonomi sistemini benimsediğini anlattı.
Batı`nın Tanzimat`tan beri Türkiye`ye yerleştirmek istediği üst yapı
reformlarını hızlandırdı. Türkiye artık, Batılı ama bağımsız bir ülkeydi.


Bu durum İkinci Dünya Savaşı`nın sonuna kadar sürdü. Bu savaşa katılmamış
olan Türkiye`nin burjuvazisi, savaş sonunda kurulan iki blok dışında
kalmaya cesarat edemedi. Kendi başlarına Türkiye`yi savunamayacaklarını,
yoksulluğu yenemeyeceklerini düşündüler. Başını ABD`nin çektiği emperyalist
blokun bir parçası olmayı kabul ettiler. Böylece burjuvazinin ve toprak
ağalarının zenginlikleri de komünizm karşısında güvenceye alınmış
olurdu...Çünkü epeydir ``Türk âleminin en büyük üşmanı´´ emperyalizm değil
komünizmdi ve ``´´Nerde görülürse ezilmeli´´ydi.


Türkiye toprakları ABD üsleriyle donatıldı. Türkiye`ye ABD sermayesi girdi.
Doğu milletlriyle ilişkiler zaten çoktandır dondurulmuş, hatta Türkiye
onlara sırttını dönmüştü. Öyle ki 1962`de Cezayir`n bağımsızlığının
aleyhinde bile oy kullanıldı!



Peki şimdi Batı neden Türkiye`ye soğuk? Ve neden Türkiye yönetimi ikide bir
Batı sisteminden kopabileceği tehdidini yapıyor. Bunlar, iki taraf
arasında, bazı anlaşmazlıkların neden olduğu geçici cilveleşmeler midir?


Hayır, hem Batı`nın, hem Erdoğan`ın bu itirazlarının Türkiye`deki sınıflar
ve onların siyasi eğilimleriyle yakın ilişkisi var.


Taşradan yükselen ve iktidarı ele geçiren esnaf, eşraf, rantiyeci sınıfı,
Batı`dan koparak devlete ve topluma İslamî bir rejim dayatıyor. Bunun
antiemperlalizmle bir ilgisi yoktur. Daha çok, El Kaide, El Nusra, IŞİD ve
Boko Haram gibi anlayışlarla ilgisi vardır. Türkiye`de öyle bir düzen
kurmanın imkânsız olmasınınn nedeni, 150 yıllık Batılılaşma ve aydınlanma
hareketinin toplum katmanlarında bıraktığı kültürdür. Fakat bunun bile
güvencede olmadığını son Fetullahçı darbe girişimi kanıtlıyor.


Tayyip Erdoğan`ın Batı`yı tehdit etmesine ve doğuda yeni müttefikler
aramasına bakıp bunda antiemperyalizm aranması ham bir hayaldir. O,
ortadoğudaki şeyhlikler gibi kimseye hesap vermeyen bir dikta rejimi kurmak
istiyor. Onun zihnindeki sözlükte demokrasi, aydınlanma, insan hakları,
adalet ve eşitlik kavramları yoktur. Batı kamuoyunda hiç bir itibarının
kalmayışının asıl nedeni de budur.


Doğru olan yol, Türkiye için siyasi ve askeri bağımlılıkları kabul etmeyen
demokratik bir devlet inşa etmektir.


Türkiye Doğu`ya mı, Batı`ya mı aittir? Coğrafi olarak her ikisi arasındadır
ve bunlar arasında bir köprüdür. Doğulu olmak, Körfez şeyhliklerine
benzemeyi gerektirmez. Batılı olmak, emperyalizme bağımlılık demek
değildir. Çözüm, bağımsız, demokratik, çağdaş, halkçı bir Türkiye devleti
inşa etmektir. (Ayvalık, 14 Ağustos 2016)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.