Bu bir insanlık faciasıdır
Bu bir insanlık faciasıdır
30 Ağustos 2017 Çarşamba
Dünyanın çeşitli bölgelerinde saldırı, işgal ve savaşlara maruz kalan Müslümanlar acılar içindedir.
Kan ve gözyaşı dinmedi, dinmiyor.
Suriye ve Irak`ta emperyalist güçlerin kışkırtması ve yönlendirmeleriyle yaşanan iç savaş, Filistin`e yönelik İsrail devlet terörünün yoğun saldırılar gibi üzücü olayların yaşandığı bir sürede İslam dünyasını sarsan çığlıklar bu sefer Arakanlı Müslümanlardan gelmeye başladı.
Kurban Bayramına acılar içinde hazırlanan Müslümanlar, sosyal medya üzerinden insanlık tarihinde benzerine zor rastlanacak bir insanlık faciasıyla şokta.
Myanmar askerleri, 3 günde 3 bin masum Müslümanı katletti ve 100 bin kişiyi sürgün etti.
Vahşet hâlâ devam ediyor.
Sosyal medyaya düşen video görüntüleri ve fotoğraflar insanın kanını donduracak kadar vahşidir.
Gerçek şu; Arakan`da korkunç bir katliam yaşanıyor!
Arıkanlı Müslümanların yaşandığı yerleşim yerleri yakılıp yıkılıyor.
Dünya seyrediyor! Müslümanlar seyrediyor!
TÜRKİYE DEVREDE
Myanmar`ın Arakan bölgesinde yaşayan binlerce Müslüman imha edilirken uluslararası toplum yine sessiz.
Toplu katledilenler, Yahudi veya Hristiyan olsaydı dünya ayağa kalkardı...
Ama Müslüman oldukları için kimsenin umurunda değil.
Haberin duyulması üzerine harekete geçen tek ülke yine Türkiye oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya liderlerini arayarak olaya acil müdahale için BM`nin devreye girmesi için harekete geçilmesini istedi.
Olayı yakından takip eden, çeşitli yollara başvurarak çareler arayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlık faciasına maruz kalan Arakan Müslümanlar için Başbakan ve Dış İşleri Bakanı`na gerekli girişimleri başlatması için talimatını verdi.
TARİHDEN BUGÜNE
SÜREN VAHŞET
50 milyon nüfusu bulunan Myanmar`nın (Burma) yüzde 15`ini Müslümanlar oluşturmaktadır.
Geri kalan nüfusun büyük bir çoğunluğu Budist.
Müslümanların büyük çoğunluğu, ülkenin Arakan adlı bölgesinde yaşıyor.
Arakan Müslümanlarının tarihi acılarla doludur.
Tarihin birçok dönemlerinde Budist çetelerin zulmü, cinayet, toplu tutuklamalar, tecavüz vakaları ve işkence suretinde kendini gösteriyor.
Myanmar 1948 yılında İngiliz yönetiminin sona ermesiyle bağımsızlığını kazandı.
1962 yılında askeri darbeyle iktidara gelen komünist General Ne Win, devletin tüm imkânlarını Müslümanları yok etmek için seferber etti.
Müslümanlara yönelik saldırılar bilhassa 1948 yılından sonra artarak devam etti.
Budist çeteler, Müslümanlara ait olan ev, cami, işyerleri ve araçları ateşe veriyor.
BM İnsan hakları raporlarında 1962-1984 yılları arasında 20.000 Arakan Müslümanı öldürüldü, binlerce Müslüman kadına asker, polis ve Budist rahipler tarafından tecavüz edildi.
Bu süreçte Müslümanların mal varlıklarına el konuldu ve Müslümanlar zoraki göçe tabi tutuldu.
Devlet okullarında İslam dini hakkında yalan ve iftiralar yaymak için özel kitaplar yayınlandı. Bu kitaplarda Müslümanların şeytan oldukları ve görüldükleri yerde öldürülmesi tavsiye ediliyor.
1978 yılında baskılar sonucu yüz binlerce insan ormanlık bölgelere sığınmış ve bir kısmı komşu ülkelere ulaşmayı başarmıştı. 1990`lardan sonra Müslümanlar tekrar büyük bir kıyıma uğramış ve yine 200.000 kişi 1992 yılında Bangladeş`e sığınmak zorunda kalmıştır.
Çok fakir bir İslam ülkesi olan Bangladeş, Burmalı mültecileri topraklarında ağırlamakta, ancak yiyecek ve barınma konusunda yardım etmekte çok zorlanmaktadır.
Kısacası; tarihten bugüne devam ede gelen ve soykırıma dönüşen toplu katliamlar, yakıp yıkmalar ve göçe zorlama gibi vahşet maalesef hâlâ devam ediyor.
|
