Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10218
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (148) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 1.08.2015 16:57:45

Batılıların ikiyüzlü politikalarına dikkat..

Batılıların ikiyüzlü politikalarına dikkat..

01 Ağustos 2015

Mehmet KOÇAK

Türkiye geçmişten günümüze Batılı müttefikleriyle ilişkilerini kalıcı ve sürdürülebilir düzeyde devam ettirmek konusunda azami ölçüde gayret sarf etmiştir. Ancak Batılıların Türkiye`ye karşı aynı hassasiyeti gösterdiği söylenemez.

1950`li yıllarda NATO çerçevesinde pekişen bu ilişkilerde Batılılar sürekli kendilerini ``yüksek kültür´´ün temsilcileri olarak görmüş ve Türkiye`ye hep önyargılı davranmışlar ve bu önyargı ile Türkiye`nin içişlerine müdahaleyi alışkanlık haline getirmişlerdir.

Bunun asıl ve en önemli sebebi; Batılıların tarihten kalan kinleriyle Türkiye`yi ve Türkleri hâlâ Osmanlı`nın devamı gibi görmeleridir.

Osmanlı ile başlayan bu önyargılı bakış ve yanlı politikalar, Cumhuriyet döneminde de aynen devam ettirilir. Türkiye`nin ekonomik yetersizliği insafsızca kullanılır ve ihtiyaç duyduğu destek yerine sınırlı ve karşılığı yüksek beklentilerle verilir.

Bu dengesiz politikalar bir ihtiyaç halinde anında değişir ve Türkiye`nin dostluğu ile önemi hatırlanır. Ancak bunlar kalıcı değil geçicidir. Zira Batılılar istediklerini elde ettikten sonra eski durumlarına geri dönerler.

Son günlerde yaşanan siyasi gelişmeler, geçmişte yaşananların benzeri niteliğindedir. ABD ve AB üyesi ülkeler, Irak ve Suriye`deki yerel güçlerle işbirliği yaparak Ortadoğu`yu Türkiyesiz dizayn etme girişimini denemişlerdir.

IŞİD`e karşı Suriye`nin Kuzeyinde bir Kürdistan Kantonu oluşturulmasına ciddi destek verilmiş ve Kuzey Irak Kürt Bölgesel yönetimi, hatta PKK açık-gizli desteklenmiştir. PKK destekli PYD, IŞİD`e karşı beklenen başarıyı elde etmesi bir yana Kobani ve çevresini IŞİD`e kaptırmak üzere iken ABD öncülüğündeki müttefik kuvvetlerin hava saldırıları ve Türkiye`nin de ciddi desteğiyle Kobani ve çevresi IŞİD`den geri alınmıştır.

Türkiye ile yeni bir dönemi başlatmak zorunda kaldılar...

Bölge üzerinde hesapları olan ABD ve müttefikleri yereldeki terör örgütü PKK- PYD ile Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi ile IŞİD`le mücadelenin mümkün olamayacağını anlamış ve ``Türkiyesiz olmuyor´´ görüşünden hareketle Türkiye ile yeni bir dönem başlatma kararı almışlardır. Daha doğrusu böyle bir kararı almak zorunda kalmışlardır.

ABD ile çok yönlü açık gizli pazarlıklar yapıldı ve sonunda Türkiye`nin olmazsa olmaz şartı olan; ``Sadece IŞİD değil, PKK ve PYD ile bölgedeki tüm terör örgütleriyle mücadele´´ ortak görüş olarak benimsendi. 1 Ağustos itibarıyla yürürlüğe girecek anlaşmaya göre İncirlik hava üssü ABD ve müttefiklerine açılmış olacak ve terörle mücadele daha kapsamlı olarak yürütülecektir.

Bu anlaşmanın hemen akabinde ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve NATO resmen Türkiye`nin IŞİD`e yönelik hava saldırılarını takdir ettiklerini ve desteklediklerini belirterek, Milli güvenliği açısından PKK ile mücadelesini ise anlayışla karşıladıklarını resmen beyan ettiler.

Yine ikiyüzlü politikalar ve Bizans entrikaları sürdürülüyor...

ABD ve AB üyesi ülkelerin çıkarları gereği Türkiye`ye destek açıklamalarına rağmen Batı medyasında Türkiye ve Erdoğan karşıtı karalama kampanyalarına aynen devam ediliyor. Nitekim Batı Medyasında:

``IŞİD`le mücadele görüntüsü altında Türk ordusu Kürtlere saldırıyor´´, ``Erdoğan`ın hedefi; Çözüm sürecini sonlandırıp, HDP`yi kapatarak bir erken seçimle tekrar AK Parti`yi iktidara getirmek ve elini güçlendirmek´´ gibi küstahça saldırı ve suçlamalara geniş yer veriliyor.

Batılı siyaset merkezlerinde Türkiye ile eşit ve birbirine karşı saygı temeline dayalı dengeli bir ilişkinin devam etmediği açıkça görülüyor.

Unutulmasın ki;

PKK terör örgütünün beslendiği ve destek bulduğu ülke Almanya, Fransa, İngiltere, Belçika ve Hollanda`dır. ABD bu konuda hem var hem yok.

Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa`da PKK ve DHKP-C çok yönlü örgütlenmiştir. PKK adına bu ülkelerde oteller, alışveriş merkezleri, dönerci dükkanları gibi farklı alanlarda çok sayıda işyerleri çalıştırılıyor. Her çalışan Kürt, maaşının 40`ını örgüte vergi olarak vermek zorunda.

Bazı Türk ve Kürt işadamlarının haraca bağlanmış olduğu istihbarat raporlarında yer almaktadır.

Ve yine; PKK terör örgütünün milyonlarca Euro parası bu ülkelerin bankalarında bulunmaktadır. İsviçre de buna dahildir.

Türkiye hükümeti PKK ve DHKP-C terör örgütlerinin finans kaynaklarının kesilmesi ve banka hesaplarının dondurulmasını ayrıca bu örgütlerin faaliyetlerinin yasaklanmasını defalarca talep etmiş olmasına rağmen maalesef Avrupalı müttefiklerimizden olumlu bir cevap alamamıştır.

Şansölye Merkel, IŞİD ve PKK ile diğer terör örgütleriyle mücadelede ``Türkiye`nin yanındayız´´ derken kendi partisi ve diğer tüm parti dış politika temsilcileri tam tersi açıklamalar ile Alman medyasında PKK`ya orantısız güç kullanıldığını iddia ediliyor. ``IŞİD`le mücadele yerine Kürtlere saldırı neden?´´ gibi anlamsız ve suçlayıcı açıklamalarıyla PKK`ya resmen destek vermektedir.

Bütün bu gerçekler değerlendirildiğinde görülüyor ki; Batılılar hâlâ Türklerin Viyana`ya kadar ilerleyişini unutamamış. Hâlâ önyargıları ve tarihten gelen kinleri devam ediyor.

Başta da ifade etmeye çalıştığım gibi şimdiki kısmî destekleri, istediklerinden dolayı değil, mecbur kaldıklarından dolayıdır ve bu desteğin altında kendilerinden yana gizli bir menfaatin olduğu da unutulmamalıdır...


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.