Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Özel Büro İstihbarat Mehmet Bedri - (Ziyaretci) 28.08.2021 19:27:35

AFGANİSTAN VE VİETNAM

AFGANİSTAN DOSYASI /// Mehmet Bedri Gültekin : Afganistan ve Vietnam
"Özel Büro İstihbarat (GMAIL)" ozel.buro.istihbarat@gmail.com: Aug 26 06:34PM +0300

http://www.mehmetbedrigultekin.com/author/mbedri/ Mehmet Bedri Gültekin :
Afganistan ve Vietnam


19 Ağustos 2021

Söze, bizim ülkemiz açısından belki de en önemli dersin ne olduğundan
başlayalım:

Kabil havaalanındaki görüntüler; uçakların kanatlarına, iniş takımlarına
asılarak kaçmaya çalışanlar, yüzlerce metre yükseklikten yere çakılarak
ölenler, ABD ile işbirliği yaparak siyasi emellerine ulaşabileceklerini
zanneden herkese ders olmalıdır.

PKK, PYD, FETÖ ve ABD`ye dayanarak gelecek hesapları yapan herkes içindir bu
ders!

ABD uçak ve helikopterlerinin, elçilik personelini ve diğer görevlilerini
Kabil havaalanındaki bu tahliye görüntüleri, hafızalarda, 1975 yılına ait
Saygon (Vietnam) havaalanı ve limanındaki görüntüleri canlandırdı.

ABD, Vietnam savaşını kaybetmişti ve 1975 yılında apar topar ülkeyi terk
ediyordu. O güne kadar işgalciyle işbirliği yapanlar ise can havliyle ABD
uçak, helikopter ve gemilerine atlamaya çalışıyorlardı. Kabil havaalanında
yaşananlar da benzer manzaralardı.

Benzerlik sadece görüntülerde var, gerçekte ise bambaşka durumlar söz
konusudur.

Amerikan Çağı geride kaldı

Birinci olarak ABD Vietnam`da ağır bir yenilgiye uğradı ama hala dünyanın
açık ara en büyük ekonomik ve askeri gücüydü. Nitekim çok geçmeden
yenilginin travmasını geride bıraktı ve 1980 yılında Ronald Reagan`la
birlikte, kapitalist-emperyalist dünyanın lideri olarak neo-liberal
küreselleşme saldırısını başlattı.

Bugün ise ABD, artık dünyanın en büyük ekonomisi değil. Askeri bakımdan ise
Rusya ve Çin`in başını çektiği güçler, ABD`den geride değiller. Yani
"Amerikan Çağı" artık geride kaldı.

Bu bakımdan Kabil`deki görüntüler ABD açısından utanç verici bir yenilginin
ötesinde anlamlar taşıyor. Artık yeni bir çağdayız, Bölgesel Birlikler
Çağı`nda.

Arkadaki destek

İkinci olarak Vietnamlı devrimciler, İkinci Dünya Savaşı`nın ardından bütün
dünyayı saran milli kurtuluş savaşları ve sosyalist devrimler akımının bir
parçasıydılar. 1975 yılı bu devrimci dalganın doruğuydu.

Çin Halk Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği gibi iki büyük güç, Vietnamlı
devrimcileri destekliyordu.

Kapitalist emperyalist ülkelerde bile bu anti-emperyalist ve sosyalist
mücadeleye yönelik çok büyük bir sempati dalgası vardı.

Amerika, Vietnam`da savaşıyordu ama Amerikan halkının küçümsenmeyecek bir
bölümü Vietnam halkından yanaydı ve meydanlardaydı.

Taleban ise Siyasal İslamcı bir örgüt. Siyasal İslamcılık, bugün her tarafta
kaybediyor ve geri çekiliyor. Yani Vietnamlı direnişçilerin tersine,
Taleban`a yönelik benzer bir destek söz konusu değil.

ABD, arkasında hemen hemen hiçbir ciddi uluslararası desteğin olmadığı işte
bu durumdaki Taleban karşısında tutunamadı ve işgal ettiği Afganistan`dan
kaçmak zorunda kaldı.

Aslında bu durum bile ABD`nin uğradığı yenilginin ne kadar önemli olduğunu
ve sonuçlarının dünya ölçeğinde neden çok daha fazla iz bırakacağının
yeterli açıklamasıdır.

Kısacası ABD`nin Afganistan`da uğradığı hezimet, dünyanın bütün halklarının
bugüne kadar değişen boyutlarda olsa da acısını çektiği, emperyalist
sömürgecilik ve hegemonya politikasının hezimetidir. Ve hiç şüphe yok ki
biz, ABD`nin yenilgisinden memnuniyet duyarız.

Afganistan`ın ödediği ve ödemekte olduğu bedel

Üçüncü olarak Afganistan`ın yaşamakta olduğu trajedi üzerinde durmak
gerekiyor. Bu ülke, tam 40 yıldır emperyalist işgallerin yol açtığı yıkımın
sonuçlarını yaşıyor.

Afganistan, 1979 yılında Sovyet işgali yaşadı. 9 yıl süren işgalin biricik
sonucu, ABD`nin şeriatçı örgütleri kullanarak ülkeye iyice yerleşmesi oldu.
Devrim dalgasının dünya ölçeğinde geri çekilmesi, emperyalizmin desteklediği
etnik ve dinsel örgütlenmelerin dünyanın her tarafında güçlendiği
koşullarda, Afganistan`da meydan; El Kaide, Hizbi İslami vb gibi ABD mamûlü
örgütlere kaldı.

ABD desteği ile ve Amerika`da basılan kitapların eğitim malzemesi olarak
kullanıldığı, Afganistan ve Pakistan`daki medreselerden yetişen öğrencilerin
örgütü olan Taleban, 1990`ların ortasında ülke yönetimini ele geçirdi.
Ülkenin laik demokratik birikimi bu süreçte adım adım yok edildi.

İnsanlık 21. yüzyıla doğru giderken, Afganistan Ortaçağ koşullarına geri
döndürüldü. Taleban`ın önceki yönetim döneminde, ülkeyi bir etnik gruplar ve
kabileler konfederasyonu yönetti.

ABD, 2001 yılında "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi"nin
(Türkiye`de kısaca BOP olarak bilinir) bir parçası olarak Afganistan`ı işgal
edince, Afganlılar da doğal olarak bu emperyalist işgale karşı ellerinde
bulunan "malzemeyle" direndiler.

Taleban, ABD`nin1970`lerin sonundan itibaren Afganistan`da yürüttüğü
çalışmanın ve yarattığı ortamın ürünüdür. Ama ülkeye hakim olduktan sonra
kontrolden çıktığı ve sonunda ABD`nin 2001 yılındaki işgaline neden olduğu
ve 20 yıldır ABD ile savaştığı da başka bir gerçektir.

Taleban`ın ve Afganistan`ın geleceği

Dolaysıyla, "ABD Afganistan`dan çekildi ama ülkeyi kendi yetiştirmesi olan
Taleban gericilerine bıraktı" şeklindeki değerlendirme son derece yanlıştır.

ABD, öylesine bir çöküş içindedir ki Afganistan`da doğru dürüst bir dış
desteği olmayan Taleban`ın önünden bile kaçmak durumunda kalmıştır.

Öte yandan Taleban`ın Afganistan`da bir geleceği var mıdır? Siyasal İslam`ın
geri çekildiği, dünyanın her tarafında mevzi kaybettiği ve en büyük
destekçisi olan ABD`nin çöküşe doğru gittiği koşullarda Taleban,
Afganistan`da özlediği Ortaçağ düzenini kurmada başarılı olabilir mi?

Üstelik Afganistan`ın komşuları Çin, İran, Pakistan, Türkmenistan,
Özbekistan ve Tacikistan; İran hariç hepsi laik ülkeler. İran ise görünüşte
şeriatla yönetiliyor ama gerçekte Şeriat bu ülkede sadece bir örtü. Üstelik
Afganistan`ın tamamına yakını Sünni iken İran Şii.

Rusya ve Hindistan`ın, Afganistan ile doğrudan sınırları yok ama gerçekte bu
ülke ile komşularıymış gibi bir ilişki içindeler.

Bir yandan emperyalizmle çatışmak, diğer yandan yukarda sayılan ülkelerle
çevrili olmak koşullarında Taleban`ın önünde, yükselen Asya gerçeğinin bir
parçası olmak dışında bir çıkış yolu yoktur. Nitekim Taleban`ın yönetimi
aldıktan sonra yaptığı ilk açıklamalar da bu yönde ipuçları içeriyor.

Bugün değil ama orta vadede, Afganistan`ın Yükselen Asya`nın bir parçası
haline geleceğini öngörebiliriz.

Ama elbette bu süreç sancılı olacaktır. Afganistan`ın sırtında iki "dağ"
vardı: İşgalci Amerika ve Ortaçağ. İşgalci Amerika`dan kurtuldu. Şimdi sıra,
ikinci "yük"ten kurtulmada.

Her şeyi bir yana bırakalım, kadınlarını yok sayan, insan yerine koymayan
bir rejimin 21. yüzyıl dünyasında yeri olamaz!

Afganistan halkı, Ortaçağ gericiliği ile de hesaplaşacaktır,
hesaplaşmaktadır. Büyük Babür Han`ın anavatanı, bu mücadeleyi de başarıya
ulaştıracak potansiyele sahiptir


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.