Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10219
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2294) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (426) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (149) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3432) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1681)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 20.01.2022 22:07:39

ABD, dirense de dünyadaki güç dengeleri değişiyor

ABD, dirense de dünyadaki güç dengeleri değişiyor
19 Ocak 2022

Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


Sovyetler Birliği’nin dağılması ve Varşova Paktı’nın devre dışı kalmasıyla birlikte sarsılan siyasi, iktisadi, askeri ve ekonomik dengeler küresel düzeyde büyük buhranların yaşanmasına yol açtı.

Emperyalist devletler, dünyayı kendi çıkarları yönünde yeniden şekillendirme uğruna başlattığı rekabet ve güç mücadelesi; saldırı, işgal ve kitlesel göçlere sebep olmuştur.

Yugoslavya’nın dağılması sonucu patlak veren iç savaşlar, son yıllarda ABD, Çin ve Rusya arasında yaşanan güç mücadelesi, ayrıca Libya, Suriye, Yemen, Sudan, Tunus ve Mısır’da gerçekleşen halk devrimleri ve karşı devrimler, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgali, Karabağ ve işgal topraklarının kurtarılması, Ukrayna, Lübnan ve Irak ile son olarak Kazakistan’da dış mihrakların yönlendirmeleri ile kaos ve siyasi istikrarsızlık gibi trajik olaylar yaşanması bu sürecin acı gerçekleridir.

Bütün bu gelişmeler ve çözülemeyen ancak çözüm bekleyen sorunlar ile dünya yeni bir düzene doğru ilerlemekte olduğuna yaşayarak şahit oluyoruz.

Kısacası, istesek de istemesek de şu an aşamalı olarak yeni bir dünya düzenine giden bir sistemin içinde yer alıyoruz.

‘Yeni Dünya Düzeni’ni ise mevcut dünya düzeninin etkin aktörleri olan ve dünya sistemini kontrol eden büyük ülkeler ve onların oluşturduğu güç odakları başlatmıştır.

Zira onların dışındaki ülkelerin kabullenme dışında itiraz etme, öneri sunma veya ‘Yeni Dünya Düzeni’nin oluşumunda rol alma şansları yoktur.

Yani, Birleşmiş Milletler (BM) üyesi 193 ülke, Birleşmiş Milletler- Güvenlik Konseyi (BM-GK) daimi üyeleri olan o ‘Beşli Çete’nin çizdiği sınırlar içinde yaşamaya mahkum edilmiştir.

Siyasi, askeri ve ekonomik baskı, saldırı ve işgallerle çıkar politikalarını kabule zorlayan o ‘Beşli Çete’nin dünyayı esir aldığı gerçeği ile karşı karşıyayız.

“Dünya 5’ten büyüktür” sözüyle Başkan R. Tayyip Erdoğan’ o ‘Beşli Çete’ye dikkat çekmişti.



Dünyayı yöneten ve yönlendiren ‘Beşli Çete’nin en güçlüsü ise (her ne kadar yeni zorlayıcı rakipler belirse de) Amerika Birleşik Devletleridir.

Akla gelen ikinci ülke, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra sıradan bölgesel bir güce dönüştüğü sanılan, eski bir istihbaratçı olan Putin’in liderliğinde ise yeniden küresel bir güç olmayı başaran Rusya’dır. Rusya Ukrayna, Suriye ve Afrika hamleleriyle geçmişteki prestijini kısmen de olsa geri kazanmış görünüyor.

Üçüncüsü ise, tarihte eşi görülmemiş bir ekonomik sıçrama yaparak, büyük bir güç haline gelen Çin’dir.

Çin deyip geçmemeli.

Çünkü Çin, elde ettiği ekonomik gücü ile stratejik nüfuz alanlarını artırdığı gibi güçlü bir ordu kurarak var olan stratejik ve askeri gücünü pekiştirdi.


ABD, rakibi olarak görmekte olduğu Çin’i dizginlemeye gücünün yetmeyeceği görülmektedir.

Bunun en büyük sebebi değişen dünyadaki güç dengelerinin sarsılmış olmasıdır.

Bu sarsıntılı süreç dünyadaki konjonktüre bağlı olarak, değişimler ve şartlar, Rusya’nın askeri yükselişi ve Çin’in ekonomik atılımını beraberinde getirmiştir.

Ancak yeni dünya düzeninde gücün dağılımı sadece bahsi geçen üç ülke ile sınırlı değildir.

Avrupa Birliği (AB) de dünya sisteminde önemli roller üstlenme potansiyeline sahiptir.

Unutulmasın ki o ‘Beşli Çete’nin iki ülkesi İngiltere ve Fransa, Avrupa kıtasındadır.

Avrupa Birliği’nden İngiltere çekilmiş olsa bile Schengen Anlaşması, ortak para birimi Euro ve Erasmus gibi kurumlarıyla bir arada kalmayı sürdürüyor.

Bu gelişmeler bir arada değerlendirildiğinde ABD’nin artık tek başına bir ‘Başat ülke’ olmadığını göstermektedir.

Diğer bir ifadeyle “tek kutuplu dünyadan, çok kutuplu bir dünyaya” doğru ilerleyiş devam etmektedir.

Elbette ki ABD, hâlâ en güçlü ülkelerin başında gelmektedir.

Güçlü ve deneyimli askeri gücü, rezerv para olan dolara sahip olması ve hız kesmeyen teknolojik gelişimiyle lider konumundadır.

Ancak, bütün bunlar var olmakla birlikte ABD’nin gücüne ulaşma yolunda hızla ilerleme potansiyeline sahip olan başka ülkeler de var olduğu diğer bir gerçektir.

Üstelik siber teknoloji ve yapay zekâ alanındaki ilerlemeler tüm denklemleri altüst edebilecek mahiyettedir ve bu teknolojiler ABD’den çok Çin, Japonya ve Güney Kore ile kısmen de Rusya’da bulunmaktadır.

Yani, ABD’nin tek hakim güç rolünün artık devam etmediği bir gerçektir.

ABD kabullenmekte zorlansa da dünyada yeni bir güç dağılımı kaçınılmaz hale gelmiştir.

Dünya bu değişimin doğum sancılarını çekiyor.

Dileğimiz bu değişimler sonunda oluşacak olan yeni bir dünya düzeni adlı nizamda insani değerlerin ve adaletin kabul görmesidir.

...Ve yine bu değişimin yeni bir dünya savaşı yaşanmadan gerçekleşmesidir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.