12 mil SAVAŞ SEBEBİ`dir
12 mil SAVAŞ SEBEBİ`dir
Türkiye-Yunanistan arasındaki gerilim son derece endişe verici. Yunanistan, şimdi de İyon Denizi`nde kara sularını 6 deniz milinden 12 mile çıkarma kartını masaya sürdü. Türkiye ise, 12 mil ilanı direkt SAVAŞ SEBEBİ (Carsus Belli) sayılacağı uyarısında bulundu. İki ülkenin Doğu Akdeniz`de gerçekleştirdiği tatbikatlar sonrası Yunanistan`ın 12 mil girişimi iki ülke arasındaki &8216;alarm` seviyesini 23 yıl sonra yeniden en üst düzeye çıkardı. Yunanistan`ın bu provokatif girişimi ilk değil. Yunanistan 1936 yılında tek taraflı olarak Lozan`da 3 mil olarak belirlenen karasularını 6 mile çıkarmış, o dönem Türkiye-Yunanistan ilişkilerine hakim olan olumlu hava nedeniyle Türkiye buna itirazda bulunmamıştı. Bu gerçekten Türkiye adına tarihi bir hataydı. 1974`deki Kıbrıs Barış Harekatı`ndan sonra Kıbrıs`ta hezimete uğrayan Yunanistan karasularını bu sefer 6`dan 12 mile çıkarmaya kalkıştı. 15 Nisan 1976 yılında Türkiye bu girişimi savaş sebebi (Carsus Belli) ilan etmesiyle Yunanistan geri adım atmaya mecbur kalmıştı. Şimdi Yunanistan aynı yola başvurarak karasularını 12 mile çıkarmaya hazırlanması Ankara`yı harekete geçirdi. Diğer bir ayrıntı bilgi şudur. 1994 deniz hukuku toplantısında da 12 mil konusunda uluslararası hukuka göre bütün ülkelerde söz konusu oldu, münakaşalı yerlerde iki tarafa bırakıldı. Bu anlaşmaya göre Türkiye ile anlaşma olmadan Yunanistan`ın münakaşalı olan bölgede kendi başına karar alamaz. Yunanistan ile Mısır arasındaki MEB anlaşması ile Yunanistan`ın karasularını 6`dan 12 mile çıkarma girişimi Türkiye için yok hükmündedir. Eğer, Yunanistan 12 mil kararını parlamentoda onaylar ve uygulamaya kalkar ise, Türkiye bunu savaş sebebi sayar ve gereğini de yapar. Çünkü Yunanistan`ın karasularını 12 mile çıkarması ile Türkiye`ye, Ege Denizi`nin 10`undan daha az bir alan kalacaktır. Ayrıca, Ege`de 3 bin ada olduğu için her adanın karasularını birleştirdiğiniz Ege, Yunanistan gölü haline gelir. SAVAŞ İSTEYEN TARAF DEĞİLİZ ANCAK&8230; Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan, Akdeniz`de çözüm için Türkiye`nin her zaman hazır olduğunu belirterek, ``Akdeniz`deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim. Herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Anlaşmazlıkların diyalog yoluyla ve hakkaniyet temelinde çözümü için biz her zaman varız ve hazırız´´ diyerek Yunanistan`a açık ve net olarak çağrısı gerçekten çok anlamlı ve de önemlidir. Milli Savunma Bakanımız Sn. Hulusi Akar`ın ``Kimsenin toprağında, denizinde asla gözümüz yok. Fakat hiçbir şekilde de komşularımızın topraklarından, denizlerinden bize karşı bir saldırıya da müsaade etmeyeceğimizi, buna göz yummayacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz. Türkiye`nin gücünü, kuvvetini test etmemek lazım. Hak ve menfaatlerimizi korumak, kollamak konusunda azimliyiz, kararlıyız, muktediriz´´ şeklindeki açıklaması Türkiye`nin savaş istemediği ancak buna mecbur kalınması durumunda ise gereğini yerine getirmekte de kararlı olduğu açıktır. NATO SORUMLULUĞUNUN GEREĞİNİ YAPMALI Yunanistan`ın, Türkiye`nin Doğu Akdeniz`de sismik araştırma yaptığı bölgenin yakınında Fransa, İtalya ve Güney Kıbrıs`ın katılımıyla üç gün sürecek ``Eunomia´´ adı verilen ortak tatbikata başlaması üzerine Türkiye`de yeni Navtex ilan ederek 1-2 Eylül tarihlerinde Kıbrıs`ın kuzeyinde atış eğitimi yapılacağını duyurdu. Karşılıklı restleşmelerin bir savaşa dönüşmesinden endişe eden NATO, iki NATO üyesi ülke Türkiye ve Yunanistan`a Doğu Akdeniz`deki askeri manevralarını sonlandırılması için çağrıda bulundu. Alman hükümeti, AB Dış İlişkiler Konseyi öncesinde Doğu Akdeniz`deki gerilimle ilgili olarak tansiyonu düşürme ve doğrudan görüşme çağrısı yaptı. Türkiye gerek NATO`nun ve gerekse Almanya`nın çağrısına karşı değil. Zira benzer çağrıları Başkan Erdoğan, Dış İşleri Bakanımız Sn. M. Çavuşoğlu ve Savunma Bakanımız H. Akar yapmaktadır. Ancak tüm bu uyarı ve çağrılara rağmen Yunanistan, egemen güçlerin kışkırtması ve destek sözlerine güvenerek provokatif girişimlerini sürdürmektedir. NATO, çağrı ve uyarılarla kalmamalı, itibarını korumak istiyor ise ve AB çağrılarında samimi ise, Yunanistan`ı dizginlemelidirler. Aksi takdirde yaşanacak tüm olumsuz gelişmelerin baş sorumlusu Yunanistan, onu kışkırtan ve destekleyenler ile sorumluluklarının gereğini yerine getirmeyenler de onun suç ortakları olacaktır.
|