Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10211
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2292) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1679)


Dış Politika - Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? konusu hakkında görüşler
İKLİL KURBAN - (Ziyaretci) 19.07.2010 14:51:20

RUSYA`YI TANIYALIM (2)

Rusya`nın neden tehlikeli olduğunu, yaşayarak edindiğim bilgilere dayanarak anlatmaya çalışacağım:

Yıl 1944, gördüğüm-duyduğum birçok olayları dünkü gibi hatırlıyorum. Doğu Türkistan`ın Nılkı kasabasında ve Gulca şehrinde Çin zulmüne karşı halk ayaklanması patlak vermiş, sonuçta Şarki Türkistan Cumhuriyeti kurulmuştu. Uygurların-Kazakların-Tatarların sevinci doruktaydı. Tüm Doğu Türkistan`ın kurtarılması an meselesiydi.

Gulca şehrinde Tatarlar çoktu, bir mahalle dolusu Tatarlardı. Çin`e karşı Sovyet propagandası önce Tatarlar arasında yoğunlaşmıştı. Ruslar, Tatarları sanki kendi vatandaşı gibi algılıyor, en güvenilir insanlarını onların arasından seçiyordu. 06.10.1944 tarihli Nılkı isyanının lideri Tatar Fatih Müslim idi. 17.09.1945 günü Manas Nehri kıyısına gelip duraklamış 30 bin kişilik Şarki Türkistan Ordusunun muavin komutanı Tatar Mergup İshak idi. İşte Sovyetlerin estirdiği özgürlük esintilerinin sayesinde Doğu Türkistan`da bu gelişmeler yaşanırken, 14.08.1945 günü, ``Çin-Sovyet Dostluk, Müttefik Anlaşması´´ Moskova`da imzalanır. Böylece Manas nehri kıyısında duraklayan Şarki Türkistan Ordusu, cephanesiz, hareketsiz, idealsiz bitkin halde yüzüstü bırakılırken, sırada ordudan yoksun Gulca`daki Şarki Türkistan Cumhuriyeti vardır.

Yıl 1949, Ağustos ayı, Sovyet-Çin işbirliğiyle ayarlanmış ``uçak kazası´´ süsüyle, Şarki Türkistan Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı Ahmetcan Kasimi öldürülür ve cumhuriyetin varlığına son verilir. Çin Komünist Partisinin Azatlık Ordusu bir kurşun sıkmadan tüm Doğu Türkistan`ı işgal eder. Sovyet-Çin dostluğunun heyecanı doruktadır. Şubat 1950, Moskova`daki Stalin-Mao Zedung buluşmasında, ``Shin Cang (Doğu Türkistan) Çin`in bölünmez bir parçasıdır´´ yazısı bulunan bir kağıt parçası karşılıklı imzalanıp belge haline getirilir.

İkinci Dünya Savaşının bitimiyle 1945`te tüm Doğu Avrupa`ya, Çin iç savaşının bitimiyle tüm Çin`e egemen olan Sovyetlerin gururu duruktadır. Sırada tüm dünyanın komünizmleştirilmesi gündemdeyken, bunun için Çin`in silahlandırılmasına-güçlendirilmesine gereksinim vardır. Böylece Çin`de Sovyet destekli, ``400 adet ağır sanayi biriminin yapımı´´ başlatılır. Fakat Çin`in ırkçı gururu da iş başındadır, bu gurur Rusların her dediğine ``evet´´ demez. Nasıl 1950`li yıllar Sovyet-Çin dostluğuyla geçtiyse, 1960`lı-70`li yıllar Sovyet-Çin düşmanlığıyla geçmiştir. Sovyetler ``400 adet ağır sanayi biriminin yapımı´´nı durdurmakla yetinmez, Çin`i ağır bir borç ödemeye zorlar. Çin elinde bulunan her şeyi Sovyetlere vermek zorunda kalır. Tüm Çin çapında açlık baş gösterir, 20 milyon insan açlıktan ölür.

Bu fırsatı değerlendiren Sovyetler tekrar Doğu Türkistan oyununa hız verir. Her gün saat 20`de Almatı`dan seslendirilen ``Vatanı Kurtarma Radyosu´´ sırayla Uygurca-Kazakça-Çince ateşli yayınlar yaparak, halkı Sovyetlere kaçmaya ve Çinlilere karşı isyana çağırıyordu. Ulus aç bir sürü gibi birbirini itiyordu. Bu kaçış, 29.05.1962 günkü Kanlı Mayıs Olayı ile son bulmuştur.

Kanlı Mayıs Olayı:

29 Mayıs sabahı, Gulca otobüs terminali mahşer günü gibidir. Bilet almaya ve otobüse binmeye gelenlerin sayısı gittikçe biraz daha artar. Oysa ne bilet satılır, ne de otobüs kalkar. Tıklım tıklım kalabalık sanki önceden anlaşmış gibi, gitmeye yolun açılması ve izin verilmesi için hükümet binasına doğru yürürler. Stalin Caddesiyle Azatlık Caddesi arasına inşa edilmiş, arkası birbirine bitişik hükümet binasıyla parti binası artık her şeye hazırlanmış durumdadır. Kalabalık daha yetkili olan Azatlık Caddesindeki parti binasına yaklaşır. Ama demir parmaklıklarla kuşatılmış avlu kapısı çoktan zincirlenmiştir. Gittikçe artarak Azatlık Caddesine sıkışan insanlar yatağına sığmayan bir nehir gibi dalgalanır durur ve durmadan, ``İzin verin! Gideceğiz! Şehir sizlere kalsın!´´ diye seslenirler. Sabahtan bu yana çok yorulan insanlar, öğleden sonraki hızla alçalmakta olan güneş; bir de bu kadar çoğunluğa yaklaşan gizli kader&8230;. Şimdi hepsi, insanlar da, güneş de, gizli kader de acele eder durur&8230; Birkaç kişinin demir parmaklıklardan atlaması üzerine, halkın önündeki parti binası ve arkasındaki ordu binası çatılarına yerleşen Azatlık Ordusunun askerleri makineli tüfekten kurşun yağdırmaya başlarken, şaşkınlıkla bir o yana, bir bu yana dalgalanan kişiler kurşun yağmuruna hedef olmaktan kurtulamazlar. Makineli tüfekler durmadan ateş kusar&8230; Böylece Azatlık Caddesi, Azatlık Ordusu tarafından azat edilirken(!), güneşin son ışıkları da sönüp, Gulca şehrinin gökleri tamamen karanlığa gömülür.

Bu olaydan sonra Çin, gemi azıya aldı, tüm dünyada, Çin`de, bilhassa Doğu Türkistan`da Sovyet düşmanlığını yansıtan-körükleyen eylem ve söylentilere cesaret ve hız verdi. ABD`yi arkasına alan Çin, Sovyet savaş tehdidine karşı şu yanıtı veriyordu: ``Pekin`i istediğin kadar, birkaç kez sana verebiliriz, fakat Shin Cang`ı (Doğu Türkistan`ı) asla!´´

Doğu Türkistan`da Sovyet yanlısı olarak birçok kişi yakalandı-öldürüldü ve sonuncusu olarak, 18 yıllık hapsi sağ salim Ürümçi`de bitiren Taş, İlyar, Nail`ler 1980`de Gulca`ya dönmüşlerdi. Onlarla görüşüp konuştum. Bir zamanların bu Sovyet fedaileri, 18 yıllık gençlik ömürlerinin acı intikamını, Çin`den değil, daha çok Sovyetlerden alınması gerektiğinde hemfikirdiler.

Ben, Birleşmiş Milletler Hong Kong Şubesinin ve Pekin Türk Büyükelçiliğinin yardımıyla, 11 Eylül Askeri Darbesinden hemen sonra, Ekim 1980 yılında Türkiye`de idim. Askeri darbenin Sovyet yayılmacılığının sonucu olduğunu öğrendim.Doğu Türkistan`da yaşadıklarımın Türkiye`de de yaşayabileceğimi düşündüm ve yanılmamışım&8230;. Çünkü Türkiye Sovyetlerle-Ruslarla komşuydu. Rusların, aynı Doğu Türkistan`daki gibi, Türkiye`deki Tatarları da kendi vatandaşı olarak algıladığını fark ettim. Bu Tatar olgusu, Ruslara göre, sanki Rus yayılmacılığını haklı(!), zorunlu(!) kılan bir koşul, bir sebep ve bir sonuç idi. Ben tam bu konuyla ilgili Mayıs 2010`da ``Tehlikeli Bir Gidişat´´ başlığıyla bir yazı yayınlamıştım. Bu yazımda Rusya`nın Ankara Büyükelçisi İvanovskiy`nin Tatarları hor gören konuşmasından ve Ona fırsat tanıyan-destek veren Dışişleri Bakanı Davutoğlu`nun tarih ile oynayan sözlerinden ve Tatarlar adına konuşmuş gibi gözüküp, Rus yalakalığı yapan hain Nadir Devlet`ten bahsetmiştim.

Bugün Rusya, ``Nükleer Santral Yapımı´´ bahanesiyle, anlaşmaları-yapay dostlukları arkasına alarak Türkiye`ye kök salmak üzeredir. Türkiye`nin Rusya müstemlekesi olmasını istemeyen herkesin dikkatine bu yazımı yazmışımdır.

Yazıma şu deyişim ile son veriyorum:

Huzursuz-güvensiz Rus aydınlığında yaşamaktansa, huzurlu-güvenli kendi karanlığımda yaşamayı 1000 kere fazlasıyla isterim.



İklil Kurban


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.