Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10211
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2292) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (199)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (279)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1679)


Dış Politika - Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 23.02.2022 17:08:08

Moskova işgal kararı aldı. Peki şimdi ne olacak?

Moskova işgal kararı aldı. Peki şimdi ne olacak?
23 Şubat 2022

Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


Geleneksel olarak her yılın Şubat ayının ikinci hafta sonunda toplanan Münih Güvenlik Konferansı, 1963 yılından beri düzenlenen ve uluslararası siyaset için en önemli buluşma ve tartışma forumlarından biridir.

Resmi olmayan diyalog ortamında gündemdeki güvenlik konuları masaya yatırılır.

Konferans son yılların en gerilimli toplantılarından birine şahit oldu.

Çünkü konferansın, Ukrayna krizi üzerinden ABD ve AB ile NATO’nun da içinde yer aldığı Batı Cephesi ile karşı karşıya geldiği bir dönemde gerçekleşmiş olmasıydı.



ABD adına ise Başkan Yardımcısı Kamala Harris ile Dışişleri Bakanı Antony Blinken, konferansta bulunduğu halde Rusya’dan üst düzeyde bir katılım olmadı.


Davet edildiği halde Rusya Devlet Başkanı Putin boykot ettiği konferansın yerine Rusya Güvenlik Konseyi’ni Kremlin’de topladı. Putin’in bu davranışı aslında kendi başına bir meydan okumaydı.

Putin, “Ben sizin kontrolünüzdeki toplantıları tanımıyorum. Ben kendi görüşlerim yönünde kararlar alma gücü ve kabiliyetine sahibim” anlamına gelen bir davranış sergiledi.

Bilhassa Rusya Devlet Başkanı Putin’in Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk ve Luhansk’taki ayrılıkçıların ilan ettiği bağımsızlık kararlarını tanıma kararı aldıklarını açıklamasının haberi Münih’teki konferansa bomba gibi düştü.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Donbass bölgesinin tarihsel olarak Rusya toprağı olduğu iddiasını bu kararıyla tescillemiş oldu.


Putin, Ukrayna’nın ayrılıkçı bölgelerinin bağımsızlığını tanımakla yetinmedi, kararının ardından bölgeye ‘barış gücü’ gönderme kararı alması gerilimin daha da artmasına sebep oldu.

Daha önce gizlilik içinde ve kapalı kapılar ardında gerçekleşen Rusya Milli Güvenlik Toplantısı ilk defa canlı olarak yayınlanması ayrı bir anlam ifade ediyor.

Böylece canlı yayında dünyaya Ukrayna konusundaki Putin’in kararlı tutumunda bir değişiklik olmadığını ve de olmayacağı gösterilmiş oldu.



ABD öncülüğündeki Batı cephesi, Putin’in kararından sonra konferansta da sürdürdüğü suçlamalar, restleşmeler ve meydan okumalar ile tehditlerini artırması dikkat çekti.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in Moskova’dan benzer şekilde ve sertlikte karşılık vermesiyle gerilimin arttığı, tansiyonun yükseldiği anlar oldu.


ABD Başkanı Joe Biden, Rusya’nın bağımsızlıklarını tanıdığını açıkladığı Donetsk ve Luhansk ile ABD’li kişi ve kurumların tüm ticari ve finansal ilişkilerini yasaklayan bir kararname yayımladı. İngiltere, Fransa ve Almanya, Rusya’nın tanıma kararına yaptırım alma yönünde anlaştı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell da, Putin’in söz konusu bağımsızlıkları tanıması durumunda AB’nin “sert bir yanıt vermeye hazır olduğunu” açıklamasının karşılığının ne olacağını zaman gösterecek.

Ancak bütün bunlar, basit ve Rusya’yı kararından caydırıcı girişimler olmadığı açıktır.

ABD Başkanı Biden Ukrayna topraklarına bir metre girmeyi işgal sayıp, savaş sebebi kabul edileceğini açıklamıştı.

Şimdi gözler ABD Başkanı Biden da, bu kararı savaş ilanı kabul edip harekete geçip geçmeyeceği ise endişeyle bekleniyor.

Çünkü Putin, Uluslararası hukuk ve Minsk protokolünü ihlal etmiştir ve Ukrayna toprağınınönemli bir bölümünü işgal etme kararı almış oldu.

ABD öncülüğündeki Batı Cephesinin kışkırttığı Ukrayna’ya sahip çıkıp çıkmayacağı merak ediliyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin Münih Güvenlik Konferansı’ndaki konuşmasında, “Ukrayna sizin Rusya’ya karşı kalkanınız; ülke bombalandıktan sonra yaptırımlarınıza ihtiyacımız yok” şeklindeki yakınmasında ne kadar haklı olduğu görülmüştür.

Çünkü Batılılar, sahadan kaçıyor. Rusya’ya karşı yaptırımlar uygulamakla yetiniyorlar.

Putin’in bağımsızlıklarını tanımakla yetinmeyip Donbass bölgesine ‘barış gücü’ adı altında Rus askerini sokmak suretiyle Rusya, Ukrayna toprağını resmen işgal etmiş oluyor.

“Peki şimdi ne olacak?”

Anlaşılan o ki, Ukrayna, Gürcistan benzeri bir sonuçla karşı karşıya kalacak.

(Gürcistan, 2008’de ABD ve NATO’ya güvenmenin bedelini ülkenin bölünmesiyle ödemişti.)



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.