Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Halit KANAK - (Ziyaretci) 30.10.2021 12:59:45

Yüreğimizdeki yara Mondros Mütârekesi (30 Ekim 1918)

Yüreğimizdeki yara Mondros Mütârekesi (30 Ekim 1918)
30 Ekim 2021

Halit Kanak İletişim:


Enver Paşa, 3 Ocak 1914`te Harbiye Nâzırlığına, 8 Ocak`ta ise Genelkurmay Başkanlığına getirildi. Nisan ayında ise Padişah Sultân Reşat`ın yeğeni, Şehzâde Süleyman`ın kızı Naciye Sultân`la evlenerek Saraya damat oldu. Çok kritik bir dönemde göreve getirilmişti. İngiltere, Fransa ve Rusya ittifak yapmışlar, yetmemiş birde gizlice harita üzerinde Osmanlı Devletini paylaşmışlardı.

Bu ittifak duyulunca Enver Paşa felâketin kapıda olduğunu anlamış, hükümete kararını sormuştu. Siyasette 24 saat uzun zaman diyenler haklı çıkmıştı. Çıkan karar, "Devletin varlığını sürdürebilmesi için Avrupalı güçlerle ittifak şarttır" yönünde olunca ittifak arayışları başladı.

Önce, Fransa’da deniz tatbikatını izleyen Bahriye Nâzırı Cemal Paşa`ya âcil koduyla telgraf çekilerek Fransızlara ittifak teklifi yaptırıldı, Fransa reddetti. Sonra aynı teklifle İngiltere’nin kapısı çalındı. İngiltere ittifak teklifine cevap bile vermedi. Cevap vermemesinin sebebi sonradan anlaşılacağı üzere harita üzerinde yaptıkları paylaşım ve plandı.

Çok geçmeden planlarını işleme koydular. Avusturya-Macaristan Veliahtı Saraybosna`da Rusların organizasyonuyla 28 Temmuz 1914’te Sırplar tarafından öldürüldü. Fitil ateşlenmişti. 4 yıl 3 ay 11 gün sürecek olan 1. Dünya Savaşı başladı.

Enver Paşa bu süreci yöneten en önemli kişi olması sebebiyle, âcil koduyla seferberlik emri verdiği gibi tümenlerimizi de derhal sınırlara sevk ettirdi.

Tedbirler tamamdı. Ancak yolunda gitmeyen şeyler oluyordu.

Bunlardan en önemlisi İngiltere’ye sipariş verilen ve son kuruşuna kadar parası ödenen “Reşâdiye” ile “Sultân Osman” zırhlılarına el konulmuş olmasıydı. Biten gemilerimizi teslim almaya giden Rauf Orbay, Büyükelçimiz Tevfik Bey’in ısrarlı talebine ve İstanbul’dan üst üste verilen notalara rağmen eli boş döndü.

Enver Paşa bu, düşmanca gemilere el koyma ve topraklarımızın harita üzerinde paylaşılması durumuna kayıtsız kalamazdı. Kalmadıda. Önce İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından yutulma tehlikesine karşı çok acele olarak 2 Ağustos gecesinde Almanya’yla işbirliği anlaşması yaptı. Ama savaşa girmedi bekledi. Gelişmeler an be an takip edilmeye başlandı. Birilerinin dediği gibi Enver Paşa körü körüne ülkeyi savaşa sokmadı. (Almanya ile diğer ülkeler ittifaka yanaşmayınca son çare ittifak yapmak zorunda kaldı.)Bilakis savaşa girmese idik topraklarımız yine düşmanca paylaşım gereği saldırıya uğrayacaktı. Zâten Enver Paşa daha doğmadan Kars, Ardahan, Sarıkamış, Oltu, Olur, Narman ve çevresi 37 yıldır Rus işgâlindeydi. Mısır, Sudan ve Kıbrıs`a İngilizler el koymuş vermiyordu. Balkanlar elimizden çıkmış, Ege Adaları İtalyanların inisiyatifindeydi.

Enver Paşa ikinci adım olarak, gasp edilen gemilerimizin yerine yenilerini alarak donanmamızın güçlendirilmesi için harekete geçti. Madem gemilerimize el konulmuştu bu saatten sonra oldukça elzem olan zırhlı gemilere ihtiyaç vardı. Yenileri alınmalıydı.(Uzun menzilli hava savunma füzeleri “patriot” verilmeyince “S-400” aldığımız gibi.)

Hemen arayış başladı. Cebelitarık Boğazı İngiliz ve Fransızlar tarafından kapatıldığı için Akdeniz`de kalan Alman zırhlıları işimizi görürdü. Almanlarla irtibata geçildi. Olumlu cevap alınınca 7 Ağustos`ta Alman zırhlılarına İstanbul`a geçin talimatı verildi. İngiltere Alman Zırhlıları Goeben ve Breslau Türklerin eline geçmesin diye peşlerine düştü ancak gemiler 9 Ağustos`u 10`a bağlayan gece Çanakkale Boğazından içeri girdiler ve Enver Paşa`nın emriyle boğazlar bütün geçişlere kapatıldı. “Yavuz” ve “Midilli” adını alan gemiler Marmara ve Karadeniz`de manevralara başladı.

Ekim sonlarına doğru Karadeniz`de tatbikat yapan Rus gemileri aldıkları emir gereği ikazlara rağmen İstanbul Boğazı’ndan içeri girmeye kalkıştılar. Bu apaçık düşmanca bir saldırıydı. Enver Paşa’nın batırın talimatı derhal uygulandı. Rus gemilerinin biri batırıldı, biri tahrip edildi, lojistik gemileri ise mürettebatıyla esir alındı. Diğerleri kaçmıştı.

Bununla kalınmamalıydı. Enver Paşa 27 Ekim`de donanmaya Odessa, Sivastopol, Kerç, Novorossiski limanlarını bombalattı. Ruslar ise bunun üzerine 2 Kasım`da Sarıkamış`tan Köprüköy’e doğru saldırıya geçtiler.

Enver Paşa Erzurum`da bulunan 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa’ya Rusları durdurması ve imha emri verdi.

6-9 Kasım Köprüköy ve Azapköy muharebelerinde düşman yenilgiye uğratılmış ancak kaçan Ruslar takip edilmediği gibi Hasan İzzet Paşa askeri 15 km. geriye çekmişti. Bunu haber alan Enver Paşa derhal Erzurum`a gelerek Hasan İzzet Paşa`yı azletti idâreyi eline aldı.

İlk fırsat Köprüköy’de kaçmıştı ikincisini Sarıkamış`ta yakalamak için bütün Türk ve Alman Kurmayları ile planlar yapılmaya başlandı.

Pekçok alternatifin içinden seçilen harekât plânı Allahuekber Dağlarında sekteye uğradı. Enver Paşa`nın bizzat başında olduğu birlik Sarıkamış varoşlarına girmişken, dağda donarak şehit olan 23 bin asker (Mehmet Niyâzi Hoca`nın Rus Genelkurmay`ından aldığı kesin bilgi. Çünkü şehitlerimizi at arabalarıyla dağdan Ruslar toplamıştı)gelmeyince geri çekilme yaşandı.

Sarıkamış`ta işler iyi gitmemişti, Paşa hızla Çanakkale cephesine koştu orayı dizayn etti. Çünkü düşman, Alman saldırıları karşısında bunalan Rusya`ya yardım etmek için boğazlara yüklenip Türkiye`yi devre dışı bırakmak istiyordu.

Çanakkale`de Kuzey Saha Komutanlığına Esat Bulkat Paşayı, Güney Saha Komutanlığına Vehip Paşayı görevlendirdi. Diğer generaller bu iki paşanın emir komutasında olacaktı, sayıları 400`ü bulan Albay ve Yarbayda generallerle çalışacaktı.

Herkes üzerine düşen görevi lâyıkıyla yaptı.Kara ve deniz savaşları kazanılmıştı. Mustafa Kemâl önce Yarbay daha sonra Albay olarak kahramanlığı ile ön plana çıktı.

Çanakkale`de umduğunu bulamayan İngilizler bu sefer Basra`da sahneye çıkıp Bağdat yolunda Kut`u işgâl etmişti. Enver Paşa öz amcası Halil Paşa`ya son darbeyi vurdurttu. 30 bin İngiliz imha edildi, 13 bin 500 asker generalleriyle birlikte esir alındı. (Enver Paşa bizzat Kut`a gelerek, üstün başarı gösteren 7, 9 ve 44.alayların sancaklarına madalyaları elleriyle taktı.)

Balkanlar`da Sırplar ve Romenler haritadan silindi. Galiçya`da (Enver Paşa Galiçya Cephesine askere moral olsun diye şehzâdeleri götürmüştür.) Ruslar ağır darbe aldı, İngiliz ve Fransızlar Selanik`te çivilendi.

Kafkaslar`da ise Enver Paşa`nın kardeşi Nuri Paşa aldığı emir gereği Bakü`yü Rus ve Ermenilerden temizlemişti. Böylelikle Sarıkamış’ın rövanşı alınmış oldu.

Fakat İtalya`nın saf değiştirmesi, Amerika’nın bitmek bilmeyen yardımları ittifak devletlerinin çözülmesine neden oldu. 27 Eylül 1918`de Bulgaristan mütâreke isteyince Almanya - Türkiye hattı koptu. Daha önce 14 Ağustos tarihinde Alman Genelkurmayı imparatora savaşın kazanılamayacağını bildirmişti. Alman denizaltıları 1063 düşman gemisi batırmalarına rağmen havlu attı. 5 Ekim 1918 tarihinde Alman karargâhında İmparator Wilhem, Başbakan Hertling ve Dışişleri Bakanı Hintze biraraya gelerek savaşın kazanılamayacağı raporunu veren kurmay heyetin tavsiyesine uyarak İsviçre üzerinden ABD’ye müracaat ederek mütareke istediler ve bunu müttefiklerine bildirdiler.

Bizde yalnız kalmıştık. Mustafa Kemal Paşa, 181.000 kişilik İngiliz Ordusu karşısında 40.000 kişiyle tutunamayacağını anlayınca 7 Ekim’de âcilmütâreke yapılmasını istediği son telgrafı Saraya SultânVahidettin’e gönderdi. Bu arada Talat Paşa Hükûmeti istifa etmiş, yerine Ahmet İzzet Paşa Hükümet’i göreve gelmişti. Kut’ülAmâre’de esir edilen İngiliz generalTownshend üzerinden mütâreke istendi. Ardından Limni Adasına gidecek heyet hazırlandı.

Ateşkes görüşmeleri için Limni Adasına doğru yola çıkan Türk Heyetine Bahriye Nâzırı Rauf Bey (Orbay) başkanlık ediyordu. Heyetinde; Dışişleri Müsteşarı Reşat Hikmet Bey, Erkân-ı Harp Kaymakamı Sadullah Bey ile kâtip olarak Ali Türkgeldi, Rauf Bey’in yâveri Sait Bey, mütâreke sürecini başından beri takip eden Tevfik Bey bulunuyordu.

Türk delegeleri çantalarında 8 maddelik teklif olduğu halde, 24-25 Ekim gecesi “Peyk-i Şevket” adlı savaş gemisi ile İstanbul’dan hareket ettiler. Ertesi gün Bandırma üzerinden trenle İzmir’e varıldı. Burada Nurettin Paşa ve Cevat Paşa tarafından karşılandılar. Bir gün sonrada Zafer Römorkörü ile hareket ederek açıkta bekleyen İngiliz Karakol Gemisi’ne, oradan da Liverpool adlı kruvazöre geçerek 26 Ekim gecesi Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda AgamennonZırhlısı’nda kendilerini bekleyen İngiliz Heyeti tarafından karşılandılar.

Mondros’ta başlayan müzakerelerin ilk gününde İngiltere adına heyet başkanı Amiral Calthorpe, müzakerelere dahil olmak için Fransız Bahriye Nâzırlığından gelen mektubu okudu ve Fransız Bahriye Nezâreti’nden olur almadıkça kesin karar veremeyeceklerini bildirince; Rauf Bey, kendilerinin Hükümetlerinden aldığı emir gereği sadece İngilizlerle müzâkereye mezun olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Amiral Calthorpe, diğer müttefiklerin müzakerelere iştirakinin uygun olmadığını Fransızlara iletti.

Takvimler 30 Ekim 1918 Çarşamba’yı gösteriyorduki; Limni Adası’nın Mondros Limanı’ndaki İngiliz Agememnon savaş gemisinde Birinci Dünya Savaşı gâlipleri adına, Müttefik Kuvvetleri Akdeniz Başkomutanı İngiliz Amirali Sir Arthur Galthrope, Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nâzırı Hüseyin Rauf Bey ve iki tarafın delegeleri son kez biraraya gelmişlerdi.

İngiliz Amirali Galthrope, Hüseyin Rauf Bey’e buz gibi eda ile üzerinde bir türlü anlaşma sağlanamayan oldukça ağır 25 maddelik anlaşma metnini uzattı.

Kendisine uzatılan mütareke metninin içeriğini virgülüne kadar bilen Hüseyin Rauf Bey, bütün askerlik hayatının en küçük düşürücü anıyla karşı karşıya kaldı. Rauf Bey, bir kez daha zaman istedi. İngiliz amirali, şerefli geçmişini çok iyi bildiği vakurlu Türk denizcisine alaylı fakat kindar bir gözle baktı baktı ve gâlip olmanın verdiği kibirle konuştu: “Elinizdeki metinde yazan şartlar kayıtsız şartsız yerine getirilecektir. Bu bir teklif değil, geri dönülemez bir karardır.”

Durumu telsizden madde madde okuyarak Sultân’a ve Bâb-ı Âli’ye bildiren Rauf Bey’e “imzala” cevabı gelince, elleri titreyerek mütârekeyi imzalar. Kendisinin hayatını gölgeleyen bu mütâreke, koca çınar Osmanlı Devleti’nin yenildiğinin belgesi olarak kalır.

2 Kasım 1918 tarihli başta Tasvir-i Efkâr olmak üzere Rauf Bey’in gazetelere verdiği buruk beyânda şunlar yazmaktadır. “İmzaladığımız mütâreke sonucunda devletimizin bağımsızlığı saltanatın hakları tamamen kurtarılmıştır. Bu mütâreke yenen ile yenilen arasında imzalanmış olan bir mütâreke değil, belki savaş durumundan çıkmak isteyen iki denk kuvvet arasında imzalanarak çatışmalara son veren bir belge niteliğindedir.”

Rabbim bu Asil Milleti bir daha böyle durumlara düşürmeyecek inşaallah.

NOT: Katar’ın Başkenti Doha’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Büyükelçimiz Sayın Mustafa Göksu Beyefendinin akşam vermiş olduğu resepsiyona katıldık. Büyükelçimizin evsahipliği ve herkesi kucaklayan enerjisiyle Cumhuriyetimizin 100. yılına ramak kala, ortaya koyduğu vizyonuyla, Türkiye’mizin 2023 hedefini yakaladığını gördük. Kendisine şükranlarımızı sunuyoruz..


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.