YOLLARIN ANLATAMADIKLARI
YOLLARIN ANLATAMADIKLARI Prof. Dr. Salih Şimşek
Yollar ve yolcular, bir birlerini ananın çocuğunu sevdiği gibi severler.
O yollar var ya o yollar; beklemeyi ve bekletmeyi hiç ama hiç sevmezler.
Kaplumbağanın kabuğu kendine ağır gelmediği gibi Seyyahlara yollar zor gelmez.
Boudler diyor ki: keşfedilmemiş coğrafyalar yoktur; ama her coğrafyayı her gönül farklı yaşar.
Seyyah birileri bir zamanlar şöyle demiş: Âşık`a Bağdat sorulmaz, seyyahın nereye seyahat edeceği belli olmaz.
Tüm yolların gittiği iki yön vardır: biri insanların içine, ruh dünyalarına giden yol; diğeri de herkesin gördüğü, her türlü fizik coğrafyada yol alan yollar&8230;
Her çeşidiyle yollar da hayal kurarlar; ancak onlar ucuz insanlar üzerine hayal inşa etmezler. Bilirler ki ucuz insanlar üzerine kurulan hayaller insanı yolda bırakırlar.
Yollarla yolculuklara çıkarken, geride aklını, hayallerini, anılarını ve gönlünü bırakanlar, seyahat etmiş olmazlar. Onlar olsa olsa, kendi kendilerini yormuş olurlar.
Yollar hiç bitmezler, ama yollara düşen, sefere çıkan yolcular, seyyahlar, gezginler, ömürler, canlar, canlılar ve nefesler, muhakkak bir gün gelir, sonlarını bulurlar.
Birileri, doğru mu yoksa yanlış mı bilinmez, ama bir zamanlar demiş ki, &8216;yolları birbirlerini anlamaktan geçmeyenler, hiçbir yere varamayacaktır demektir`.
Yollarla yolculuğa çıkan insanlar, yolun neresinde durulacağını ve nerede mola verileceğini bilmeli, yolları kendini sever gibi sevmeli ve yolları dost edinmelidir. Aksi halde, yolculuğun bir anlamı olmaz ki&8230;
Yine birileri bir zamanlar demiş ki; dünyanın en tehlikeli yolu, ne kenarları uçurum olan, ne soyulma tehlikesi olan ve ne de ölüm tehlikesi taşıyan yolu değil, cehaletin örgütlü eyleme geçtiği yoldur.
Bir vesile ile bir zamanlar, Jack Kerouac isimli bir yabancı, şöyle demişti: Eski püskü bavullarımız gene kaldırıma yığılmıştı; daha gidecek çok yol vardı önümüzde... Ama önemli değildi, çünkü yol hayattı.
Her türüyle yollardaki mola ve dinlenme yerleri, aslında insanların nereden gelip nereye gittiklerinin muhasebesini yapmaları gereken mekânlardır, ama pek çok âdemoğlu, buralarda sadece fizikî ihtiyaçlarını giderirler.
Sıcak havalarda, uçsuz bucaksız çöllerdeki yollarda seyahat edenler, çok defa serap görebilirler. Yolları birlikte kat etmek üzere yollara birlikte çıktıkları dostları var sanırlar. Hâlbuki öyle insanlar yoktur ve yolcu, aslında yolunu tek başına kat etmektedir.
Zirveye doğru yol alan yollar ilginçtir. Bu yollarda yolcuların güvenliğini sağlamak için korkuluklar vardır. Zirveye tırmanan yolcular, yolculukları esnasında sağında ve solunda olan bu güvenlik korkuluklarını kırarak dökerek yükselirlerse, inerken acı bir akıbete duçar olup, tutunacak bir dal bulamazlar ve kendilerini yerin yedi kat dibinde bulurlar.
Dünyanın en güzel diline sahip hâl yollar, Konuşsalar da konuşmasalar da&8230;
&8216;Yol O`nun, varlık O`nun, gerisi hep angarya`&8230;
|