Yine buruk bir bayram..
Yine buruk bir bayram..
18 Temmuz 2015
Mehmet KOÇAK
Kimileri vatanından çok uzaklarda gurbet ellerde çoluk çocuğunun rızkını kazanırken, kimileri herhangi bir şekilde zindanlarda yatarken, kimileri hastane köşelerinde derman ararken, kimileri de eli tetikte vatan için cephede nöbet tutarken&8230;
Ben de, kan kanseriyle mücadele ederken evimden ve sevdiklerimden uzak 4. Bayramı Cerrahpaşa`da geçiriyorum.
Çok şükür, elhamdülillah şikâyetçi değilim. Zaten ``amentü´´ye iman edenler, hiçbir zaman isyancı ve şikâyetçi olamazlar. Ancak bana acı veren, beni üzen bütün bunların ötesinde ülkemde ve İslam dünyasında yaşananlar&8230;
Önce ülkeme bakıyorum&8230;
99 Müslüman olan şu ülkede Osmanlıya asırlarca Payitahtlık etmiş bu mübarek şehir İstanbul`da bir araya gelen LGBTİ (Lezbiyen, Gey/eşcinsel, Biseksüel, Trans, İnterseks) üyesi yüzlerce kişi, İstiklal Caddesi`nde yürüyor...
Hem de mübarek Ramazan ayının ortasında.
Zina, kumar, uyuşturucu ve alkol tüketimi çocuk denen yaşlara kadar düşmüş, alışkanlık ve bağımlılık haline gelmiş. Anlayacağınız ahlaki değerlerimiz, sevgi ve saygı gibi sosyal olgular yok olmak üzere. Kimsenin kimseye güveni kalmadı ve egoizm her geçen gün insanları etkisi altına almaya devam ediyor.
Ülkemin dağlarında hâlâ silahlı çeteler elini kolunu sallayarak dolaşıyor ve dış destekli ihanet çeteleri aralıksız faaliyetlerine devam ediyor.
Siyasilerimizin bir kısmının ülkenin içinde bulunduğu bu çıkmazların umurunda bile değil. Onlar kendi çıkarlarını korumak için siyaset yapıyor. Bir kısmı dış destekli şer güçlerin gönüllü işbirlikçiliğini yaparken, diğer bir kısmı da kısır günlük politikalarla siyasetteki yerini korumaya çalışıyor.
Bu üzücü tabloyu bilen ve acısını kılcal damarlarına kadar hisseden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, ``bu böyle geldi ama böyle gitmeyecek´´ diyor ve bizi biz yapan değerleri yeniden ihya etme adına gayretler sergiliyor.
Ancak dış destekli şer güçler, ülkenin her bakımdan kalkınmasına engel olmaya çalışan mihraklar, onun başlattığı bu yürüyüşü engellemek için var güçleriyle saldırıyorlar.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bizden bilip değer verdiğimiz, güven duyup desteklediğimiz F.Gülen örgütünün bu şer güçler kervanına taşeronluk yapmış olması sırtımıza saplanmış bir hançer acısı vermiştir.
İslam coğrafyası ise daha içler acısı:
Egemen güçler, birbirinden sinsi entrikalarıyla Müslümanı Müslümana düşürdüler. Nasıl düşürdülerse, Müslümanlar birbirlerini boğazlamayı ve kardeş kanı akıtmayı âdeta cihad olarak görebiliyor.
Suriye`de diktatör Esed rejimi devam ederken, 300 binden fazla masum ve savunmasız insan katledildi. Filistin`de İsrail devlet terörü aralıksız sürüyor, insanlar perişan. Irak paramparça olmuş, yıkılıp yakılan şehirler, köyler, kasabalar&8230;
Doğu Türkistan`da Müslüman Uygur soydaşlarımıza reva görülen Çin zulmü aynı bir facia. Arakan ve Myanmar`da Müslümanların yaşadığı zulmü mü? Mali, Nijerya ve Çad ile Somali`deki Müslümanlar arasındaki kabile savaşlarını mı? bilmem daha nereyi nasıl ve hangi kelimelerle ifade edeyim.
Kimileri vatanını despotçu diktatörlerin elinden kurtarmak için kanının son damlasına kadar direnirken, kimileri zalimlerin hava güçleri tarafından acımasızca bombalanan evlerinin enkazları altında yaşamlarını sürdürürken, kimileri öz topraklarından kaçarak komşu ülkelere sığınırken, kimileri ülkelerinin dağlarına tırmanarak canını kurtarmaya çalışırken hayatlarına devam ediyor; kimileri de molozların altıdan can veriyor.
Velhasıl her taraf tarumar her taraf kan ve gözyaşı&8230;
İşte bütün bu acı gerçekler içinde buruk bir bayram yaşıyoruz
Değerli abim Ozan Arif bu acı tabloyu ``Bayram Duası´´ şiirinde ne güzel işlemiş:
Ya Rabbi halimiz ayandır sana,
Tahammül kalmadı dökülen kana,
Savaşın kavganın, terörün sona
Ereceği bayramlara eriştir. Arif der ki Ya Rab Müslüman Türk`üm Bu düzen tartmıyor çok ağır yüküm, Türk`ün ve İslam`ın yeniden hüküm Süreceği bayramlara eriştir.
Ben de hasta yatağında ellerimi kaldırıp tüm kalbimle ÂMİN diyorum.
|