Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 23.12.2010 18:43:52

TÜRKİYE`DE KORKU VE TEDİRGİNLİK ARTIYOR MU?

Nurullah AYDIN
23 Aralık 2010


TÜRKİYE`DE KORKU VE TEDİRGİNLİK ARTIYOR MU?

Korku kavram olarak, insanın küçüklüğünden itibaren beyinlere yerleşen bir kavram! Büyüdükçe korku alanları değişir. Ama bilinçaltında var olan korkmak etkisini azaltsa da ürperti, tedirginlik haline dönüşebilir.

Hemen herkes bir şeylerden korkar. Kimisi uçağa binmekten, kimisi nefes alamayacağından kimisi babasından, kimisi yılandan korkar. Seçilmeme korkusu genel başkanında fırça yeme korkusu nemalanılan olanaklardan mahrum kalma korkusu.Bunları çoğaltmak mümkündür.
Ancak siyasetteki korku kavramı; toplumsal travmaya dönüşebilen eğilimler gösterir.

Ama asıl önemli olan kitlelerde meydana getirilen korku. Deprem, sel felaketleri gibi. Yine bir diğeri ise diktatörlerin zalimane yönetiminin saldığı korku! Bu korku da; yetki gücü, devlet gücü ile sindirme, susturma ortadan kaldırma etkisizleştirme şeklinde ortaya çıkar.

Bakın son zamanlarda Türkiye`de bir çok kesimde bu korku var. Yani; toplum, korku imparatorluğu kurulduğu kanaatinde! Peki ama neden?

Türkiye`yi korku imparatorluğu haline getiren sebeplerin kaynağında tele kulak vardır.

Tele kulak, çağın özgürlük anlayışına kaba bir meydan okumadır ve bizde devlet kurumlarının eli bu tecavüz suçuna girdiği için bazılarına göre devlet terörü söz konusudur.

İletişim özgürlüğüne yapılan tecavüzlerin biz önü alınacak diye beklerken daha vahim boyutlara ulaşmakta olduğunu ortaya koyuyor.

Yargıtay ve Danıştay santrallerinin dinlendiği iddiasıyla yürütülen savcılık soruşturmasında sürpriz bir biçimde takipsizlik kararı verilebiliyor.

Oysa elde edilen bilgiler, yalnız iki yüksek yargı kurumunun değil, Başbakanlık, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı`nın da haberleşmelerini bu dinlenen santraller üstünden yaptıkları gerçeğini ortaya çıkarıyor.

Bu tespit, teknik olarak en az 6 milyon kişinin dinlenmiş olabileceği ihtimalini akla getiriyor.

En az diyorum çünkü dinlenen 6 milyon aboneyi aradıkları için tele kulağa takılan vatandaşlar bu hesaba dahil bulunmuyor.

Soruşturma sırasında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), santraller üstünden dinleme yapılmasına ilişkin talebi hukuka aykırılık ve teknik imkânsızlık nedeniyle
geri çevirdiklerini bildirmiş. Fakat bu bilgi doğru çıkmamış.

Santralleri üreten firma yetkililerinin, dinlemeyi gerçekleştirecek teknik desteği ve eğitimi TİB`e verdiklerine dair açıklamaları olmuş..Bu durum TİB`e sorulmuş tabii. Onlar da adli dinleme taleplerinin cevaplanmadığını, dinleme tedbirinin yalnız istihbari amaçla uygulandığını öne sürmüşler.

Tuhaf olan, savcılığın bu yetersiz savunmayı yeterli görerek takipsizlik kararı vermesidir.

Oysa tele kulak denilen bu devlet terörüne karşı anayasal özgürlüklerimizi savunmak için yargıdan başka sığınılacak merci yoktur. Savcılık bu kadar kolay ikna olmamalıdır.

Kim bilir kaç bin masum vatandaşın hayatını karartacak komploların istihbarat malzemesi, birer fitne bombası yapılmak üzere fesat merkezlerindeki arşivlere girmiştir!

Bir o kadar vahim tehlike de şudur: Bu bilgilerin, iletişim şirketlerine ortak yabancılar eliyle yabancı hükümetlerin eline geçmesi de mümkün.!

Konuşmalarla örtülmeyecek kadar hayati bir sorun var önümüzde!
Çünkü sadece bireysel özgürlükler değil devlet güvenliği de tehdit altındadır!´´

Bunların hepsinin arkasında kim var?
Bazıları bu durumu kuşku ile karşılıyor. Oysa ne kuşkusu, kuşku yok! Herkesi, hepinizi dinliyoruz diyorlar. Muhalefet yapanı içeri alırız diyorlar. Yandaşa coşku, muhalife korku salmaya devam ediyorlar. Kimileri de sabahtan akşama küfür ediyor rahatlıyor.

İnsanlarda ne oluyor, anlamak zor!
Türkiye`de ise utanma duygusu, vicdan yok edilmeye doğru hızla gidiyor..

Huzurlu ve mutlu barış içinde yaşamak ne yazık ki din, ideoloji ve çıkar elde etme karşılığında anlamsız kalıyor.

Günün Sözü: Korkan insan, her türlü yola başvurma çılgınlığını yaşar.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.