STATÜKOCULAR CİNNET DALGASI YAYIYORLAR
· Türk siyasetinde örnek bir şahsiyet, değerli dava adamı Muhsin YAZICIOĞLU`nu ölümünün 1.yıl dönümünde rahmetle anıyoruz&8230;
Statükocular cinnet dalgası yayıyorlar
Mehmet KOÇAK
Herhangi bir konuda iktidarlar muhalefet ile ülke yönetimi konularında bir uzlaşma arayışına girer ve bir öneri getirirse muhalefetin tutumu ne olmalı?
İktidarın böyle bir değişime gitme hakkı var mı?
Süreç nasıl işlemeli?
Bu süreçte iktidar ve muhalefetin sorumlulukları nelerdir?
Hukukun üstünlüğünü esas kabul eden çok partili demokratik sistem içinde bunların cevabı şöyledir&8230;
Daha fazla özgürleşme ve demokratikleşme adına devletin omurgasını oluşturan kurumlarda yetki alanlarını yeniden belirlemek için bir düzenlemeye iktidarın gitme hakkı vardır. Bu yenileşme ve yeniden yapılanma konusunda yapılacak anayasa değişikliği paketini tartışmak ve görüşmek üzere siyasi platformda aranan uzlaşma ve geniş bir mutabakata muhalefetin katılma zorunluluğu vardır.
İktidar ve muhalefet tarafları, süreçte sürekli ortak bir zeminde anlaşmak için buluşur ve meseleler tartışılır.
Paketin içeriği uzmanlardan oluşan bir komisyona inceletilir ve varsa yanlışlar öne çıkarılarak doğruları içeren bir alternatif paket muhalefet partilerinin önerisi olarak iktidara takdim etmek suretiyle sürece dâhil olunur.
Bizde bu süreç tam tersine işletiliyor.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi, 26 maddelik anayasa değişikliğinden oluşan paketi muhalefet ile sivil toplum kuruluşlarına anlatmak üzere bir ziyaret turu başlattı. Değişikliklerin son biçimini almasından önce partiler ve sivil toplum kuruluşlarının öneri ve eleştirilerini bildirmek üzere üç gün tartışma süresi verdi. İktidar ``her türlü yapıcı eleştiri ve öneriye açığız´´ dediği halde, ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi, paketi tümden reddederek uzlaşma çağrısına uymayacaklarını açıkladılar. BDP ise şartlı destekten söz ediyor.
Muhalefet partileri ve yüksek yargı adına yapılan açıklamalarda paketin içeriğine bakmadan karşı beyanatlar vermeleri önyargılı bir tavır içinde olduklarını gösteriyor. Siyasi muhalefete rağmen sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının hükümetin değişim ve yeniden yapılanma projesinin bir parçası olan &8216;anayasa değişikliği`ni destekleyen açıklamaları dikkati çekmektedir. Geniş halk katmanlarında 12 Eylül darbecileri tarafından dayatılan yargı oligarşisi ayrıca, askeri ve bürokrasi vesayetinin önünü açan mevcut anayasanın değişmesi gerektiği yönünde büyük bir beklenti vardır.
CHP`nin tavrını konuşmaya bile gerek görmüyorum.
Çünkü bu parti demokrasiyi içine sindiremeyen ve bu tavrı yüzünden &8216;müzmin muhalefet` olarak halkımız tarafından damgalanmıştır.
CHP, toplumsal bir kabulle iktidarın meşru sahibi olamayacağını bildiği için mevcut anayasa sayesinde yüksek yargı başta olmak üzere devlet kurumlarındaki gücünü kaybetme korkusu içinde demokratikleşmeye ve şeffaflaşmaya alabildiğine karşı çıkıyor.
Bazı üst düzey hâkimler, AK Parti`yi liberal reformlar üzerinden kendi yönetimini güçlendirmeyi hedeflediği iddiasıyla pakete karşı çıkıyor. Yargıdaki bu kesim, siyasette kendine yakın gördüğü CHP`nin desteğiyle yargı reformlarını durdurma uğraşı içindedir. Var olan bürokratik oligarşi düzenlerinin bozulacağı korkusu ile devlet ideolojisini mutlak ve sürekli kılma çapalarının yapılacak değişikliklerle son bulacağı endişeleri vardır. Bu sertlikteki karşı çıkış, Hazımsız ve tahammülsüzlüklerinin sebebi de bu.
CHP ve yüksek yargının bazı mensuplarının yaklaşımları ve kullandıkları üslup dürüst ve ilkeli değildir. Açıklamalarındaki ağır eleştiri ve kullanılan ifadelerin sertliği ile bir cinnet dalgası yayıyorlar. Yargıtay ve HSYK adına yapılan açıklamalar çağ dışı ve hukukun üstünlüğü ilkesine, demokratik devlet anlayışına karşı bir tavırdır. Türk milleti adına karar vermek durumundaki yüksek yargı mensupları , milletin seçtiklerine saygılı olmak durumundadırlar.
Şunu herkes bilmeli:
Hukuk sistemi darbelerle ve darbeci anlayışlarla şekillenemez.
MHP neyin peşinde
Bu süreçte MHP`nın yaklaşımlarını anlamak mümkün değil. MHP, CHP ile devlet partisi olma ve mevcut statükoyu koruma yarışında iki ileri bir geri yapmaktadır.
``Gelecek hükümete bırakalım´´ önerisi ülkenin demokratikleşme sürecini baltalamaktır.
Neden?
Bu hükümet sizce meşru değil mi?
Bu hükümeti bu millet seçmedi mi?
Bu tavır yapıcı muhalefet örneği değildir. Bu tavır tutarsızlıktır ve de devletin işlerliğini tıkamaya yönelik bir cephedir. MHP`nin bu süreçte yeri bu olmamalı. Karşı olmak, eleştirmek veya yerine alternatif öneriler getirmek elbette en doğal hak ve olması gerekenlerdir. Ancak ``Çay içip giderler´´ sözü lakayt, devlet ciddiyetinden uzak, muhalefet sorumluluğundan kaçmaktır. Yapılacak değişimler bir kişinin veya bir partinin değil aziz milletimizindir. Bu millet, hak ettiği değerleri elde etmesi en doğal hakkı değimlidir?.
Ancak bu uğraşlar beyhudedir. Çünkü artık bu millet kendi kendini idare edecek siyasi bilinç ve birikim ile tecrübeye sahiptir. Millete gitmekten kaçanları bu millet zamanı geldiğinde oylarıyla cezalandıracaktır.
|
