Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet ÖZDEMİR - (Ziyaretci) 24.05.2011 00:35:42

ŞANTAJMIŞ



ŞANTAJMIŞ

Ahmet ÖZDEMİR
Maliyeci-İktisatçı
aozdemir2007@hotmail.com


Hatırlanır, geçmiş bir müddet içinde; gerçek kişilerin telefon konuşmalarının dinlenilir olmasından serzenişte-şikayette bulunmalar konuşulur olmuştu.
Bazı ilim-bilim adamları, hukukçular, siyasetçiler, sade vatandaşlar; belirtilen durumları kişi hak ve hürriyetlerinin kısıtlanması-zedelenmesi olarak telâkki etmişlerdi.
Yetkililer ve yürütmeciler ise dinlemelerin çok sınırlı ve yargı kararlarına dayalı olduğuna ilişkin açıklamalarda bulunmaktaydı.
Birkaç gün önceki bazı televizyon haberlerinde dinlemiştik. Bir mahkemenin, 26.09.2004/5237 sayılı Türk Ceza Kanunu`nun telefon dinlemesine ait 135. maddesi Kişisel verilerin kaydedilmesi: MADDE 135. - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. nin Anayasaya aykırı olduğu hakkındaki iptal davasına karşılık Anayasa Mahkemesinin ret kararı verdiğine, haber yapılmıştı.
Sözü edilen Kanun`un, konuya ilişkin diğer maddeleri de aşağıda sıralanmaktadır.
Haberleşmenin gizliliğini ihlâl
MADDE 132. - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve yayın yolu ile yayınlanması hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133. - (1) Kişiler arasındaki alenî olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması hâlinde de, aynı cezaya hükmolunur.

Özel hayatın gizliliğini ihlâl
MADDE 134. - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi hâlinde, ceza yarı oranında artırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Nitelikli hâller
MADDE 137. - (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri yok etmeme
MADDE 138. - (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikâyet
MADDE 139. - (1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
MADDE 140. - (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
Devletin; bırakın hukuka uygun ve zorunlu hallerdeki dinlemesini, her ne şekilde olursa olsun, dinlenilmiş olmaktan neden gocunulsun. Devlet, fiili varlığını devam ettirmek-tebaasını ve milletini korumak ve varlıklarını devam ettirmek için, adli suçları önlemek veya suçluları yakalamak için icap eden dinleme yolarından da faydalanmış olsa, ne yazar ki, denilir; diyelim.
Yarası olan gocunur. ata sözümüz, ortaya koymak istediklerimizi kucaklar mahiyettedir.
İnsanlar; kaçakçılık, Devlet yıkıcılığı-bölücülüğü, canilik, yakma-yıkma, çalma-çarpma, &8230; ahlâka mugayir bir davranış içinde değillerse veya olmayacaklarsa; bırakalım kim dinlerse dinlesin. Ticari hayatın gizlilik yönleri, kişi sağlığıyla ilgili açıklanmayacak hususlar, vergi mahremiyeti &8230; gibi hususlar muayyen usul ve esaslar dışında kamuya açıklanıyor veya birilerinin nefine-faydasına kullanılıyorsa; işte o zaman şikayete bağlı suçlar meyanında adli savcılıklara suç bildiriminde bulunulabilir veya ilgili mahkemeler nezdinde gerekli davalar açılabilir.
Kaldı ki, uzay teknolojisine dayalı günümüz telekomünikasyon sahası itibariyle ve bu yönde gelişmiş hakim devletlerce; insanlar konuşmalarıyla-görüntüleriyle 24/24 saatte gece-gündüz nokta bazlı olarak dinlenebilmekte-görüntülenebilmekte iken ve o dış güçlere bir caydırıcılık yapılamaz iken kendi Devletimize gocunmanın esbabı mucibesi ne ola ki, deriz.
Malûm, Baykal kaset iddialarına öyle veya böyle bir çok değerlemelerde bulunulmuş iken, geçtiğimiz haftalarda da başka bir partinin yönetim kademelerinde ve merkez karar organında bulunan ve önümüzdeki seçimlerde milletvekili adayı olan on kişi yeni bir kaset skandalı ( büyük yankı uyandıran, utanç verici veya küçük düşürücü olay-hadise)-rezaleti ile görevlerinden çekilmek durumunda kalmışlardır.
Bu gibi durumlara komplo (bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, gizli düzen) diyenler de olmuştur.
Belirtilen halleri açıklayacaklara karşı muhataplarının ilk tepkileri blöf ( karşısında kişiyi yanıltarak veya yıldırarak bir işten caydırmak için söylenen asılsız söz veya takınılan aldatıcı tavır, kurusıkı atma) şeklinde olmasına rağmen, kısa bir zaman içinde iddiaların gerçekliği internet ortamında ve görüntülü-sesli olarak kamu oyuna aktarılmaktadır.
Sonrada, taraflar-muhataplar-muhtemelen aynı potaya düşmekten ihtimalen endişe edenler; başlıyorlar komploya geldim, imam nikâhlı (aslı dini nikâhtır) eşim &8230; demeye. İmamlar, nigâh kıymaya yetkili değillerdir. Nikâhlar: belediye başkanları veya yetkili memurlarına, nüfus memurlarına, köy muhtarlarına, konsoloslara-büyük elçilere veya yetkili memurlarına ve şartları dahilinde gemi kaptanlarına ait olsa gerektir. Bunlara karşılık, dini nigâh için imamlara müracaat edilmesi halinde, imamlar: Öncelikle hukuken evliliklerini gösteren evlilik cüzdanlarını isterler ve ibraz etmeyenlere nigâh kıymazlar. Evlilik cüzdanına dayalı dini nigâh kıyılması durumunda da şahitler ve mütevazi merasim ve ikramlarla bu işler olur ve bunu da herkes bilir.
Geçiniz efendim, geçiniz&8230;yemezler; demezler mi adama?
Kanunlara veya mer`i hukuka rağmen ikinci eşiniz olabilir.
Bu durumlara, derhal hısım ve akrabalarınız, sosyal-resmi çevreniz muttali olur, şüphesiz.
Belirtilen konuda, kadınlar böylesi erkeklere nazaran yaptıklarına daha sadık davranışlarda bulunmasına karşılık, az da olsa değinilen görüntüdeki hayat tarzı içinde olan erkekler; paçaları tutuşunca veya darda-zorda kalınca; çizdim amma, oynamıyorum; diyebilmektedir.
Efendi, efendi böylesine pisliklere düşmeyeceksin, düşüyorsan gereğini yapıp pisliğini temizleyeceksin.
Onun yolları da; İslâm inancı ve Türk töresi icabı bellidir.
İcabını biz söylemeyelim.
Bu durumları maruz karşılayanlara; benzeri görüntülere düşmesi olan muhtemel olabilecek şahıslarınızı, kan veya kayın hısımlarınızı (kadın-kız-erkek) hayal ediniz veya göz önüne getiriniz, diyelim.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.