Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 15.03.2011 11:34:05

O6 KABUS`U MELİH VE VALİ BEY

06 KÂBUS`U İ. Melih ve Vali Bey !...

Mustafa Nevruz SINACI

En başta, Balgat Ziyabey Caddesi olmak üzere; Ankara`nın bazı bulvar, bütün cadde ve sokaklarında; Araç park etmenin kesinlikle yasak, son derece sakıncalı, tehlikeli ve seyir halindeki trafik açısından ``insan hakları, adalet ahlâkı, toplu yaşam geleneği ve hukuka aykırı, hak gaspı, maddi-manevi hırsızlık ve suiistimal´´ anlamına gelen açık kanunsuzluğa alenen seyirci, sessiz ve kayıtsız kalan Valilik ve Belediyeden başka ne beklenebilirdi ki..?..

Özellikle, trafiğin tam bir keşmekeş halini aldığı akşam saatlerinde Milli Müdafaa Caddesinin Vakıflar Genel Müdürlüğü önünden itibaren tek yönlü Kumrular Sokak girişine kadar ``sırf toplu taşım mahkumu hemşehrilere eziyet ve zulüm olsun diye´´ park etmiş taksi ve muhtelif tür araçlara ses çıkartmadan seyirci kalabilen, belki de müsamaha eden İl Trafik komisyonu taraf, sorumlu ve sorunlularına ne demeli..?..

EN PAHALI ŞEHİR

Türkiye de; Ekmek fiyatı, toplu taşım / ulaşım ücreti, su ve doğalgaz bedelinin en pahalı, fahiş ve haksız olduğu memleket yılardır Ankara!... Dert bundan ibaret değil, kaldırım taşları oynak, delik-deşik, her an tepe üstü düşme riskli ve perişan&8230; Kanalizasyon yetersiz; Kar, yağmur ve çamurda ayakkabı, çorap çamura bulanıyor&8230; İnsanlar Kızılay`ın göbeğinde neredeyse dizlerine kadar ıslanıyor. Trafik lâmbaları öylesine haksız ve adaletsiz ayar edilmiş ki; 90 saniye araçlara geçiş hakkı tanınıyor. Bu süre yayalar için 1/3 yani 30 saniye.. En sakin ve ağır olunması gereken yerde bir telâş, pür telâş ki, adeta tam panik yarış yapılıyor..

Öğrenci biletleri ½`lik hakkaniyet ve geleneksel teamüle aykırı.,

Minibüslerde ``öğrenci´´ ayrımı yok, herkes tam ücrete tabii.,

Belediye ve devletin temel görevi olan: ``düzenleme, destekleme ve denetleme´´ ilkesi burada bilinmiyor. Sağlık, sağlamlık, güvenlik, kalite ve maliyet/fiyat denetimi yok. Yollarda nasıl güvende değilseniz, çarşı-Pazar, lokanta ve marketlerde de ``başta sağlık olmak üzere, maddi ve manevi´´ olarak güvende değilsiniz. Piyasadan temin ettiğiniz gıda ve ürünler fahiş bedelli, GDO`lu veya İslâm`a aykırı kodekslerden olabilir!... Hele et, Allah korusun!..

Bunlar sadece sokaktaki Ankaralının çokça dile getirdiği, muzdarip olduğu konular..

Esas ıstırap, azap ve zulüm ayrıntılarda gizli&8230; Bir dokun bin dinle.

Tevekkeli, Ankara iyi yönetilmiyor vesselâm.

Sonuçta bu, bir pişkinlik, kabadayılık, halka meydan okuma ve onursuzluk mu?

Hükümetten yana kaygısızlık, denetimden korkusuzluk ve sorumsuzluk mu?..

Yoksa! Görevi kötüye kullanmak, ihmal veya suiistimal mi?..

İşte bu aymazlık, insan sevgisi ve ``halk`a hizmet´´ duygusundan uzak sorumsuzluk halinin müzmin bir hastalık halini aldığı, başkent Ankara`da; 08 Mart Salı günü`nü 09 Mart Çarşamba`ya bağlayan gece ben, Kızılay`da mahsur kaldım. Ankara Emniyet Müdürlüğü ve Çankaya Polis Karakolu kayıtlarına bakılabilir.

İnsanlara rahmet, bolluk, bereket, zenginlik ve mutluluğa vesile bir kar yağışının, nasıl olup da, böylesine korkunç bir afet, eziyet-zulüm ve karanlık bir kâbusa dönüştürülebildiğini anlamak ne mümkün? Evet, inanılır gibi değil ama, o ne büyük bir şeamet ve felâketti!..

FELÂKETİN ANATOMİSİ

Meteorolojinin günler öncesinden uyarılarına rağmen Başkent`te 08 Mart 2011 Salı günü öğle saatlerinden itibaren yoğunlaşan kar`a müdahalede, tedbir almakta ve alınan tedbirleri uygulamakta çok geç kalındı, yetersiz kalındı.

Üstüne üstlük, yoğun kar yağışı karşısında ``gerekli ve yeterli tedbir alınamadığı gibi´´, insanlar da vakitlice uyarılmadı. Başkent trafiğinin ana hatları Konya, Eskişehir, Samsun ve İstanbul yollarında trafik durma noktasına gelince; Emniyet ekipleri özellikle bu yollarla, Turan Güneş Bulvarı, Çankaya Caddesi ve Cinnah Caddesi bölgesinin açık tutulması için tuzlama araçlarının buralara yönlendirilmesi talimatını verdi.

Ekipler, trafiği rahatlatmak amacıyla servis araçlarını da bulundukları yerlerde bekletti. Bazı yerlerde körüklü otobüsler de yollarda kaldı. Özellikle merkeze gidişler ve Çankaya istikametindeki evlerine ulaşmaya çalışan vatandaşlar, tıkanan trafik nedeniyle toplu taşıma araçlarından ``inmek zorunda kalarak´´, çoluk-çocuk, kadın-erkek, genç-ihtiyar, bin bir zahmet, ıstırap ve meşakkatle evlerine yürüyerek ulaşmaya çalıştı.

Öte yandan, Ankara-Konya karayolunun Ahlatlıbel mevkiinde kontrolden çıkan bir TIR`ın yolu ulaşıma kapatması sonucu Gölbaşı ilçe merkezine kadar araç kuyruğu oluştu. Yaklaşık 10 kilometrelik araç kuyruğunun oluştuğu karayolunda özel bir okula ait 25 servis aracının da içindeki öğrencilerle birlikte Kepekli mevkisinde mahsur kaldığı bildirildi. Bu arada Gölbaşı-Konya karayolunun 15. kilometresinde meydana gelen zincirleme trafik kazası nedeniyle ulaşım durdu.

Oysa bir yönetimin gerçek performansı olağanüstü sayılabilecek durumlarda ölçülür.

Kaldı ki ortada olağanüstü sayılabilecek bir durum; Örneğin, Allah korusun ağır bir deprem veya mümasil bir doğal afet yoktu. Ankara her yıl bir kaç kez bu tür yağışlara sahne olur. Üstelik meteoroloji günlerce önce gelmekte olan aşırı yağışı haber verdi. Anlaşılan o ki kentin belediye başkanı Melih olayın ciddiyetini kavrayamadı.

Kızılay Güven Park bölgesinde halk otobüsleri çalışırken belediyeye ait otobüsler devre dışıydı. Bu araçların önemli bir bölümünün lastiklerinin kış koşullarına uygun olmadığı söyleniyor. Ankaralıların can güvenliğini tehdit edecek bu nitelikteki ihmalleri anlayabilmek mümkün değil. Her şeye kaynak bulanlar halkı taşıyan araçlara kaynak bulamıyorlarsa bir öncelik sorunu vardır.

Özellikle Belediye önünde toplanan bir grup vatandaşın ``Rezil ettin yollarda Ankara halkını gökçek´´., ``melih`in belediyeciliğine boyun eğmiyoruz´´ ve ``yolsuzluk kokan B.Şehir`i tuzlamaya geldik´´ yazılı dövizleri taşıması; Utanç verici bir durum.

Bu acı, rezalet, insanlara zulüm, ihmal ve başarısızlığın müsebbibi şehir Valisi ve belediye başkanıdır. Sayın Vali ve İ. Melih`in, Ankaralıların selâmet, güvenlik ve bekası için derhal ve mutlaka görevden uzaklaştırılması gerekir.

Aksi takdirde, çekilen bu acı, ıstırap, çile, eziyet, kâbus ve zulmün günah, vebal, suç ve sorumluluğu iktidara ait olacaktır.

``SİVİL TOPLUM´´ NE DİYOR?..

`Melih Gökçek İstifa Etmelidir`

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkan Yardımcısı Ali Çetin, Ankara`daki kar yağışında Büyükşehir Belediyesinin gereken önlemleri almadığını ileri sürerek, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek`in istifa etmesini istedi.

Ankara`nın dışını cilalamak, ulaşım zammına tepki gösteren semtleri cezalandırmak gibi işlerle meşgul olan Melih Gökçek`in;, Kar yağışı ile ilgili hiçbir önlem almadığı gibi ortalıkta da görünmediğini ifade eden Çetin, kar`ın yolları kapadığını, belediye otobüslerinin büyük bölümünün yollarda kaldığını, toplu taşıma oranının yüzde 10`un altına düştüğünü, insanların evlerine kar altında saatlerce yürüyerek ulaşmaya çalıştığını ifade etti.

Çetin, şunları kaydetti:

``Son kar İ. Melih Gökçek`in beceriksiz ve yetersiz yönetimini karın üzerine çıkardı.

Gökçek bu şehre iyilik yapmak istiyorsa bir an önce istifa etmelidir. Çünkü Ankara`yı yönetememektedir. Su sorunu olacağı yıllar önce resmi raporlarla ortaya konur. Gökçek uyur. Su krizi çıkar Ankara çöle döner, Gökçek uyur. Kar yağışı haftalar önce belli olur, Gökçek uyur. Ankaralı sokakta kar altında kalır, Gökçek uyur. Artık Ankaralı daha fazla acı çekmemelidir. İ. Melih Gökçek istifa etmelidir. Eğer istifa etmiyorsa İç İşleri Bakanlığı tarafından görevden alınmalıdır.``



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.