Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Özcan PEHLİVANOĞLU - (Ziyaretci) 4.01.2014 12:33:19

NEREDEN BAKTIĞINA BAĞLI!

NEREDEN BAKTIĞINA BAĞLI!



Türkiye`de ben doğdum doğalı bir çok olay yaşanıyor. Tabii bunların benden öncesi de var. Herkes bu olaylara kendi zaviyesinden bakıyor ve ``iyi veya kötü´´ diye bir yorum yapıyor. Tıpkı 13 Ekim 1970 tarihinde duayen gazeteci Hasan Pulur`un yazdığı fıkra gibi: ``Vakti zamanında üç adam yılbaşı akşamı bir araya gelir. Türk`ün adı Mehmet, Rum`un adı Yorgo, Yahudi`nin adı Salamon. Üçü de asker arkadaşı. O gece kumar oynayıp şanslarını deneyecekler. Mehmet bir fikir atmış ortaya:

- Yere bir daire çizelim. İçine para atalım. Dairenin içinde kalan para Allah`ın... Yoksullara dağıtsın. Dışındakilerde bizim. Günahımız, sevabımıza denk gelsin.

Yorgo itiraz etmiş!

- Senin çizdiğin daire çok büyük. Paranın hepsi Allah`a gider. Bize kalmaz. Daireyi küçültelim.

Salamon ``İkiside olmaz!´´ diye ayaklanmış:

- Günaha gireriz. Çünkü Allah, yerde değil gökte! Yere para atarsak kızar. Biz paraları havaya atalım. O istediğini alsın, düşenler bizim!´´

Siz de kıssa gibi olan bu fıkradan hissenize düşeni alın.

Ülkemizde meydana gelen olayları, milli açıdan ele aldığınızda doğru sonuçlara varırsınız. Eğer olayları şahsi ve diğer açılardan ele alırsanız, Türk Milletinin ve şahsınızın aleyhine sonuçlara varırsınız.

Dün Türk Ordusu`na karşı yapılan yargı operasyonlarına göz yumanlar ve sessiz kalanlar bu gün ``Türk Ordusu`na komplo mu kurulmuş?´´ sorusunu soramazlar. Çünkü o gün yapılanların ne olduğunun, herkes farkındaydı.

Dün ``Anayasa Referandumu´´adı altında yapılan yargıyı yoldan çıkarma çalışmalarına ``evet´´ veya ``yetmez ama evet´´ diyenler bugün ``yanlış yaptık´´ diyemezler... Muhteremler, yaptıklarının bal gibi farkındaydılar.

Dün pkk ile ``demokratik çözülme´´ için masaya oturanlar, bugün bölünme açısından ne hale geldiğimizi sorgulayarak, kendileride şikayet eder pozisyona geçemezler...

Dün ``cemaat´´ desteği ve oylarıyla sultanlık sürenler, bugün yol arkadaşları için ``biz bunları tanımamışız´´ diyemezler ve de karşılıklı olarak beddua edemezler.

Örneklerini saydıklarımız gibi, dünleri ve bugünleri uzatmak çok mümkün. Ancak bu davranışlar bir toplumsal karakterimiz olarak karşımızda duruyor. Dün olayları şahsi ve toplumsal menfaatlerimiz açısından farklı değerlendirirken, bu gün değişen şartlara göre farklı davranıyor veya konuşuyoruz. Çünkü doğrudan yana değiliz.Ne diyor fıkra da Salamon; ``Allah, yerde değil gökte! Yere para atarsak kızar. Biz paraları havaya atalım. O istediğini alsın, düşenler bizim!´´. Olaylara böyle bakarsak ne Türkiye ne de Türk Milleti; kargaşadan kurtulabilir, huzur bulabilir, refah düzeyini geliştirebilir...

Biz bunları söylüyoruz ve anlatıyoruz. Ancak kendimizi de zaman zaman Temel`in yerine koyuyoruz yine Hasan Pulur üstadtan bir fıkra ile bitirelim: ``Temel bir gün tribünde maç seyrediyormuş. Birden bağırmaya başlamış. Ama ne bağırma. Yer gök inliyormuş:

- Cazim, Cazim, Caziim!

Yanındaki sinirlenmiş:

- Yahu Kazım kim? Nerede? Ne bağırıp duruyorsun? Kulağımın zarı patlayacak.

Temel, karşısındaki tribünü göstermiş:

- Şuradaki adamı Cazim`a benzeteyrum da...

Yine bağırmaya başlayınca. Yanındaki bir dürbün uzatmış:

- Dürbünle bak da, o mu değil mi anla!

Temel, dürbünü gözüne yerleştirince, Kazım`ı yanında görmüş ve bağırmayı kesip hafifi sesle seslenmiş.

- Cazim buraya gelsene da!

Sonra yanındakine dürbünü geri vermiş:

- Çok teşeççür edeyrum, söyledim Cazim`un kulağına, gelir şimdi puraya!´´

Biz de dün ve bugün diyoruz ama sakın dürbünden kulağınıza kısık sesle söylemek gibi olmasın!



Özcan PEHLİVANOĞLU
ozcanpehlivanoglu@yahoo.com

https://twitter.com/O_PEHLIVANOGLU


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.