MÜSLÜMAN İKİYÜZLÜ OLAMAZ
Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR
``MÜSLÜMAN
İKİYÜZLÜ OLAMAZ´´
Asırlardır mücadelesini veren insanların hak dünyadakilerin hepsinin kemikleri sızlıyor. Yada biz öyle inanmaktayız. Şu dünya haline bir bakınız. Kimse kimseyi sevmiyor, kimse kimseye acımıyor, kimsenin kimseye karşı haya, edep, iman, vicdan dürtülerinin sınırladığı insan ahlak-ı kalmadı&8230; kanunlarımız zaten her türlü şerefsizliği mübah görmekte, alçaklıkların, namussuzlukların, her türlüsü serbest ve icraat olursa suç sayılmakta Adına da fiil diyorlar.
Livata, Fiili livata, fahişelik, hırsızlık, namussuzluğa dair her ne varsa serbest. Hatta bu şerefsizliklerin sosyetik adı ise ``çağdaş ve kişisel eğilim´´
Peki insanların birbirini katletmesinin ad nedir?
BİLİYORMUSUNUZ?
`` Dünya barışı´´ imiş yazıklar olsun sizleri doğuran analara&8230;.
NEREYE SÜRÜKLENEN DÜNYADAYIZ?
Son günlerde hepimiz izliyor,görüyor ve biliyoruz ki yazılı, görsel ve sosyal medyanın hemen her köşesinde, tüm İslam coğrafyasında var olan zulme karşı kin, öfke, infial....kısaca beklenen Müslüman tepkisi..kimileri gönülden ve samimi, kimilerinde ise sahnelik hareketler...
Yazık ki; yılların birikmiş suskunluğu,kronikleşen öz güven sorunu, her türlü tefrikaya açık zihniyet modeline uygun insan profili......yaşanılan bu toprakları kültürel ve dinsel dezenformasyonun en çabuk maya tuttuğu bir coğrafya haline getirdi.
Her musibette günah keçisi haline getirdiğimiz ve kinimizi en çabuk kusup rahatladığımız, tarihsel sürecin Müslüman`lar için vazgeçilmez bir düşman olarak etiketlediği batı zihniyeti ve bu zihniyetin uşaklığını yapan ülkeler..öyle ya tüm kabahat bunlarda (!) ayrıştıran bunlar evet ama ayrışan bizleriz, her türlü kültürel dezenformasyonu gözümüze gönlümüze sokan bunlar .
Ama isteyen ve uygulayan bizleriz, öyle ki kimi zaman tabi olduğumuz dini öğretiler konusunda bile belirleyici olan bunlar ama bilmeyen öğrenmeyen gene bizleriz.
Etnik milliyetçilikten, mezhep ayrılıklarına, kültürel farklılıklardan siyasi tahammülsüzlüklere kadar hayatımızın her alanına serpilen entrika ve tefrikaya dair tüm plan belli ki bize ait değil. Ama bunları çabucak kabul edip uygulayan bir dinin bir olamayan insanları maalesef gene bizleriz.
Adına ne derseniz deyin, şayet tüm İslam coğrafyasında var olan zülüm, bir haçlı mirası ise bunu çok görmem ve nitekim onlar kendi misyonlarının gereğini yerine getirme adına her dönem olduğu gibi bu dönemde de açık ya da gizli bir ittifakın içindeler.
Belki de dünya var oldukça bu amaç hiç değişmeyecek ve sadece metot farklılıkları ile bu misyonlarını yerine getirme gayretini gösterecekler... Ya bizler bu tablonun neresindeyiz..
SORUYORUM?
Yaşanan bu tablonun en büyük müsebbibi yazık ki kendimiz olmayı beceremememiz değilmidir.
Alıntı ve taklit hayatlarla çabucak adapte olan, kaygan bir kültürel zeminde bencil hayatlarımızın köleleri haline gelen, her zeminde, her alanda ayrışan bizlerin; tüm İslam coğrafyasında yaşanan zülmün soluk renginde katkısı yok mudur.
Ciğerparesini kaybeden bir annenin çaresiz feryadında, ölen bir bebeğin günahsız donuk bakışlarında, ölüm kendini bulmasın diye kaçışan çocukların sessiz çığlıklarında hepimizin parmak izi yok mudur.? Şahsen benim var..umulur ki Allah affetsin..
SORUYORUM?
Peki; bu yazıyı okudun, öz eleştiri adına kendin, düşüncelerin, nefsi dürtülerinle geçmişini geleceğini ve kendini hiç düşünmeyecek, misin? ``NE YAZI Kİ ; ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇTİ´´
Yarın her şey değişecek bu gün bir daha olmayacak. Allah; bu vatan`a bu millete ve bu din`e sahip çıkanlarla beraberdir.
Selam ve dua ile
03- Ağustos- 2014
ALANYA
|
