Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 21.11.2015 22:02:39

KİŞİLİK BÜTÜNLÜĞÜ NEDİR?


Mustafa Mete İSLÂMOĞLU

KİŞİLİK BÜTÜNLÜĞÜ
NEDİR?

BAŞLARKEN: Ülkemizin yetiştirdiği büyük değerlerimizden öğretim görevlisi sayın Cafer AKSAY anlatıyor.
Bu yazımızda sizlerle ``kişiliğin bütünlüğünün´´ önemi ile ilgili bilgi paylaşımında bulunacağım.
Kişilik(şahsiyet), bireyin iç ve dış çevresi ile kurduğu, kendine özgü, diğer bireylerden ayırt edici, sürekli, tutarlı ve yapılanmış ilişkiler bütünüdür. Kişilik yani şahsiyet, hem insanlarımız için hem de toplum açısından çok önemlidir. En önemli faktörde toplumda; özü-sözü bir insanların olmasıdır.
Kişilik, hayat boyunca yavaş yavaş oluşur ve birdenbire değişmez. Çeşitli özellikler, hayat içinde bireyde bir davranış bütünlüğü oluşturur. Bu bütünü meydana getiren çeşitli birimler vardır. Bunlar; mizaç (huy) ve karakterdir.
Mizaç (huy), bireyin fizyolojik ve duygusal özelliklerinin davranışlara yansıyarak sürekli hale gelmesidir. İç ve dış uyarıcılar, bireyde belli bir duygu düzeyi oluştururlar. Aynı uyarıcı karşısında bazı insanlar çok çabuk sinirlenirken bazıları sabırla sonucu beklerler. Bunun gibi, güler yüzlü - asık yüzlü, iyimser - karamsar olmak birer mizaç özelliğidir. O halde mizacın en açık göstergesi bireyin iç ve dış uyarıcılara yaptığı tepkilerin sürekli hale gelmesidir.
Mizaç, kişilikten bağımsız bir birim değildir. O, kişiliği oluşturan birimlerden ayrılmaz bir parçadır. Bu yüzden çoğu zaman mizaç ve kişilik kavramları birbirine karışmaktadır.
Karakter, çoğu zaman kişilikle eş anlamlı olarak kullanılan bir kavramdır. Fakat karakter, kişiliğin bir parçasıdır ve onun bir yönünü ifade eder. Bu yön de sosyal ve ahlaki yöndür.
Toplum içinde insanlar, davranışlarına bağlı olarak iyi karakterli ya da kötü karakterli olarak değerlendirilirler. Davranışları toplum için istenen yönde ve ahlak kurallarına uygun olanlar, iyi karakterli olarak adlandırılır. Davranışları, toplum için istenmeyen yönde ve ahlak kurallarına uygun olmayanlar ise kötü karakterli olarak adlandırılırlar.
Toplum içerisinde bizim mesleğimiz ne olursa olsun, sözlerimizin karşımızdaki kişide etki oluşturabilmesi için kişisel bütünlüğümüzü sağlamak önemlidir. Anne baba olarak çocuklarımızla olan ilişkilerimizde de, bir hekim olarak hastamızla olan ilişkimizde de, bir öğretmen olarak öğrencimizle olan ilişkimizde de, bir satıcı olarak müşterimizle olan ilişkimizde de bu durum geçerlidir.
İnsan ağaçtan yahut sırçadan yapılmış bir kaba benzer. Dışını yıkamak gerek ama içini yıkamak daha da gerekli bir şey. Dışını yıkamak farz ama içini yıkamak daha da farzdır. Bilgi cömertlik miktarıncadır. Kimi daha fazla ariftir. Söz can kokusudur. Bir adam, doğru söz söylese bile canında eğrilik varsa sözünden eğrilik kokusu gelir. Bir adam, eğri büğrü söylese bile canında doğruluk varsa sözünden doğruluk kokusu gelir.
Kişisel bütünlüğünü sağlamış insan özü sözü bir insan demektir. Ne demek istediğimi şu hikâye en güzel şekilde anlatıyor aslında:
``Gandhi`nin halkla görüşme yaptığı günlerden birinde, bir kadın çocuğuyla beraber Gandhi`nin huzuruna çıkar: ``Efendim, benim çocuğum çok fazla şeker yiyor ve beni dinlemiyor. Lütfen bir kez de siz konuşur musunuz? Sizi dinler´´
Gandhi kadına kırk gün sonra yeniden gelmesini söyler. Kadın canı sıkılarak geri döner. Çünkü dört saatlik yoldan gelmiştir.
Aradan kırk gün geçer, kadın tekrar Gandhi`nin huzuruna çıkar çocuğuyla. Gandhi çocuğu karşısına alır ve şöyle der: ``İstersen şeker yemeyi bırakabilirsin. Senin sağlığın için şeker yememen daha iyi´´
Kadın evine döner ve beklemeye başlar. Gerçekten de çocuğu şeker yemeyi bırakır. Kadın hem sevinçli hem de öfkeli dört saatlik yolu yeniden giderek Gandhi `ye sorar: ``Hepsi bu kadar mı? O zaman beni neden kırk gün beklettiniz ve dört saatlik yolu bir daha getirttiniz?´´
Gandhi gülümser ve ``Kırk gün önce, ben de bir şeker bağımlısıydım. Şekeri bıraktığımda neler olduğunu görmem için vakte ihtiyacım vardı. Yani, istediğin dünyayı görmek istiyorsan değişmelisin der... Cevabını vermiş.
Kişisel bütünlük işte böyle bir özellik taşır. Eğer biz sigara içiyorsak diğer insanlara ya da çocuğumuza vereceğimiz ``Sigara senin için zararlı, içmen doğru değil, hemen bırakmalısın´´ gibi sözlerimiz bir anlam ifade etmez. Bütün bu söylenenler ``lafta´´ kalır.
Özümüzden koparak gelen, inanarak söylediğimiz her söz karşımızdaki kişinin özünde bir etki oluşturur. Söylediklerimiz bizim yaşantımıza yansıyorsa bu etki çok daha kuvvetli olur. Demektedir.
Sayın hocama toplum adına yaptığı bu çok değerli ve öneme haiz anlatımından dolayı teşekkür ediyorum.
Selam ve dua ile

KAYNAK: Cafer AKSAY (Öğretim görevlisi. Şair- Yazar) 2015.
20 KASIM-2015
RDEMLİ-MERSİN



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.