İSLAM ve İNSANLIK DAVASINA AĞLAYAN YAZAR
Mustafa Mete İSLAMOĞLU YAZIYOR
`` ``İSLAM ve İNSANLIK DAVASINA AĞLAYAN YAZAR´´
Yer altının saklı hazineleri kitabının yazarı kardeşim, Allah ve İslam dostu, insan. Yazar Bekir Öztürk ``MAZLUMLAR AYAĞA KALKMADAN, ZALİMLER DİZ ÇÖKMEZ ifadesini hatırlatıyor. Ve... tahammül gücümü aşıyor yüküm, bu alçaklıklara dayanamıyorum diyordu. Milletçe tahammül gücümüzü zorluyoruz. Fakat sayın Öztürk çok farklı pencereden dile getirmekte.. Ey kabalist sufiler! Süslü cinler! Bildik sizi! Halim selim Zaman eskiden berrak bir su gibi akardı! Şimdiyse bulanık! Zamanı bulandıransa şeytan! Artık hiç kimse göremiyor akan zamanı! Hızlı ve kirli! Ve böyle olunca da hainler için gün doğuyor! Saklanıyorlar o bulanık suyun içine! Berrak olmayanlar! Kalplerinin aynası pas içinde hepsinin! Bunlar kendi işlerinin uzmanları oysa! `Bilgi` tamam! Ama niyetleri halis değil! İblis gibiler! Âlimler! Niyetleri bozuk! `Ölümsüzlük` peşindeler! `Bilgi` sarrafları! `Altın` biriktiriyorlar! Paylaşmayı sevmiyorlar! `Bilgi`ye tapıyorlar! Haz alıyorlar! Halkı küçümsüyorlar! Ağızları dolu dolu konuşuyorlar! Yazıyorlar! Ah göreceksiniz barok bir üslupla hem de! Ve sonra da İslâm Tasavvufu diyorlar! Nereye baksan o `ekran`dalar! Aynı sözleri durmadan tekrarlıyorlar! Bu seyr-u sülûk çok zor! Sizlere göre değil! Ya sonra! Bir şeyhiniz olmalı! Nasıl bir şeyh? Ekranlardan ayrılmayan! Her yere suretini asan! Musiki seven! Bir bilgi feriştahı! Ya Kur`an! Öyle söylemiyor ama! Gelenek! Gelenek deyivereceksiniz hemen değil mi? Bakın şunu söyleyelim size! Asıl zaman `bir`dir! Her an `bir`dir! Berrak olsa da, kirlense de! `Aslında` kirlenmez! Sizin kalbiniz pas tutar! Ve siz herkesin kalbinin paslandığını düşünürsünüz! Ümmîdir insanın kalbi! O sürekli aşağıladığınız `avam` insanların kalbi! Siz `havas`sınız ya! Kur`an dışı bir bilgi tezahürü! Bu halk sizin anlattığınız mesellerin `aslını` kalbinde yaşar! Rabbiyle! Haberiniz olmaz! Siz matrak süslemeciler! `Seçilmiş` kalemler! Kendi hayatınızı daha `bir`lemeden, tarih içindeki `bir`lerle oyalanıyorsunuz işte! Kalbin kapıları size kapalı! Nefsin kapılarında geziniyorsunuz! Minik minik nefs azgınlıkları! Oh mutlusunuz! Hem ünleniyorsunuz, hem de bir tasavvuf yolcususunuz! Varlık ve yokluk bir arada! Ah `hiç` severler! Ne çabuk unuttunuz! Siz aslında yok olmak için çıkmamış mıydınız bu hakikat yolculuğuna? `Şey`lere bu düşkünlüğünüz nedir o zaman? Sanal bir varlık kazanma hali! Altından buzağı! Bir `ölümsüzlük` telaşı! `Felsefe taşı`! Sizlerin zamanı bulanık! Kalbinizin aynasını temizleyin! O ateşten ekranlara yasladıkça yüzünüzü, `bir` nur beklemeyin! Azar azar bir `nar`a dönüşmektesiniz çünkü! Azıyor nefsiniz! Ey sizi gidi İsrail sevdalıları! Kabalist sufiler! Sanıyorsunuz ki ne güzel yazıyoruz işte! Katili gizliyoruz! Sözü dolandırıyoruz! İsmini vermiyoruz! Bizi kim fark edecek ki! Ah! Yıllardır fark edildiniz de susuyor bu millet! Kalemin inceliği bazen şeytandandır! Sözü öylesine inceltirsiniz ki içinden `şeytan` görünür! Daha da incelirse o sözü yazan her kimse artık cinler âlemine girer! Yazdıkça irtibat kurarsınız cinlerle! Onların içinde de âlimler vardır! Birlikte yazarsınız artık! Geçmişteki her `bilgi`yi bilirler! Çünkü geçmiş tümüyle onların üzerine kayıtlıdır! En bilgili onlardır! Bizden bile öncesi! İnsandan! Dünya onların yurdu değil miydi? Yoksa siz o en eski cinlerden misiniz? Ey kabalist sufiler! `Dua`larınızın içinde ters anlamlı kabalist kelimeler gizlidir! O `dua`larınızı tekrarladıkça cinler size hâkim olurlar! Farkında bile olmazsınız! Ama artık cinler âleminin gizli bir mensubusunuzdur! İyilik gibi göstererek bu ümmete her türlü kötülüğü yaparsınız! Ah! Yalandır! Rabbim görüyor sizi! Sorulacaktır muhakkak her yaptığınız kötülüğün hesabı! İyi ki! Kalbindeki zaman berrak akıyor bu `avam` halkın hâlâ! Ümmî halkın! Ve hiç öyle uzun boylu düşünmeden bile sizin yüzünüze bakınca anlıyor hemen! Diyor ki bunlar `cin`! Süslü cin! Çok şükür ki hiçbir `şey` yapamazlar bize! Allah(cc) yeter hepimize&8230; Cenab-ı Allah yeter hepimize ey müminler! Korkmayın bu süslü cinlerden. Değerli yazar kardeşim dostum, İslam davasının yürekli fedaisi Bekir Öztürk böyle diyordu. Soysuzluk zırhına bürünmüş, her ne kadar yalan, riya, palavra, üç kağıt ve alçaklığa dair ne varsa! Sizlerin içinde barınırmış ta bu millet bilmezmiş. Sizlere sövmeden küfür etmeden milyonlarca insanın bir an-ı dahi geçmiyor. Milyonlarca ağızdan milyarlara ulaşan küfürler sövmeler çıkıyor. Siz bunları içinize nasıl sindiriyor nasıl tahammül ediyorsunuz. Demek ki sizde delikanlılık, adamlık, insanlık, haysiyet, onur şeref hiç yokmuş! Bu ezilen bütün hakları elinden çalınan milletin layık olduğu taş sizlermişsiniz! ``LAYIK OLMAYAN BAŞ`A TAŞ DEĞMEZ´´ ve ``NEYE LAYIKSANI ÖYLE İDARE EDİLİRSİNİZ´´ diye bilirdik. İblisin tohumları kim?. Fatiha şansını çoktan kaybettiniz. SORUYORUM? BU MİLLET BU YAPILANLARA LAYIKMI? ``MEZARLARINIZA TÜKÜRECEKLER´´ 02-Ağustos-2014 Alanya
|