Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah Aydın - (Ziyaretci) 20.01.2010 12:07:50

ILIMLI İSLAM PROJESİ NEDİR NE DEĞİLDİR.

ILIMLI İSLAM PROJESİ NEDİR NE DEĞİLDİR



Ilımlı İslam Projesi Soğuk savaş döneminin sonlarında Sovyetler Birliğini güneyden çevrelemek için ABD tarafından düşünülen ve uygulanan bir projedir. Amaç, ABD ile uyumlu İslami gruplarla, Komünizme karşı müşterek hareket.



Papa II. Jean Paul 24 Aralık 1999`da Vatikan`ın; diğer dinler ve özellikle İslam dini ile ilgili düşüncesini; "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı, ikinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya`yı Hıristiyanlaştıralım" diye özetlemiştir.



455 yıl sonra İtalyan olmayan birini neden Papa yaptıkları da bu açıklama neticesinde anlaşılmıştır. Amerikan Başkanı Bush; Papa`nın bu isteğini 11 Eylül saldırısından sonra Afganistan ve Irak işgali için Haçlı Savaşı ismini verdiği katliamlarla yerine getirmiştir. Türkiye için de durum farklı değildir. Türkiye`nin Ilımlı İslam adı altında İsevileştirme programı, hızla devam etmektedir.



Emperyalist Batının radikal İslam`ı yaratması ve ardından radikal İslam`ın Ehlileştirilmesi anlamına gelen Ilımlı İslam`ı bize empoze etmesi stratejik amaç taşır.



Ilımlılık kavramı ilk olarak Komünizm üzerinde denenmiş ve başarılı olmuştur. Gorbaçev ile hayata geçirilen perestroika (yeniden yapılanma) komünizmin ılımlaştırılmasından başka bir şey değildir. Perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) ile komünizm; komünizm olmaktan çıkartılmış ve ardından da Sovyetler dağılma sürecine girmiştir. Ilımlı İslam ile İslam dini de İslam olmaktan çıkartılmaya ve İsevileştirilmeye çalışılmaktadır. Bu

konuda Vatikan; misyonerlerden ve dinler arası diyalogculardan faydalanmaktadır.



Vatikan`ın hedefi; Müslümanları kendi dinlerinden uzaklaştırmak ve sonrasında Hıristiyanlaştırmak değil de; insanların birbirini dini görüşleri ile birlikte kabullenmeleri ve değiştirmeye çalışmamaları anlamına geldiği söylenen dinler arası diyalog olsaydı; dünyanın dört bir yanına ve tabi ki Türkiye`ye binlerce misyoner gönderir miydi? Türkiye`de milyonlarca bedava İncil dağıtılır mıydı? AKP`nin yasa değişikliği ile açılmasını kolaylaştırdığı Kilise Evlerinin sayısı 25 bini geçti.



Katoliklerin ruhani lideri olan ve Üçüncü bin yılda Asya`yı Hıristiyanlaştıralım diyen Papa II. Jean Paul ile el sıkışan, dinler arası diyalog kavramını Türkiye`nin gündemine oturtan, Abant toplantıları ile bunu kurumsallaştıran, kendi ismiyle özdeş hale getirenler;

dinler arası diyalogun İslam`ın gereği olduğunu söylemektedir. Hatta bunu ispatlamak için İslam Peygamberini örnek verme cesaretini dahi göstermektedirler.



Bir ilahiyatçı olan diyalogcu; "Ey örtüsüne bürünen peygamber, kalk akrabalarını inzar et" ayetiyle; Peygamberin; yakınlarından başlayarak, çevresindeki herkesle, müşriklerle, putperestlerle, Yahudi ve Hıristiyanlarla görüştüğünü, panayırlara gittiğini, oraya dışardan gelen insanlara dinini anlattığını ve bunların diyaloga örnek olduğunu söylemiştir.



Türk halkının maneviyatının; Vatikan`ın amacı doğrultusunda sömürülmesi için Peygamberin dünyaya geliş amacı olan İslam dinini tebliğ etmesini dahi, dinler arası diyalog olarak yansıtmaktan çekinmemektedirler.



Diyalogcular amaçlarını; "İnsanların dini farklılıklarını değil; ortak değerlerini öne çıkartma, inandırma, kendine çekme, tebliğ etme olmadan; farklı dinlerden kişilerin birbirine saygı duymasını sağlamak" şeklinde açıklamıştır. Hz. Muhammed ise diyalogcuların savunduğunun aksine; İslam`ı tebliğ etmek ve insanları Müslüman olmaya davet etmek için onlarla görüşmüştü.



Vatikan`ın; hedefine ulaşmak için; karşılıklı hoşgörü ve birbirini olduğu gibi kabul etme amacı taşıdığı söylenen dinler arası diyalogu kullandığını görmemek için kör olmak gerekir. Zaten Allah Kur`an da bunu açıkça belirtmiştir: "Kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkarcılığa sevk ederler. Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir..



Diyalogcular dinler arası diyalogu haklı çıkartmak için Hz. Muhammed`i ve Kur`an`ı kullanması bana Giordano Bruno`nun bir sözünü hatırlatıyor: Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı`yı kullanır.



Ilımlı İslam projesi ile İslam ülkelerinin denetim ve kontrolünü sağlamaya çalışan ABD, Irak ve Afganistan direnişi ile hayal kırıklığına uğramış görünüyor.



Başta Doğu Avrupa, Orta Asya ve en son İran da, CIA odaklı okulların kapatılması artık İslam ülkelerinde ambalajlı zehirin ne olduğunun anlaşıldığını göstermektedir.



Tabi henüz Türkiye Müslümanları bunun farkında değil. Kısa sürede burada da anlaşılacaktır.



GünüN SözÜ: Tatlı dile aldanma, yılan zehirinden farksızdır.

NURULLAH AYDIN

NURULLAH AYDIN
1954 yılında Erzurum&8217;da doğdu. İlk ve orta öğretimini İzmir/Karşıyaka&8217;da tamamladı. ODTÜ&8217;de mühendislik eğitimi aldı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi&8217;nden mezun oldu.
Ankara Etimesgut Zırhlı birlikler eğitim okulundan mezun oldu. Yedek subaylığını Ordu sıkıyönetim yrd.lığında yaptı.
Bir çok il ve ilçede hakim ve savcı olarak görev yaptı.
Tarih öğretmenliği, gazetecilik, teftiş kurulu başkanlığı, kamu ve özel sektörde strateji ve hukuk danışmanlığı,
Başbakanlık Avrupa Birliği Siyasî Kriterler Komisyon Üyeliği, Adalet Bakanlığı Kanun Tasarısı Komisyon Üyeliği ve bir çok gazete ve dergide köşe yazarlığı, Televizyon program yapımcılığı ve sunuculuğu, yaptı.
500&8217;den fazla makalesi yayınlandı.
1988 yılında &8220;Yılın Hukukçusu&8221; seçildi. 2004 yılında &8220;Yılın Basın Ödülü&8221; ve 2005&8217;te &8220;Yılın Yazarı Ödülü&8221;nü aldı.
Bakü &8220;VECTOR İnternational Scientific Centre&8221; tarafından &8220;Onursal Doktora&8221; ve &8220;Onursal Profesör&8221; unvanına layık görüldü.
Halen Gazi Üniversitesi Öğretim Görevlisidir.
Önde gelen eserleri;
1. Avrupa Birliği nedir ne değildir (2009)
2. Etkili İletişim Stratejileri (2009)
3. Küresel Terör ve Terörizm (4.bası) (2009)
4. Türk Suç ve Ceza Hukuku (2.bası) (2009)
5. Hukuka Giriş/Temel kavramlar (2.bası) (2009)
6. İşte İstihbarat (2008)
7. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Diyor ki (2008)
8. İnsan Hakları, Demokrasi ve Medya (2008)
9. Türkiye&8217;nin Milli Güvenlik Stratejisi (2008)
10.Türklerin Küresel Güç Doktrini (2008)
11.Türk Suç ve Ceza Hukuku (2008)
12.Hukuka Giriş/Temel Kavramlar (2007)
13.Küresel Terör ve Türkiye (2006)
14.Küresel Terör ve Terörizm (2005)
15.Yeni Yüzyıl İçin Ulusal Stratejiler (2003)
16.Herşey Türkiye İçin,(4 bası) (2000)
17.Milli Stratejik Konsept (milli hedefler, milli politikalar),( 1999)
18Podyum (Politika Bilim ve Teknoloji Çağında Yeni Yönelmeler) (1992)



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.