Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Nevruz SINACI - (Ziyaretci) 16.09.2010 13:05:47

İDAMININ 49.YILINDA ADNAN MENDERES

İdamının 49. Yılında
Şehit Başvekil Adnan MENDERES


1899` da Aydın da doğdu. Küçük yaşta annesini ve babasını kaybetmenin acılarını yaşadı. Babaannesinin sevgisiyle büyüdü. İzmir Amerikan Kolejinde okudu. Daha sonra Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi. Askerliğini yedek Subay olarak yaptı. Terhis edildikten sonra Çakırbeyli`de ki çiftliğine çekildi. Milli Mücadele` de gösterdiği kahramanlık ve üstün hizmetlerin karşılığı olarak, ``İstiklâl Madalyası´´ ile ödüllendirildi.
Politika ile ilk teması, Aydın İl Başkanı olarak ``Serbest Fırka´´ ile başlar.
1931`de, Atatürk`ün isteği ile Halk Partisinden Aydın Milletvekili olarak seçildi. 11 Haziran 1945` de toplanan CHP` grubuna Celâl Bayar, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte verdikleri ``Dörtlü Takrir´´ nedeniyle ve yazdığı makaleler sonucu 21.Eylül.1945` de partiden ihraç edildi. Ama O, Meclis Genel Kurulunda yaptığı etkili konuşmaları ve yayınladığı makaleleri ile ``Demokrasi kurallarına uygun bir yönetimin ancak, tam, serbest ve tek dereceli bir seçimle iktidar olabileceği´´ fikrini savunmayı azim, inanç ve kararlılıkla sürdürdü.
07.Ocak.1946`da Celâl Bayar, Refik Koraltan ve Prof. Dr. Fuat Köprülü ile birlikte Demokrat Partiyi kurdu. Menderes, Genel Kurul Üyesi olarak Genel Başkanı Celal Bayar`ın da desteği ile, dört yıl süreyle yurdun dört bir tarafını dolaşarak Demokratik yönetim biçimine ait olan fikirlerini açık, samimi, inandırıcı bir üslup içinde savundu ve anlattı.
14 Mayıs 1950`de Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla iktidara geldi. Atatürk`ün en büyük arzu, hayal ve ideali olan Demokrasiyi Cumhuriyet ile buluşturdu. Bu nedenle ``Beyaz İhtilâl´´ olarak nitelenen 14 Mayıs, ``Demokrasi Bayramı´´ ilân edildi. Bu arada Atatürk`ün Başvekili Celâl Bayar, TC`nin 3. ve ilk sivil Cumhurbaşkanlığına seçildi. Adnan Menderes Başbakanlığa getirildi. İlk işi, memlekette barış ve huzuru sağlamak amacıyla bir Genel Af çıkartmak oldu. Ayrıca, ``Devr-i sabık yaratmayacağız´´ kararı ile iyi niyetini gösterdi. Dış siyasette NATO`ya girmenin çetin yollarını aştı.
14.Mayıs.1950` de başlayıp, 27.Mayıs.1960 günü yapılan darbeye kadar geçen on yıllık süre içinde; Yıllardır ihmal edilmiş, geri kalmış, içerde ve dışarıda itibar kaybetmiş olan Türkiye` yi baştan başa yeniden imar ve inşa etti. İşsizlik ve yoksulluğu yendi. Maddi, manevi ilmi ve kültürel değerleri yeniden kazandırdı. Tarihten silinmeye ve yok olamaya yüz tutmuş Atatürk ilke ve inkılâplarını yeniden hayata geçirdi. Dünya siyaset tarihinde eşi emsali görülmemiş büyük bir kalkınma, gelişme ve çağdaşlaşma hareketlerini gerçekleştirdi.
Merhum Menderes zamanında halk, insanca yaşamayı öğrendi. Cehalet, yokluk, yoksulluk ve işsizlikten kurtuldu. Milli ve manevi değer, eser ve zenginliklerine kavuştu. Devlet adeta baştan başa yenilendi. Demokrasi kurumlaştı ve bir yaşam biçimi olarak yerleşme yoluna girdi. Öyle ki, NATO standart, norm ve kriterlerine göre bu dönemde, normal şartlarda yüz yıla tekabül eden büyük bir kalkınma ve gelişme hareketi yaşandı. Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Parti ile gerçekleştirmiş olduğu eserler bugün, çok sevdiği Milletinin hizmetindedir.
Ancak, bu olağanüstü kalkınma, gelişme, çağdaşlaşma ve demokratikleşme hareketini vatan ve millet düşmanları ile devleti ve milleti soymaya alışmış kitleler içlerine sindiremedi. On yıllık iktidarı boyunca, sonuncusu dahil tam 4 darbe teşebbüsü ile karşı karşıya kaldı. Fakat, O, vatanını, devletini insanını ve askerini yürekten seven, ordusuna güvenen, demokrasi, hak, adalet ve hukuka dayanan bir insandı. Bu sevgi, saygı, güven ve ``güvendiği orduya´´ karşı duyduğu samimi itimat nedeniyle ve ``kan dökülmesin, masum insanlar telef olmasın, devletin ve demokrasinin düzeni bozulmasın´´ inancıyla bir avuç çapulcuya karşı çıkmadı. Sabır ve tevekkül yolunu seçti. Elbet yanlış, yalan ve iftiraların ortaya çıkacağını, iktidarının aklanacağını ve aziz ve necip Türk milletinin gerçekleri göreceğini sanıyor ve bu yanlıştan muhakkak dönüleceğine inanıyordu. Bu inanç ve itimatla; Hükümete samimi ve sadık olarak bağlı Türk Silâhlı Kuvvetlerini harekete geçirmedi. Milletin selâmeti için teslimiyeti seçti.
Fakat, bir avuç isyancı (38 kişi) tarafından gerçekleştirilen ve Menderes`in ``vatan ve millet aşkı´´ nedeniyle mukavemet görmeyen darbe ne hikmetse muvaffak olunca, tutuklanarak Yassıada` ya götürüldü. Türk hukuk tarihinin utancı olan yüksek adalet divanı nam uyduruk mahkemelerde sözde yargılanarak idama mahkum edildi. Burada kendisine eziyet, zulüm ve işkenceler yapıldı. Hayali sükut ve hüsrana uğramıştı. Bir kez intihara teşebbüs etti.
O, kendisini milleti ve memleketine adayan büyük bir devlet adamı ve büyük bir vatanseverdi. 17 Eylül 1960 günü öğle saatlerinde idam sehpasında bile son sözleri ``vatan sağ olsun´´ olmuş, ``Allaaah!...´´ diyerek ruhunu (emaneti sahibine) teslim etmiştir. Vatan sağ olsun. Nur içinde yatsın.


İdamının 49. Yılında

(Eski Devlet Bakanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı)

Fatin RÜŞTÜ ZORLU


1910`da İstanbul`da doğdu. Galatasaray Lisesi`nden sonra Paris Siyasal Bilgiler Okulu`nu, Cenevre Hukuk ve İktisat Fakültelerini bitirdi. Dışişleri`nde Hukuk Müşavir Yardımcısı oldu. Aynı Bakanlığın Ticaret Dairesi şefi olarak da çalıştı.
O zamanki Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras` ın kızı Muallâ hanımla düğünleri, 30 Ağustos 1933`te bizzat Atatürk tarafından Dolmabahçe Sarayı`nda yapıldı. Bern ve Paris Büyükelçilikleri`nde Başkatiplik görevlerinde bulundu. Moskova Büyük Elçiliği Müsteşarı oldu. Beyrut`ta Başkonsolosluk yaptı. Cumhuriyet tarihinin en ciddi, iyi ve ilkeli hariciyecilerinden biri olarak yetişti.
1950`den sonra Devlet Bakanlığı Milletlerarası İktisadi İşbirliği Genel Sekreterliği`ne getirildi. 1951`de Büyük Elçi olarak NATO`da Türkiye Daimi Temsilciliği görevine atandı.
1954`te Demokrat Parti`den Çanakkale Milletvekili seçildi. Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yaptı. İki defa Dışişleri Bakanlığı`na getirildi. Dışişleri Bakanlığı zamanında başta Kıbrıs konusu olmak üzere, Türkiye`nin dış politika ilişkilerinin gelişmesi ve gelenek doğrultusunda yerleşip kurumlaşmasında çok büyük katkılarda bulundu. Londra, Zürich ve Garanti antlaşmalarını hazırladı. İmzalanması ve hayata geçmesini sağladı.
27.Mayıs.1960`da tutuklanarak olağanüstü Yassıada Mahkemesi`nde yargılanıp, yüksek adalet divanınca idama mahkum edildi. Yassıada da çok haksız ve insanlık dışı muamelelere maruz kaldı. Bu yüz karası ve hukukun utancı durumundaki mahkemelere adeta meydan okudu. Yine de dönemi ile ilgili bütün eylem ve işlemlerini sonuna kadar yiğitçe savundu. Cumhuriyet tarihinin en iyi ve en vatansever, Atatürkçü (Kemalist) ve milliyetçi Dışişleri Bakanı olduğunu tarihe altın harflerle yazdırdı. Her celsede mahkeme heyetine neredeyse ders verdi. Arkadaşlarının en büyük destekçisi ve moral kaynağı idi. İsyancı cunta ve cuntacılara asla taviz vermedi, asla af ve aman dilemedi. Fakat, sonunda onları buraya tıkan irade hükmünü vahşice icra etmekte gecikmedi.
16 Eylül 1960 günü kadere inanmışların rahatlığı içinde abdestini aldı, namazını kıldı. Çok yüksek ve onurlu bir tavırla Yiğitçe sehpaya çıktı. İpi boynuna kendisi geçirdi ve Allah`ın rahmetine kavuştu. Mekanı cennet olsun.








İdamının 49. Yılında

( 1, 2, 3 ve 4. Dönem Menderes Hükümetleri Maliye Bakanı )

Hasan POLATKAN

1915`te Eskişehir`de doğdu. Eskişehir Lisesi`ni ve Siyasal Bilgiler Fakültesi`ni bitirdi. Ziraat Bankası`nda Müfettiş olarak çalıştı. 1946`da Demokrat Parti`den Eskişehir Milletvekili olarak seçildi.
1946 &8211; 1950 döneminin demokrasi, insan hakları, adalet ve hukuk mücadelesinde rol aldı. Celâl Bayar, Menderes ve arkadaşları ile bütün Türkiye`yi dolaştı. Halkı aydınlattı. Vatandaşın yaşadığı yokluk, ızdırap, sıkıntı ve mahrumiyetleri yerinde gördü.
Birinci Menderes Hükümetinde önce Çalışma Bakanlığı yaptı.Sonra Maliye Bakanlığına getirildi. Maliye bakanlığı süresince; Milli Siyaset Belgesi, Atatürk ilke ve inkılâpları ile ``namuslu, dürüst, demokrat, temiz devlet-dürüst hükümet´´ prensibi doğrultusunda çok büyük, önemli ve değerli eser ve hizmetlere imza attı. Maliye Bakanlığını kurumlaştırdı.
``Devletin Namusu´´ kavramını maliye teşkilâtına yerleştirdi. Dahilde Ekonominin gelişmesi, uluslar arası iktisadi ilişkilerin kurulması, milli kaynakların aktive edilmesi ve dönem hükümetince sürdürülen akıl almaz kalkınma ve gelişme hızının mali motivasyonu gibi çok büyük hizmetler ifa etti. Vergi kanunlarının demokratik hukuk, insani boyut, evrensel kriter ve adalet ilkelerine uygun olarak yeniden düzenlenmesini sağladı. Liberal ekonomik düzenin yerleşmesi, imkân ve fırsat eşitliğinin yaratılması ve serbest piyasa koşullarının oluşmasına öncülük ve önderlik yaptı.
27 Mayıs 1960`a kadar bu görevde kaldı. Yassıada Olağanüstü Mahkemesinin kararı ile idama mahkum edildi, hüküm 16 Eylül 1960 günü uygulandı. O tatlı yüz, o sevimli insan böylece yürekten inandığı yüce yaratıcısına kavuştu. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.


Anıt mezar
Bu Anıtmezar, Türk tarihinin çok hazin bir hikayesini sergiliyor:

Ülkemiz 1945 yılında çok partili hayata geçtikten sonra kurulan siyasi partiler arasında Demokrat Parti`nin müstesna bir yeri vardır. 7 Ocak 1946 tarihinde Adnan Menderes ve üç arkadaşı tarafından kurulan Demokrat Parti, kısa zamanda halkın sevgi ve güvenini kazanmış, 14 Mayıs 1950 &8216;de yapılan tek dereceli ilk seçimde iktidarı ele alarak memleketi 10 yıl idare etmiştir.
Tarihimize ``Demokrat Parti Dönemi´´ adı ile geçen bu dönemin tek Başbakanı Adnan Menderes`tir. Bu yıllar, kalkınma açısından Türkiye`nin atılım yılları olduğu gibi, dış politika bakımından da memleket güvenliğinin sağlandığı bir dönemdir. Demokratik rejimin getirmiş olduğu güven duygusu içinde Türk Milleti, geleceğine umutla bakıyor. Ve Türkün kaderi, serbest demokratik rejimle birlikte, pek açık bir suretle artık değişiyordu. 10 yıllık Demokrat Parti dönemini işte böyle özetlemek mümkündür.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.