Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah Aydın - (Ziyaretci) 1.06.2010 00:34:59

İÇİMİZDEKİ VİRÜSLER!

Nurullah AYDIN

31 Mayıs 2010





İÇİMİZDEKİ VİRÜSLER!



Şehitler artmaya devam ederken, saldırılar her yerde sürerken, AKP, var gücüyle devletin temel güçleri olan ordu ve yargıyı yıpratmaya, etkisizleştirmeye devam ediyor.



Askerler, aydınlar Amerikan karşıtı AKP karşıtı duyarlı kesimler, sindirilmeye, susturulmaya devam ediyor.



Bu ülkede birçok farklı etnik kökenden gelen insan yaşar. Tarih boyunca Türkler kendinden çok farklı toplumlarla bir arada hoşgörü içinde birlikte yaşamışlardır.



Ancak ihanete farklı etnik topluluklardan değil dönme tiplerden çekmiştir. Dünün Yahudi dönmeleri derken birde baktık ki Müslüman gözüken Ermeni ve Rum dönmeleri de var. Üstelik bunlar İslamcı kimlikleri ile cemaat ve tarikatlarda yuvalanarak kendilerini İslam ümmetçiliği altında gizleyebilmişlerdir.



Anadolu coğrafyasında Türk olmak ve Türk kalmak, Türk olarak yaşamak zordur.



Küresel güçlerin gözü bu coğrafyadadır. Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya`dadır.



Türk milleti büyük bir saldırıyla karşı karşıyadır. Burada birinci sırada DİL gelmektedir. Türkçeyi kaybederek Yunanlılaşan, Almanlaşan, Bulgarlaşan, Macarlaşan, Sırplaşan, çok insanımız vardır. Kürt milliyetçiliğinin öncüleri, kendini Kürt olarak tanımlayanlar değil bizzat yabancı misyonerler, gezginler ve konsoloslardır.



Bugün Anadolu da yaşayan insanlarımızın ortak sorunu; aş, iş, ağalık ve yolsuzluktur.



Kürtçülüğün babası da P.Maurizio Garzoni adındaki Katolik misyoner bir papazdır. Kürtlerin var olduğu iddia edilen coğrafya üzerinde bu gün Türkiye, Suriye, İran ve Irak Devletleri bulunmaktadır. PKK Marksist kuramdan beslenmektedir.



Haçlı zihniyetinin Türk Milleti üzerinde, onu hakimiyeti altına almak için denediği iki yöntem vardır. Bunlardan biri Asimile etmek diğeri de Başkalaştırmadır. Bu gün Kürt meselesi denilen şeyin altında işte bu başkalaştırma projesi yatmaktadır. Bunun için uyduruk bir dil yaratma ile bu işe başlanmıştır.



P. Maurizio Garzoni, 18.yuzyılın son çeyreğinde bu günkü Türk-Irak sınırının 30 km. kadar ötesinde- buraya dikkat edin- tam 18 yıl boyunca yaşamış, Kürtler, Ermeniler, Asuriler, Keldaniler, Nesturiler arasında çalışmıştır&8230; Bu sırada Kurmançı ağzını da öğrenmiş ve 1787 yılında tarihte bir ilk olarak Roma`da İtalyancayla Kürt Dili ve Grameri sözlüğünü yayınlamıştır. Papaz Garzoni bütün bu zahmetlere ve mahrumiyetlere neden katlanmıştır ?

Neden bu meçhul diyarlarda yıllarca ömür tüketmiştir?



Misyoner Garzoni, gelip Anadolu`nun Kurmançi ağzına merak sarmıştır. Sebebi gayet basit: 18. yüzyıla kadar izlenen Türkleri dıştan yıkma stratejisi, içten yıkma stratejisine dönüştürülmüştür. Başrolde ise Vatikan, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya vardı. İçten yıkma stratejisi bu gün din farklılıkları, etnik farklılıklar, dil, lehçe ve ağız farklılıkları, bölge ya da aşiret farklılıkları gibi hususlar üzerinden aynı güçler tarafından sürdürülmektedir.



Yapılan çalışmalarla Kürtçe denilen Kırmançi ve Zazaca ağızlarının, Göktürk ve Uygur lehçeleriyle birlikte Çuvaşçanın karşılaştırılmasıyla Eski Türkçe ile ilişkisi ortaya konmuştur.



Yine bir Alman marifetiyle de 1960`li yılların başında Doğu Karadeniz de Laz, Hemşinli, Gürcü, Pontoslu Rum gibi etnik parçalar tanımlamaya başlamıştır.



Bölgeye gelen Wolfgang Feurstein adli bir Alman kendini Laz Ulusu yaratmaya adadığını açıkça söylemiş, önce Lazca yazı dili oluşturmak için Laz Alfabesi düzenlemiş, ardından bu Laz Alfabesi ile ilkokul seviyesinde metinler hazırlamış ve uyduruk Lazca gramer bilgileri ile sözlük çalışmaları yapmıştır.



İtalyan Garzoni`nin yaptıkları ile Alman Feurstein`in yaptıkları arasında tarih olarak büyük bir zaman aralığı olmasına rağmen (1787-1960) büyük benzerlikler var! Biri Kürt Ulusu diğeri Laz Ulusu yaratma peşinde. İkisinin de kullandığı ortak argüman DİL`dir .



Bugün azı etnik kimliğini gizleyen siyasetçi akademisyen gazeteci, 36 etnik köken ve Türkiyelilik dayatmalarını bu projelere dayalı olarak mı yapmaktalar?



İçten yıkma stratejisinin en önemli ayağı; dil, lehçe ve ağız farklılıklarının üzerine giderek başkalaştırma ve bunun sonucu olarak bölme operasyonudur. Açılımların sebebi budur.



Bu son zamanlarda Yeni Osmanlıcılık akımı ile de körüklenmektedir.

Coğrafyamız üzerinde yaşayan insanlar, Turan kökenlidir yani Türk oğlu Türk`tür.



İnsanlar kendilerini nasıl ifade ediyorlarsa o millettendir lafları bu oyunların neticesidir.



Türk Milleti; olanları anlamaya, farkına varmaya, başlamıştır.



GünüN SözÜ: Dildeki anarşi toplum ve devlet hayatındaki kaosun temelidir.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.