Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 27.10.2010 10:22:15

HUKUK, TÜRBAN VE POLİTİKA KARMAŞASI!

Hukuk, Türban ve politika karmaşası!

Türban konusunda ortaya çıkan tek somut şey; her şeyin kontrolden çıktığıdır... İşlerin buraya gelmesine neden olan ise, politika karmaşası. Bu durum insanların kafasında da karışıklığa yol açmış. Türban bir oldu bittiyle zaten üniversitelerde serbest bırakıldı, şimdi ilköğretime ve kamusal alana girip girmeyeceği tartışılıyor. İşin ilginci, iktidar bu konularda açıkça &8216;Hayır, girmeyecek` demiyor, &8216;Millet nasıl isterse` deyip bırakıyor. Korkarım ki yakın bir gelecekte, bugünkü halimizi bile arayacağız. Bu gidiş, &8216;Namaz kılanla kılmayan` ayrımına kadar varabilir.

Türban, üniversitelerden sonra ilköğretime de girdi; iktidar sözcüleri ve yandaş medya hep bir ağızdan, ``Bu, baş örtüsü özgürlüğünü sabote etmeye çalışanların işi´´ demeye başladı.

Acaba Ergenekon`a ne zaman bağlayacaklar? Diye düşünürken hemen harekete geçtiler ve bağlantı buluverdiler.

Baksanıza; Cübbeli Ahmet`in toplantısını manşetlere taşıdılar. İlkokul öğrencilerin türbanla okula girmesini Ergenekon`un yan kuruluşu diye lanse ettikleri hizbullaha bağladılar bile.

Oysa; CHP ve MHP genel başkanları, türban konusundaki girişimleri, söylemleri veya taktikleri ile ``AKP`nin kozunu elinden almaya çalışıyorlar´´ görüntüsü veriyor. Nitekim AKP Genel Başkanı da bu yeni durumu, kendi puan hanesine eklemek için karşı taktikler geliştiriyor.

Fakat şu görülmelidir ki türban, Türkiye Cumhuriyeti Devleti`ni hukuk devleti olmaktan hatta Türk Devleti olmaktan çıkarmak için bir araç olarak kullanılmakta, bölücülüğe bile vasıta kılınmaktadır.

Türk kadınının çoğunluğu başını örtmektedir. İşte türban, bu kitleler, türban meselesi ile birlikte bütün Cumhuriyet değerlerinin karşısında konumlansın diye kullanılıyor ve bunda da büyük mesafe alınmıştır.

Bu bakımdan CHP ile MHP tuzağa düşmüştür!
Halbuki türban veya başörtüsü takan genç kızlarımızın veya kadınlarımızın gerçekte böyle bir düşüncesi yoktur. Onlar gerçekten ``ziynetlerinizi örtünüz´´ ayetini ``baş örtüsü takın´´ diye okumaktadır. Onlara verilen bilgi budur.

AKP, Sümela ve Akdamar kiliselerindeki ayinlere izin verirken İslami hoşgörü gerekçesini kullanmış, arkasına ABD, AB ve Vatikan desteğini de aldığı için Marmara Üniversitesi açılışında ``Standartlara uyan değil, standart belirleyen ülkelerden biri haline geleceğiz. Eskiden de böyleydik. Farklı inanç gruplarının gerekirse kendi yargılamasını yapmasının mirasçılarıyız. İnşallah gelecekte yine böyle öncü bir rol üstleneceğiz´´ diyebilmiştir.

İşte asıl konu türban değil, bugünkü millet anlayışını reddeden çok hukuklu, çok milletli bir toplum düzenidir. Bu konuşma, Anayasal rejimi yıkacağız açıklamasıdır ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı`nın, çok hukukluluk yerine türban konusundaki uzlaşma çabalarına tepki göstermesi gariptir!

Türkiye Hıristiyan aleminde Hıristiyanlara ait bir ülke olarak görülmektedir. İslam Almanya`ya aittir diyebilen Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, TBMM`deki konuşmasında Burada, Türkiye`de, Hıristiyanlığın uzun bir geleneği olduğu şüphesizdir dedi ve Hıristiyanlık kuşkusuz Türkiye`ye aittir ifadesini kullandı. Die Welt gazetesi, Wulff, böylece, ekim başında dile getirdiği ifadesini tersine döndürdü diye yazdı.

Aslında bu sözü, kendi aralarında Anadolu, Hıristiyanlığa aittir diye kullanıyorlar ama herhalde Türkiye`nin parlamentosunda bu şekilde konuşamazlardı.

AKP iktidarı ile birlikte Türkiye`de İslâm, dönüştürülme tehdidi altına girmiştir. Bir Hıristiyanlaştırma faaliyeti olduğu Vatikan tarafından açıklanan dinlerarası diyalog çabaları sonunda, yeni nesiller Hıristiyan keşişlere döndürülmüştür. Gençler, Nasılsa hepimiz aynı Allah`a inanıyoruz. Ne fark eder diyebilmektedir. Oysa İslamiyet`in vaz ettiği Allah inancı ile bugünkü Hıristiyanlığın vaz ettiği üçleme kabulü aynı değildir. Yani bir Müslüman, Allah`a Hıristiyanlar gibi inandığını söylerse dinden çıkmış olur.

İslamiyet, Kur`an`a göre diğer dinlerin yerine gönderilmiştir ve Allah katında tek dindir.
Yine İslam adına siyaset yapan iktidar, gerçekte Türkiye`de Hıristiyanlığın ilerlemesine yol açmıştır. Ekonomik açıdan zaten kurduğu borsa düzeni ile Hıristio-Yahudi Batı sermayesine hizmet etmektedir.

CHP ve MHP bu gibi çelişkileri halkın bilgisine sunacağına, AKP`nin politikaları ile yarışmaya kalkışırlarsa kendi etkinliklerini yok etmiş, bu şekilde AKP`nin nihai hedefine hizmet etmiş olurlar!

Günün Sözü: Dil`i ve Din`i parçalanmış toplumun ayakta kalması zordur.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.