HALK OYLAMASININ BİR DEĞERLENDİRİLMESİ
HALK OYLAMASININ BİR DEĞERLENDİRİLMESİ
-RIZA MÜFTÜOĞLU-
Anayasa değişikliği ile ilgili 12 eylül.2010 tarihinde yapılan halk oylamasında 58 Evet, 42 Hayır oyu çıkmıştır. Bu sonuçla halk oylamasının galibi AKP olmuştur. Ancak bu sonuç, AKP`nin diğer icraatlarının, hükümet olarak yaptıklarının 58 oranında kabul gördüğü anlamını asla taşımaz. AKP, Türkiye Büyük Millet Meclisinde değiştirmeyi istediği Anayasa maddelerini halka taşımız ve halk ``Evet, senin teklif ettiğin değişiklikleri kabul ediyorum demiştir. Bunun ötesindeki bütün yorumlar kısmen haklılık payı taşısa da fazla bir anlam teşkil etmez. Önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimleri bu sonuçlara göre değerlendirmek asla doğru olmaz. Peki, AKP neden bu halkoylamasında istediği neticeyi almış oldu? Muhalefet istediğine ulaşamadı? Muhalefet partileri bu sorunun cevabını tam olarak bulmak zorundadır. Bizim muhalefet partilerine araştırmalarında yarımcı olmak açısından işaretlerimiz şunlardır. 1-Muhalefet, Anayasa değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisine gelirken iyi bir strateji belirleyememiştir. Referanduma gidilmesi ihtimalini, gidildiğinde neler üzerinde propagandaların yoğunlaşabileceği hususlarını iyi hesap etmemiştir. ``Çay içip giderler´´ gibi siyaset kulvarı dışında bir anlayış, çok düşünmeye gerek olmayan bir tavır içine girilmiştir. Bu noktada muhalefet partilerinin gurup başkan vekilleri ve propagandadan sorumlu başkanlık divanı üyeleri öncelikle sorgulanmak durumundadır. 2-Bu meyanda, muhalefet, AKP bir uzlaşmaya yanaşmamış olsa bile Türkiye Büyük Millet Meclisinde Anayasa değişikliği oylaması yapılırken 3 maddenin dışındakilere evet oyu verilip Halkoylamasında, millete ``Biz, uzlaşmaya yanaşılmasa dahi diğer maddelere evet oyu verdik, ancak bu 3 madde çok sakıncalıdır´´ deyip ``Hayır´´ kampanyasını sadece bu maddeler üzerinde yürütüp çok iyi bir netice alabilmek mümkün olurdu. Bu yol tercih edilmeyip, milletin çok fazla anlamak istemeyeceği önerge değişikliklerine gidilmesi doğru olmamıştır. En azından 12 Eylül ihtilalini yapanların Anayasaya koydukları geçici 15. maddenin ki mecliste en son görüşülen madde idi Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmesi yani muhalefetin bu maddeye evet oyu vermesi hem her türlü istismarı önlemiş olacak hem de 12 eylülde mağdur olanlara bir jest gerçekleşecekti. Bu maddeye mecliste evet demenin muhalefete kaybettireceği ne olabilirdi ki? 3-Muhalafet, kampanyayı bir genel seçim havası içerisinde ve böyle bir ağırlıkta yürütmeye çalışmıştır.Bu doğru olmamıştır. AKP, MHP`ye, CHP`ye ve kendi çizgisinde olmayanlara hitap ederken, muhalefet AKP`lilere hitap etme yolunu araştırmamıştır bile.Anayasa değişikliği paketi üzerinde televizyonlarda tatmin edici konuşmalar yapılmış ama meydanlarda bu açıklayıcı durumlar pek olmamıştır. 4-Muhalefet partilerinin liderlerinin dışındaki yöneticiler ve partililer maalesef gereğince planlı ve programlı bir çalışma yapamamışlardır. Hatta bazı illerde halka bile inmemişler çok dar bir çerçevede çalışıyor gözükmüşlerdir. Bu ve buna benzer sebeplere muhalefetin iyice dikkat etmesi ve bu açıklarını süratle kapatması şarttır. Evet Halkoylaması sonucu böyle çıkmıştır ama bunu genel seçim değerlendirmesine sokmak tamamen yanlıştır. Hele hele Hayır oylarının çoğu CHP`nin, MHP`nin baraj sorunu vardır gibi anlamsız ve bilimsellikten uzak değerlendirmeler külliyen doğru olmaz. Baykal korkusu sebebiyle Kılıçdaroğlu`nu MHP ile korumak ahlaki de değildir. Evet, muhalefet öncelikle Meclisteki gurup başkan vekillerini ve propagandadan sorumla birimlerine çeki düzen vermelidir. Halkoylamasının ülkemiz için hayırlı olmasını dileriz.
|