Genetik Bilimi ve gelecek (4)
Ömer Özkaya omerozkaya@gunes.com 16 Şubat 2017
Genetik Bilimi ve gelecek (4) Aklın almakta zorlanacağı pek çok hadise, Genetik`le mümkün olacak. Gerekli ilim ve araçlara sahip olmayanlar, yeni dünyaya ayak uyduramayacak ve mevcudiyetlerini devam ettirip ettiremeyecekleri tartışmalı hale gelecek. Elinde gerekli ilim ve techizat bulunan devletler ve güç odakları, yeni bir dünya inşa edecek, birtakım üstünlük ve avantajlara sahip olacaklar: 1-Daha uzun ve daha sağlıklı bir ömüre sahip olacaklar. 2-Sağlık harcamaları minimuma inecek. (ABD, 2011`de sağlık hizmetlerine 2,5 trilyon dolar harcadı. Kaynak: Amerikanın Sesi- 28 Nisan 2014) 3-Genetik vasıtasıyla ``süper asker´´ üretme peşindeler. Eğer başarırlarsa &8211;ki başaracaklar gibi- askeri üstünlük elde edecekler. a- uykusuzluğa dayanıklı b- yaraları hızla iyileşecek c- cinsel arzuları azaltılmış d- ahlak anlayışı tahrif edilmiş e- haplarla beslenen f- vicdan azabına düşmemesi için intikam duyguları artırılmış g- dinlere ve değerlere ``safsata´´ diyecek h- aklı olmayan ama zeki i- makine-insan karışımı asker üretecekler. Bu ``özel güç´´ler, insandan üstün vasıfları sebebiyle karşı konulamaz olacak. Kelime kökeni itibariyle Latince ``Kehribarî güç / vis electrica´´ deyiminden ve Eski Yunanca ``Kehribarsal / elektrikos´´ sözcüğünden alıntı olan ``elektrik´´, zaten ``özel güç´´ demektir. ``Özel güç´´ arzusu oldukça eskidir. Elektriğe insanın karşı koyması nasıl ki mümkün değilse, insanın, genetik bilimi mamulü bu ``özel güç´´lere de karşı koyması mümkün olmayacak. İnsan, hayatı; laboratuvar ürünü yeni bir takım mahlûklarla paylaşacak, onlarla bir arada yaşayacak. Aklın almakta zorlanacağı bir diğer husus ise, insanın, Ab-ı Hayat iksirini keşfedecek olması. Ab-ı Hayat iksirinin keşfi, genetik biliminin zirvesi olacak, insanın çok uzun yıllar yaşamasını sağlayacak. Uzun ömür elementleri keşfedildiğinde Ab-ı Hayat hayaline ulaşılmış olacak. Uzun ömür insanın ilk günden beri hayali. Uzun ömür elementleri henüz keşfedilmedi, altı adet ve Asya`da olmaları muhtemel. Ab-ı Hayat elementleri; insanın uzun yaşamasını, aklını 800-900 yıl korumasını ve ömrü boyunca geliştirmesini, ömrü boyunca vücudun kendini yenilemesini, hafızanın korunmasını, ömür boyunca bebek sahibi olunmasını, ömür boyunca ilk günkü gibi enerjik olunmasını sağlayacak. İnsanı tanrısal niteliklerle donatmak gibi de algılanabilen ve algılatılabilecek genetik mühendisliği, biyoteknoloji, yapay zekâ, bilişim bilimleri ve kadim bilimler sentezi, insanı tanrılaştırma gibi bir hedefe sahip değil. Ölümsüzlükle insanı, hastalıklı olmama, negatif davranışlardan kaçınabilme ve en isabetli kararları verebilme ve insani tüm zaaflardan uzaklaştırabilme amaçlanmakta. Bu, insanı tanrılaştırma tehlikesi içerse bile asıl hizmet edeceği amaç, Allah`ın sonsuz çeşitlilikteki bilimlerine kapı aralamak ve insanın tekâmülünün önünü açmak, ufkunu sonsuz yelpazeli bir hale getirmektir.
Nietzsche`nin ifade ettiği ``üst insan´´ın daha ötesinde bir varlık inşa ederek, evrenler bütününü algılayıp, kendini Mutlak İlim Sahibi`ni tanıma noktasına getirecek bir bilimsel çabadır ölümsüzlüğü aramak. Bir takım endişeler olsa bile bilimin, insanı asli unsuruna taşıyıcı bir misyonu olduğu asla unutulmamalıdır. Bilim olası bir takım endişeler bütününe kurban edilemez. ``Üst insan´´, ``insan-ı kâmil´´ ya da ``Esma-ul Hüsna´´ ile donanmış insan olmamız bizi, ancak sonsuzluklar evreninin sahibinin sonsuz küçüklükte bir cüz`ü olmaktan yine kurtaramayacaktır. Büyüdükçe minikliğimizi idrak etmek, geliştikçe acizlikler okyanusunda yüzmek, bize bilimin kazandırdığı bir haslettir ve faydalıdır. Bu, azmimizi, çalışmamızı daha da teşvik edecektir. Bilimler yelpazesinin her çeşidi eninde sonunda Sonsuzlukların Sahibi`nin kapısına çıkar. Genetik bilimi, yapay zekâ ve tüm bilimler bir de bu açıdan değerlendirilmelidir. Bugün ``iki günü birbirine eşit olan´´dan ``iki salisesi birbirine eşit olan zarardadır´´ çizgisinde ilerliyoruz. Yakında zaman ölçü birimleri de değişecektir. Zekâ, akıl geliştikçe zamanı ölçme bilimi de gelişmektedir. Yapay zekânın, doğal zekânın bir yansıması genetik mühendisliğinin, hücrelerin kendini yenilemesi yani geliştirmesi eyleminin ötesinde bir şey olmadığı gerçeğini gözden ırak tutmazsak, ``bilimsel gelişmelerle acaba zıvanadan mı çıkıyoruz´´ korkusunun yersizliği ortaya çıkar. ``Bilim, Batı`nın bilimsel merkezlerinde de olsa gidip alınız.´´
|