Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah Aydın - (Ziyaretci) 9.03.2010 22:51:17

DEVLETİN ZİRVESİ GÜVEN VERİYOR MU?

Nurullah AYDIN
9 Mart 2010


DEVLETİN ZİRVESİ GÜVEN VERİYOR MU?

Devletin kurumları arasında güven mi güvensizlik mi var. Uyum görülüyor mu? Devletin kurum yetkilileri ile arada sırada bir kamuoyuna yansıyan görüşmeler yapılıyor.

Ülke iyiye mi gidiyor?
Ülkenin iyiye gittiğini kim diyor?
Başta iktidar öyle diyor.
Tekelleşen medya koro halinde öyle diyor.
Servetlerine servet katanlar da destekliyor.
Bazı sus payı alan sivil toplum örgütleri de destekliyor.
AB`ın her talebi yerine getirilmiş, ABD`nin BOP eşbaşkanlığına göre hareket edilmiş, imzalanan gizli protokollere riayet edilmiştir.

Geriye ne mi kaldı? Asker ve yargı...
Asker; darbe ve terör örgütü mensubu olmakla suçlanıyor, tutuklanıyor.. Yargı ise kuşatılmış kuşatılmamış tartışmaların içinde.

Bakın küresel sermayenin yol göstericisi olan referans hüviyetli batı medyası neler yazılıyor.

Ordu mensuplarının terörist ilan edilmesi, Ordu mensuplarını ilişkilerini terör örgütü olarak tanımlayan iddianameler devam ediyor. Bu ise ülkenin gördüğü en büyük kriz değil de nedir?

1960`da ne olmuştu?
Menderes alaşağı edilmiş, yani ihtilal yapılmıştı. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Meclis Başkanı, Dışişleri Bakanı, Maliye Bakanı, İçişleri Bakanı tutuklanmıştı.

Türkiye`nin bugünkü tablosu, 12 Mart`tan, 12 Eylül`den ve 28 Şubat`tan bile daha vahimdir.
Kimse abartmıyor. Ancak bazıları farkında değil.
Doğruyu söyleyelim. Maalesef her gün darbe, belge, ifade ile bunları savunan ya da karşı çıkanlarla ülke, fiilen ikiye bölünmeye doğru gidiyor.
Bu buhran değil de nedir?
ABD`nin İran`a müdahale hazırlığı var..
Afganistan`a asker göndermek ve Yemen olayı var..
Sorarım size; bu buhran ya da güvenilmezlik tablosu ile Türkiye hayati olan her konuda nasıl politika üretip uygulayabilir.
AB yeni talepler ileri sürüyor.

Birinci Dünya Savaşı sürecinde Enver-Talat-Cemal troykasının uçukluğunu frenlemeye çalışan ve reel politiğe uyumu seslendiren Sadrazam Sait Halim Paşa`nın; İmparatorluğun dağılmışlık süreçlerini anlatan Buhranlarımız diye bir eseri vardır. Kitapta anlatılanlar sanki bugün tekrarlanıyor.

Anlaşılamayan böylesine bir tabloya neden sebebiyet verildiğidir. Devlet adamlığı önce seçimi ya da kişisel ikbali değil, devleti yani ülkeyi düşünmek değil midir?

Cepheleşme uç verecek ve batı medyasında yer alan yorumlar haklı çıkacak gibi görünüyor.

Bazıları farkında değil, Çankaya; kriz, buhran, bunalım konusunda anayasal görevini yapabiliyor mu? Bir kaç görüşme görüntüsü ile ülkenin bu ayrışan toplum yapısına güven verilebiliyor mu?

Peki askerden yeni bir açıklama gelebilir mi? Her şey mümkün. Suskunluğa gömülen ve telefonlara bile çıkmayan Genelkurmay ne düşünüyor?

Bize göre her yerde toplantılar yapılıyor. Devlet kurumları ciddiyetini kaybetmek üzeredir. Makamlar, hukuka göre değil kişisel düşünce ve anlayışa göre kullanılıyor. Yetki sahibi hukuk da benim devlet de benim diyor. Vatandaşın bildirisi olur mu? Vatandaş dilekçelerini bir yerlere veriyor veya gönderiyor. Peki netice alabiliyor mu? Yandaşlığa göre işleyen çark, daha ne zamana kadar devam edecek dersiniz?

Buna mukabil halkın, durumu bir süre daha değerlendireceği ve tepki için uygun konjonktürü bekleyeceği de görülüyor.. Denilen o ki, halk artık, gürlemeyecek, yağacak... Bunun için de yalanın, dolanın, talanın ayyuka çıkması iyice görülecek.

Unutmayalım! İnsanların yüzü gülmüyor, gülemiyor. Yetkililer artık inandırıcı olamıyor, yeni umutları insanlara veremiyor. Acaba neden?

Günün Sözü: Günün Sözü: Başkasının yolunu takip etme, kendi yolunu kendin çiz.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.