Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet Koçak - (Ziyaretci) 26.01.2010 11:33:11

DEMOKRATİKLEŞME YOLUNDA İKİ İLERİ BİR GERİ

Demokratikleşme yolunda iki ileri bir geri

Mehmet KOÇAK

22 Ocak 2010
Vakit gazetesi

Hızlı değişen gündemi ve tartışılan konuları ele alarak dikkatle değerlendirmek gerektiğine inanıyorum. Çünkü son günlerde Türkiye`de müthiş bir haber kirliliği yaşanıyor. İnsanlar tartışılan ve konuşulan konular hakkında bir kafa karışıklığı yaşıyor.

Bir ülkede muhalefet, sorumluluğunun bilincinde hareket ederek yapıcı projeler üretip iktidara destek olacağına her fırsatta engelleyici bir mekanizmayı devreye sokarsa, eğer ülkenin hayat damarlarını tıkayan devlet kurumlarındaki gizli örgütlenmelerin çözülmesi ve bu güç odaklarının bertaraf edilmesi konularında siyasi mülahaza ve menfaatler gözetiliyorsa, eğer bu ülkenin en yetkililerinin ``boru´´ olarak niteledikleri ``lav silahı´´, ``kağıt parçası´´ olarak değerlendirdikleri &8216;ıslak imzalı darbe belgesi` çıkıyorsa, Bölücü ihanetin şehit ettiği ileri sürülen dört erimizin sadist ruhlu komutanı tarafından eline pimi çekilmiş bir el bombası verdiği gerçeği ortaya çıkıyorsa, bu ülkede yaşayan insanların kafalarının karışması normaldir ve doğaldır.

Darbe hazırlıkları ve TSK içindeki bir dizi gizli örgütlenmeler henüz yargı aşamasına taşınmak üzere iken askere sivil yargı yolunu açan düzenlemelerini Anayasa Mahkemesi tarafından iptal etmesi ne anlama gelmektedir. Bu ülkenin kaderini 11 Anayasa Mahkemesi üyesi mi tayın edecek. Peki soruyorum; Başbakan Yardımcısı sayın Bülent Arinç Bey`e suikast hazırlığı iddiasıyla sivil savcı ve hakimler tarafından Kozmik odalarda yapılan aramalar ve bu aramalarda elde edilen bilgi ve belgeler ne olacak?. Başlatılan soruşturmalar ne olacak?.Peki millet iradesini temsil eden seçilmişlere yönelik darbe girişimleri ve anayasa ihlallerini kim araştırıp yargıya intikal ettirecek?. Eğer askeri yargının görevi ise şimdiye kadar kaç tane dava açılmıştır? Hangi darbenin veya gizli çeteleşmenin hesabı soruldu?. En son (yarın bir yenisi çıkana kadar) ortaya çıkan &8216;Balyoz Harekât Planı`nın mimarı olduğu söylenen, eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan`ın Genel kurmay ile çelişen açıklamaları ne anlama geliyor?. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Erdoğan başbakanlığındaki hükümetin bu ülkenin dünyada ve bölgesinde söz hakkına sahip bir güce ulaşması için ülke içinde güven ve istikrarı sağlayacak, hukuk dışı gizli çeteleşmeleri gün yüzüne çıkaracak gerekli tüm düzenlemeleri ne bahasına olursa olsun sürdürmekte kararlı olduğunu görüyoruz.

Hükümet Anayasa mahkemesinin engellerini aşmak için referanduma hazırlanıyor. Demokratik ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldıracak yeni referandum paketinde, darbe suçu işleyen askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması` hususu da var. Bu ülkenin hayrına olabilecek her türlü girişime engel olmak için Anayasa Mahkemesine koşan Baykal liderliğindeki CHP`nin referandum sonrasında tek çare olarak askerleri darbe yapmaya davet edebilir. Çünkü CHP zihniyetinde halk iradesine saygı yoktur.

Ergenekon çetelerinin varlığı ile derin yapılanmalarını ortaya çıkaracak soruşturmalar, TSK içindeki bazı hukuk dışı örgütlenmelerin antidemokratik faaliyetlerinin durdurulması, demokratikleşme ve özgürleşmemizin önündeki en büyük engellerden biri olan &8216;askerî vesayet`in kaldırılması girişimleri, &8216;demokratik açılım projesi`, &8216;yargı ve anayasa reformu` konularındaki çalışmalarıyla Türkiye`yi baştanbaşa yeniden formatlamaya çalışan mevcut hükümet malum çevrelerce hazmedilemiyor.

Bu ülkede kazanımlarını kaybetmek istemeyen bazı çevrelerin değişim ve açılımlara tahammülleri yoktur. Onlar için önemli ve öncelikli olan Türkiye`nin âli menfaatleri değil, kendi ve kendileri gibilerden oluşan karşı cephenin siyasi varlığının gücü ve kazanımlarıdır. Ancak köprülerin altından çok sular aktı. Türkiye`de her şey değişiyor ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Diğer bir deyişle böyle geldi ancak bundan sonra böyle devam etmeyecek.

CHP`liler Yahudi söylemini sahiplendi

Son günlerde o malum çevreler &8216;sivil vesayet` ve ``sivil dikta´´ iddialarında bulunuyorlar. Başbakanı Erdoğan`ın &8216;tek adam` olma yolunda politikalar uyguladığı iddiası ve ithamı ilk olarak Davos Forumunda &8216;one minute` olayından sonra Amerikan Yahudi cemaatlerinin yönlendirdiği yazarlar tarafından ortaya atıldı. Çünkü Yahudi cemaatleri İsrail`e karşı Başbakan Erdoğan`ın Filistin halkını sahiplenme konusundaki duyarlılığını beklemiyorlardı. Yahudilerin bu yakıştırmasını sahiplenen CHP ve yandaşı medya insafsızca saldırıyor. Bu çevreler istediklerini yaptıramadıkları rahmetli Menderes ve Özal`ı da aynı şekilde suçlamışlardı.

Bir ülkede muhalefet liderleri ve yandaşları, başbakanı hainlik yapmakla suçlayıp en ağır sözlerle hakaretler yapabiliyorsa, meclisin çıkardığı her kanun anayasa üzerinden engelleme girişiminde bulunuluyorsa, sendikalar siyasi çevrelerin kışkırtması ve boş vaatleriyle günlerce sokaklarda ve meydanlarda gösteriler yapabiliyor ve hükümete meydan okuyabiliyorsa, millet iradesiyle tek başına iktidar olan bir partiye kapatılma davaları açılabiliniyorsa bu ülkede &8216;Siyasi vesayet`ten söz etmek abesle iştigaldir.

Bir takım hukuk dışı aktörlerin ve güçlerin devletin etkili ve yetkili makamlarındaki güçlerini kaybetmemek için var güçleriyle direndiklerine şahit oluyoruz. Korku, panik ve endişeyle son demlerindeki bu direnişleri bilsinler ki beyhudedir. Çünkü bir devrin kapandığını artık herkes görüyor ve yaşıyor. Şunu herkes bilsin ki; Türkiye bu engelleri aşarak daha demokratik ve daha özgürlükçü bir ülke olmayı başaracaktır.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.