Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 23.08.2011 10:59:38

DEMOKRASİ AFYONU

Nurullah AYDIN

23 Ağustos 2011- ANKARA



DEMOKRASİ AFYONU



Ortadoğu`da demokrasicilik afyonu ile uyuşturulan kitleler sessiz ama insanlar katlediliyor kentler yakılıp yıkılıyor. Türk halkı o kadar kopmuş ki siyasetten halkın gündemi farklı, ülkeyi yönetenlerin farklı, sanatçıların, akademisyenlerin, aydınların farklı. Ankara`da birileri bir oyunlar oynuyor ama sokaktaki halkın gündemi farklı.



Batı ülkelerinde benzin fiyatlarındaki artış, gıda maddelerindeki artış, okullardaki öğrencilere verilen gıda maddelerinin kalori miktarı ve eğitim kalitesi onları ilgilendirir ve tepki gösterirler. Bir de vergi artışları. Batı`da bu konularına dokunursanız birdenbire karşınızda patlayan bir dev bulursunuz.



Bu durum tüm uygar ülkelerde halk tepkisidir. Kendinizin uygar olarak tanımlanmasını istiyorsanız tepkili olmak zorundasınız. En azından yediğiniz kazıklara karşı. Tepkisiz halk köle halktır, tebaadır. Tebaa olunca da efendilerinin verdiği kararlar, kişiyi ilgilendirmez. Kişi sadece verilen emirleri uygulamak zorundadır.



Uygar ülkelerde siyasetçi halk içindedir, Çözüm üretir parti yöneticilerine karşın kendi düşüncesini kamuoyu ile paylaşır. Türkiye`de 12 Haziran seçimlerinden bugüne seçilen milletvekillerini gören var mı? Halkın sorunlarıyla ilgilenen var mı Yoksa peşin aldıkları maaşla tatildeler mi?



Uygar ülkelerde halkı uyandırmak ve uyarmak görevi üstlenen medya vardır. Türkiye`nin gazetecileri, dünün fırdöndü dinci-liboş, dönme bezirganların takımını izleyince zaten biat eden toplumun biat eden borazanları gibi. Amerikalı ve Avrupalı gazetecilerin ellerinde bizimkiler kadar gelişmiş cihaz yok. Aradaki fark, onlar gazeteci, bizimkiler gazteci.



Uygar ülkelerde toplumun bilinç seviyesini yükselten aydınlardır, akademisyenlerdir.

Türkiye`de aydınlar toplum değerlerini hiç sayarak bağlı oldukları gizli mahfillerin sözcüsü gibi. Akademisyenler ise unvan peşinde. Bilimsel çalışma adı altında derleme toplama ile aldığı unvanla bilim adamcılık oyunu oynuyor.



Yani; Türkiye`de demokrasicilik oyunu oynanıyor.



Bakın; Demokrasilerde biat algısına yer verilmemiştir. Biat, köleleşmenin diğer anlamıdır. İnsanoğlu kölelikten kurtulmak, din dil ırk ren cins ayrımı gözetmeksizin herkesin eşti olduğu noktasına gelebilmek için büyük mücadeleler vermiştir. Hala da vermektedir.



Demokrasilerde bireysel özgürlükler, temel özgürlük olarak kabul edilir. Artık bireysel özgürlüklere devletin ve hiç kimsenin müdahalesi söz konusu değildir. Ancak, özgürlük bilinen anlamıyla kabul edilmemiştir. Asıl olan toplumsal ve çağdaş insan özgürlüğüdür. Bu nedenle bireysel özgürlük düşünülürken, her bireyin ve toplumun ortak yararını ve devletin varlığı göz ardı edilmez. Toplumun ortak yararı ve değerler bütünü birey özgürlüğünü sınırlar.



Bu sınırlamalar ise hukuk kuralları ile düzenlenir. Uluslararası sözleşmelerde özgürlük alanları belirlenmiştir.



Voltaire`in dediği gibi katıksız demokrasi ayak takımının despoztizmidir.



Bakın; İslamiyeti en geç kabul edenlerden Muaviye Şam`da, Hazreti Ali ise Kufe`de validir, aralarında anlaşmazlık vardır, savaş çıkmak üzeredir.

Bir gün, bir deveci, yüklediği mallarla Kufe`den Şam`a gelir, açıkgözün biri deveye sahip çıkar: ``Bu dişi deve benimdir!´´

Kufeli kendisinden emindir, çünkü devesi erkektir.

Sorun Muaviye`ye kadar yansır; halk bir meydanda toplanır; Muaviye ``Bu dişi deve benimdir!´´ diyen Şamlıya sorar:

``Bu dişi deve kimindir?´´

``Benimdir!´´

Muaviye de onaylar:

``Evet, bu dişi deve Şamlınındır!´´

Sonra halka sorar:

``Bu dişi deve kimindir?´´

Hep bir ağızdan cevap verirler:

``Bu dişi deve Şamlınındır!´´

Kufeli neye uğradığını anlayamaz, şaşkın şaşkın bir kenarda dururken Muaviye çağırır:

``Bana bak, ben de, sen de biliyoruz ki, bu deve erkektir. Kufe`ye dönüşte Ali`ye de ki, Şam`da öyle bir ahali var ki, erkekleri de dişileri de, onların cinslerine değil, Muaviye`nin ağzına bakarak söylüyorlar, o dişiye erkek dese, ya da erkeğe dişi dese, hepsi ona itaat ediyor. Var git Ali`ye söyle ayağını denk alsın!´´



Günün Sözü: Biat algısı; adalet, insan hakları ve hukuk anlayışını da belirler.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.