Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Hasan Yakup CANGÜVEN - (Ziyaretci) 26.10.2022 13:02:10

ÇALMAK; ASLINI KAYBETMEKTİR…

ÇALMAK;
ASLINI KAYBETMEKTİR…
Hasan Yakup Cangüven, 24 Ekim 2022, PAZARTESİ
Masa başında üretilen asparagas haberlerle toplumu meşgul
etmek, kafalarını karıştırmak, ekonomik tetikçilik yapmak,
geleceğe dair umut yüklemek, umutlarını kırmak…
Toplumun beklentilerini, tutum ve davranışlarını etkilemek,
gerçeğe ulaşma çabalarını engellemek, büyük vaatlerde
bulunmak, büyük yalanlar söylemek, bunu sık sık tekrar ederek
güvenlerini kazanmak,
Yapılanları, görülenleri, bilinenleri, söylenilenleri, belgelerle,
yapılan itiraflarla herşey apaçık ortada olduğu halde reddedip,
inkâr etmek…
Gerçeklerin bilinmesinden duyulan tahammülsüzlük, çaresizlik
karşısında hissedilen zayıflık karşısında öfkelenmek, kaba, onur
kırıcı, ağır sözler söylemek, hakaretlerde bulunmak, küfretmek…
Toplumların yozlaşmasına yol açan, gelişmesinin ve kalkınmasının
önünde büyük bir engel olan bu ve bunlara benzer onlarca
olumsuzluk, tutum ve davranışlar, söz ve fiiller, hem hukuki hem
de sosyal ahlak kuralları, anane, gelenek, görenek bakımından
asla ve kat’a makul görülmeyecek toplumda karşılığı olmayan
suç unsuru taşıyan fiillerdir…
Hukuk devleti, bireyleri ve toplumu huzursuz eden, suç vasfı
oluşturan eylemleri kim işlerle işlesin, kimden gelsin gelirse
sorumlularını bulur, vasfına, niteliğine, nedenlerine ve oluş
biçimine göre de cezasını verir.
Toplum ise, küfürbazları, hakaret edenleri, kötü söz söyleyenleri,
kaba, fiil, eylem ve davranışta bulunan görgüsüzleri, başkalarına
ve kamuya ait şeyleri çalan hırsızları, açgözlü arsızları, kendi işi için
başkalarının işlerini bozan düzenbazları, yasadışı yollarla
zimmetine para ve mal geçiren hortumcuları, görevini yapmayan,
yetkisini kötüye kullanan, mevzuatı esnetip ihlallere göz yuman,
sosyal, politik, hukuki ve ekonomik sistemde yolsuzluk
yapanları…… Kınayarak, ayıplayarak, lanetleyerek, dışlayarak,
aralarına almayarak, içlerinde barındırmayarak, seçimlerde ise en
önemli vatandaşlık görevlerinden biri olan seçme ve seçilme
hakkını kullanırken “oy vermeyerek” cezasını verir…
Hukuk yaptırım gücünü kanun, siyaset ve kamu otoritesi eliyle
kullanırken, toplum ise bu yaptırım gücünü sosyal birer norm olan
gelenek, görenek, örf, âdet, anane, teamüller ve bireysel tercih
marifetiyle kullanır.
Hayatın bütün zamanlarında var olan, insanlar, gruplar, kurumlar
ve toplumlar arasındaki ilişkileri bozan, ve günümüzde çözümü
zor bir problem haline gelen “Çalmak” yani “hırsızlık” fiili
toplumda yozlaşmaya yol açan, toplumsal ahlakı zaafa uğratan,
toplumu çürüten günümüzün kontrol edilemeyen en büyük
siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel ve ahlaki sorunlarından biridir.
Mesela şahsi olarak…
Birine yalan söylediğinizde; o kişinin gerçeğe ulaşma hakkını
çalmış olursunuz…
Hile yaptığınızda; o şeyin saflığını, niteliğini, vasfını bozmuş, onu
değersiz hale getirmiş, şahsi bir çıkar sağlamış olursunuz…
Birini aldattığınızda; o insanın hakkının zayi olmasına neden olur,
umudunu, hayallerini çalmış olursunuz…
Bir konuda dezenformasyon yaptığınızda; bilginin üzerini örtmüş,
gerçeklerin önünü kapatmış, insanları yanıltmış, siyasi, ekonomik,
kültürel ya da mesleki bir kuruluşa arızi-dolaylı destek vermiş,
menfaatlerine çalmış olursunuz…
Birini dolandırdığınızda; o kişinin birikimini, tasarrufunu, emeğini,
alın terini, göz nurunu çalmış olursunuz…
Birine haksızlık yaptığınızda; adalete ve hakkaniyete aykırı
davranmış, gerçek hak sahibinin emeğinin üzerine oturmuş,
karşılığını vermemiş, doğruluğu-adaleti çalmış olursunuz...
Bunu siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel saik, yöntem ve
marifetiyle yaptığınızda ise…
Hakkı olmayana, hakkından daha fazlasına tamah edenlere, hak
sahiplerinin haklarını gasp edenlere, toplumun maddi ve manevi
değerlerini sömüren zalimlere göz yummuş, mazlumlara ise
zulmetmiş olursunuz.
Sayısal veriler, gerçek oranlar üzerinde oynadığınızda, adaletin
terazini bozduğunuzda, dar bir zümreye ekonomik ve mütevelli
çıkar sağladığınızda devletinize, milletinize, ülkenize, vatanınıza,
vatandaşınıza, ekonominize zarar vermiş, gelişmişliğin,
kalkınmışlığın ve istikrarın önünde takoz olursunuz…
Kurulan güdümlü komisyonlar marifetiyle düşük puan alanları
üste çıkararak, yüksek puan alanları alta düşürerek, başarısız
olanları başarılı, başarılı olanları başarısız göstererek, ehliyetsiz,
liyakatsiz, yetersiz birilerini mülakatlarda koruyarak, başarısızları
ödüllendirmiş, başarılıları cezalandırmış, ülkenizi yarınlara
taşıyacak kaliteli pırıl pırıl gençlerin umudunu yok etmiş,
istikballerini çalmış olursunuz…
Hangi geçmişten, hangi gelenekten gelirse gelsin, hangi siyasi
görüşe sahip olursa olsun, hangi dine hangi hak mezhep
üzerinden iman ederse etsin, hangi cemiyete, hangi meslek
grubuna his beslerse beslesin, yönetime talip olanlar anlayışlarını;
beleş, bedava, üretmeden, hak etmeden, kazanmadan, yolsuzluk,
rüşvet, adam kayırma, iltimas, ihtiras, hırs, herşeyi devletin sırtına
yıkan politikalar ile devleti ve kamu kaynaklarını, yandaşlarına
peşkeş çekme, har vurup harman savurma prensibi üzerine
kurmamalıdır.
Evet… Çalmak, dürüst olacak kadar vicdan sahibi olmayanların,
menfaat ve çıkarlarının esiri olmuş zavallıların, niteliği ve seviyesi
düşük ahlaksızların işidir.
Evet… Çalmak, bu dünyada itibarını, izzet-inefsini, şeref ve
haysiyetini, öbür dünyada ise ahiretini yitirmektir…
Evet… Çalmak kitap, sünnet, icmâ delilleriyle yasaklanmış, çok
kötü bir haslettir…
Evet… Çalmak aslını, özünü ve inancını kaybetmektir…


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.