BUNLARIN NE SÖZLERİNE İNANILIR NE DE DOSTLUKLARINA GÜVENİLİR
Bunların ne sözlerine inanılır nede dostluklarına güvenilir
Mehmet KOÇAK
Sözde `Ermeni soykırımı` olarak tanıtılan tasarının ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi`nden geçmesi ABD`deki Türk kuruluşlarınca sert biçimde kınandı. Sadece ABD`de değil tüm dünyadaki Türk kuruluşları ve dost ülkeler tarafından da kınandı. Türk halkı olayı lanetlerken Türk hükümeti ve siyasileri tarafından alınan karar protesto edildi. Süper güçler ve etkin ülkeler kendi güçlerini kabul ettirmek ve dünyayı ulusal çıkarları doğrultusunda yönlendirmek amacıyla hep bu oyunları oynarlar. Bu güçlerle var olan ilişkilerde sadelik ve dürüstlük olmaz. Bunların kurduğu tezgâh ve oyunlarda dostluk ve düşmanlık içicedir. Askeri, siyasi ve bölgesel müttefikimiz olarak bazen dostluğunu gördüğümüz ABD`den bazen bu ve benzeri kazıklar da yiyoruz. Anlayacağınız ABD ne tam dost ne de tam düşmandır. Türkiye`den tavizler koparma için sürekli elindeki Ermeni kozunu öne süren ABD, bu sefer 1 Mart tezkeresinin intikamını almış oldu. (1 Mart tezkeresi, Irak krizi konusunda hükümet tarafından 25 Şubat 2003`de TBMM`ye sunulan ve tam adı "Türk Silahlı Kuvvetleri`nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye`de bulunması için Hükümet`e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi) ABD küresel bir operasyona hazırlandığında mutlaka ya bir komşumuzu bize karşı kışkırtmış veya Ermeni kartını oynamıştır. Türkiye ise bazı endişeler karşısında verilen rolleri üslenmek zorunda kalıyordu. 1 Mart tezkeresinde bunu tam aksi olunca ABD bunu karşılıksız bırakmayacaktı ve de bırakmadı. Bütün bu tuhaflıklar tek bir gerçeği teyit ve işaret ediyor: ``Domuzdan post gâvurdan dost olmaz´´. Bunların ne sözlerine ne de dostluklarına güvenilir. Çünkü bunlar kendi çıkar ve menfaatleri söz konusu olduğunda anında saf değiştirirler. Ne diyelim adamların ahlak yapısı bu&8230; Bu bize ABD`nin ne ilk nede son oyunu olacak. Benzer şekilde 2007 yılında kabul edilen aynı tasarı, dönemin ABD Başkanı George Bush`un çabasıyla, genel kurul gündemine alınmamıştı. Şimdi eğer bazı tavizler koparılabilirse, bu tasarının da Başkan Obama tarafından genel kurul gündemine alınması engellenmiş olacak. Anlayacağınız bu işte oyun içinde oyun var.
Lobi çılgınlığı yaşanıyor
Madalyonun diğer tarafında lobicilik savaşı ve milyonlarca dolarlık harcamalar var. Ermenilerle Türkler, tasarının oylaması öncesi başlattıkları lobi savaşında milyonlarca dolar harcarken kazanan taraf ise Amerikalı diplomatlar ve siyasilerdir. Burada oynanan oyunun bir parçası olan lobiciliği Washington gazetesi &8216;Lobi çılgınlığı yaşanıyor` başlığıyla manşetine taşıdı. ``Önce tarafları kışkırt ve birbirine düşür daha sonra arabuluculuk ile lobicilik üzerinden tarafları sömür´´. Bu tasarının yıllardır gündeme taşınması ve taraflardan tavizler üstüne tavizler koparıldığı gibi inanılmaz şekilde sömürüldüğü gerçeği artık herkes tarafından bilinmektedir. Türk hükümetinin son 10 yıl içerisinde Washington`da lobi faaliyetleri için milyonlarca dolar harcadığını vurgulayan gazete, bu paranın büyük kısmının ise Ermeni tasarısı için kullanıldığını vurguluyor. Gazete, Ermenistan hükümetinin, ABD`li bir temsilcisi bulunmadığını, ancak iyi organize olmuş Amerikan-Ermeni gruplarının Kongre`yi etkileme konusunda aktif oldukları bilgisini veriyor. İhanet ve oyunlardan sadece bir küçük örnek: Türk hükümeti, bir dönem Temsilciler Meclisi çoğunluk liderliği de yapmış olan Demokrat Parti temsilcisi Richard A.Gephardt öncülüğünde lobi faaliyeti yürütmekteydi. Ancak aynı kişinin Kongre`de olduğu dönemde tasarının kabul edilmesinden yana olduğunu ve gizlice Ermenilerle işbirliği yaptığını yıllar sonra Washington Post gazetesi haberinden anlıyoruz. (04 Mart 2010 tarihli nüshasında)
Ermeniler de hem kullanılıyor hem de sömürülüyorlar
Ermeni tarafında da durum aynı. Onlar da sömürülüyor ve kullanılıyorlar. ABD, Türkiye`den taviz koparmak için Ermeni kuruluşlarına hayali sözler veriyor ve umutlandırıyor. Türkiye`den taviz kopana kadar Ermeni dostluğu, taviz koparıldıktan sonra Türk- Amerikan dostluğu devreye girer. Verilen sözlerdeki dürüstlük ve dostluklarındaki ölçü kendi çıkar ve menfaatleridir. Kısa adı ANCA olan ve tasarının geçmesi için büyük bir kampanya düzenleyen Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi Başkanı Ken Hachikian, Temsilciler Meclisi Komitesi`nde her iki partiden de milletvekillerinin bulunduğu bir çoğunluğu paraya boğmuştur. Aynı kişi, tasarının geçmesinden son derece memnun ancak tasarının Temsilciler Meclisinde reddedileceğinden korkuyor. Çünkü kısa bir zaman sonra Türk ve Amerikan diplomatları yeni görüşmeler başlatacak ve bazı tavizler pazarlık konusu olacak. ABD eğer Türk hükümetinden bölgesel çıkarları ve İran konusunda taviz koparabilirse; tasarının Temsilciler Meclisi`nde reddedileceğine kesin gözüyle bakılıyor. İşte &8216;Ermeni Soykırım` oyunun iç yüzü bu&8230;
|
