BORALTAN`DA 146 ÜLKÜCÜ KATLEDİLDİ
Mustafa Mete İSLAMOĞLU YAZIYOR
BORALTAN`DA 146 ÜLKÜCÜ KATLEDİLDİ ÜLKÜCÜLERİN EN BÜYÜK DÜŞMANI ``Milliyetsiz hain ŞEF´´ İSMET`İN MEZARINA TÜKÜREREK BAŞLIYORUM Türkiye Cumhuriyetinin Utanç Vesikası: Boraltan Köprüsü Katliamı 1944 yılında, Milliyetsiz hain Şef döneminde Azerbaycandan kaçarak Türkiyeye sığınan 146 Azerbaycan Türkü aydının Staline geri verilmesi ve kurşunlanarak öldürülmeleri tarihe Boraltan Köprüsü Vakası olarak geçmiştir.
1944 yılında Türkistan, Sovyet Rusyası tarafından işgal edilmişti. Sovyet rejimi kendisine karşı tehlike olarak gördüğü her şeyi yok etmeye kararlıydı. Özellikle Türklerin yaşadığı ülkelerde taş üstünde taş bırakmayan Sovyet rejimi Azerbaycandaki Türkleri de hedef almıştı. Sovyet rejiminin katliamlarından kaçarak kendilerine anayurt olarak gördükleri Türkiyeye sığınmak isteyen 146 tane Azerbaycanlı aydın tarihe geçen bir olayın aktörleri oluyor.
Azerbaycandaki Sovyet birliklerinden kaçmayı başaran aydınlar, Iğdırdaki sınır kapısına yakın yerdeki Aras Nehri üzerindeki Boraltan Köprüsünü geçerek Türk sınır karakoluna sığınıyor.
Türkiyede Milliyetsiz Şef döneminin yaşandığı yıllara denk gelen olayda, 146 Azerbaycanlının Türkiye-ye sığındığını duyan Sovyetler hükümeti, bu kişilerin derhal SSCBye iadesini istiyor.
Türkiyeye sığınan Azerbaycan Türkleri, kuşkusuz kendilerinin azılı Rus askerlerine geri verileceğine ihtimal bile vermiyorlardı. Azerbaycanlı sığınmacılar Türkiye-ye sığınarak kurtulduklarını düşünüyorlardı.
Sovyetlerden gelen istek üzerine karakoldaki askerler panik içinde Ankara ile temasa geçiyor ve sığınmacıların geri verilip verilmeyeceği ile ilgili bilgi almak istiyor. Hem Türk askerleri hem de sığınmacılar, öz yurtlarının böyle vatan sevdalısı kardeşlerimize kucak açacağından emin bir şekilde Ankara-dan gelecek cevabı bekliyorlar. Ankara-dan gelen cevap herkesin tüylerini ürpertiyor:
ANKARA: ESİRLERİ İADE EDİN
Bu korkunç cevap, herkeste bir korku ve şaşkınlık uyandırıyor ve Ankaranın cevabı tekrar isteniyor. Fakat sonuç aynı: Ülkelerine iade edin!
BİZİ ÖLDÜRÜN GERİ VERMEYİN
Azerbaycanlılar, bu cevap karşısında Lütfen bizi o azılı düşmanlara teslim etmeyin, bizi siz öldürün. Kendi vatanımızda, kendi bayrağımızın altında ölmüş oluruz deseler de, karakol komutanı içini kan ağlaya ağlaya 146 sığınmacıyı yeniden Sovyet Rusyasına, eslim etmek zorunda kalıyor. Ruslara zorlukla teslim olan 146 Türk evladı, hemen elleri ayakları bağlanarak oracıkta, Türk askerlerinin gözleri önünde kurşuna dizilerek öldürülüyor!
Tutsak Türklerin kurşuna dizilmeden önce söyledikleri
A Ğ I T
Boraltan bir köprü, aşar geçer Arası, Yuğsan Aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.
Karası, karası, merhamet fukarası, Karası, karası, merhamet fukarası,
Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni, Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.
Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine, Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine. --0--
Azerbaycanın büyük milli şairi Almas Yıldırım, bu olayı Dönek Kardeş adlı şiirinde şöyle dile getiriyor: DÖNEK KARDEŞ
Türk denince özü, sözü mert olur, Dost deyince ayrılmaz bir fert olur, Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam, Şimden geru bu bana bir dert olur.
Ben ne diyem bu vefasız dağlara, Öz kardaşı dönek olan ağlara!
Türk; o Altayların dünkü eri mi? Yolunda can koydum, verdim serimi, Düştüğü ağlardan kurtulsun diye, Serdim ayağına doğma yerimi
Kardaş armağanı, dökülen kanlar, Bana mükâfat mı giden kurbanlar?
Ben diyorum, Kayıhandır soyumuz, Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz, Dilim dili, yolum yolu, emel bir, Bir bayrakta, yıldızımız, ayımız.
Azerî, Türk, Türkmen; var mı ayrılık, Nerden doğdu bu imansız gayrılık?
Alnımın yazısı, karadır kara, Karadan bir mendil yolladım yara, Yol uzun, el uzak, yetişmez eller, Türklüğün kanayan kalbini sara.
Felek kıymış beslenen bu dileğe, Lânet Türkü hançerleyen bileğe.
Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim? Günah mı Türklüğe gönül verdiğim? Rusların açtığı yaradan derin, Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.
Seslenseydim, ses çıkardı her taştan, Ne beklersin sağırlaşan bir baştan. Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan, Ne bilem, kahpelik varmış soyunda,
Girdiğim öz yurttan döndürülürken, Kanımın aktığı sınır boyunda Açan lâlelerden bir çelenk örsem, Türklük dünyasına armağan versem.
Karakol komutanı genç subay evine döndükten sonra yaşananlara dayanamayıp intihar etti. Allah ``ÜLKÜCÜ DÜŞMANLARINI BU ÜLKEDEN HALAS ETSİN KAHRETSİN. KORKAKLAR KORKTULARINDAN BİZE DÜŞMAN OLDULAR. Selam ve dua ile 24-Nisan-2014
|