Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK - (Ziyaretci) 26.09.2012 19:21:02

BİR DOKUNUP BİN AH İŞİTMEK

BİR DOKUNUP BİN AH İŞİTMEK
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK

İki hafta önce bu köşede `Bir Yolculuğun Düşündürdükleri` başlıklı bir yazı yayınlamıştım ( www.turkmeclisi.org/?Sayfa=Gorusler&Git=Gorus-Goster&Baslik=diger& Baslik2=gorus-bildirmek-istediginiz-diger-konular&AKat=20&Kat=41&Grs=2529). Yazım,
6 internet sitesinde ve 3 de gazetede yayınlandı. Bu yazımla ilgili çok sayıda okuyucu yorumu aldım. Bunlardan üçünü seçip görüşlerinize sunuyorum:

1. Mesaj: İstanbul, M. Cihangir

Elinize sağlık; yazdıklarınızın çok fazlasını söylediğinizi duyar gibi oluyorum, dilinize sağlık! En ebleh dört ayaklı yaratığı eğitsen, bazı vatandaşımızdan daha medeni hareket eder.

Yıllar önce bir gece vakti, Irak`ta bir görevliye "tuvalet nerede?" diye sormuştum; yüzünü sahraya çevirdi ve "küllü sahra tuvalet" diye cevap verdi. O günden beri nerede bir pislik görsem, Arabın bu sözü aklıma gelir.

Vatandaşlarımızın da "çöplük" yaklaşımı çok benzer. Adeta "bütün memleket çöplük" felsefesiyle hareket ediyorlar. Vatandaşımız kazuratını; yollara, kaldırımlara, piknik yerlerine, velhasıl nereyi bulursa, saçıyor. Utanmıyor, sıkılmıyor. Ar damarı çatlamış. Müdahale etsen, ya pişmiş kelle gibi sırıtıyor veya saldırıyor. Cevap veremeyince, "ısırmaya" teşebbüs ediyor. Maddeten belirli bir refah seviyesine gelindi; (tabii ki çok fakirlerimiz de var), ancak ruhen ve fikren hızla gerilediğimiz kanaatindeyim. Yoksa boynu yularlı-yularsız, altında araba (lüks-normal, otomobil, jip, kamyon, otobüs fark etmez) tasmasız bir sürü it, ortalıkta dolaşmazdı.

İslâhiye`de olduğu gibi, yaklaşık 40 yıl önce bir belediye başkanı, bir ilimizin İstasyon Caddesi`nin iki tarafındaki devasa çınar ağaçlarını katledip, yolu damdazlak ederek genişletmişti.

İstanbul`da Fatih-Edirnekapı arasındaki devasa ağaçlar da bizim üniversite yıllarımızdan önce katledilmemiş mi?

İslâhiye geç (!) kalmış; bu farkı (!) kapatmak için, bütün ilçede "çevre düzenlemesi"ne (!) başlamalı&8230; Seçim de yaklaşıyor. Vatandaşın cebinden çevreyi katlediyor. Böyle garip bir millet görülmemiştir: Ödediğimiz vergileri harcayarak yani bizim kesemizden hovardalık yaparak ``beldemizi/ ilçemizi/ şehrimizi katletsin´´ diye, başkan seçiyoruz. Sonra da lâf ediyoruz. Çünkü problem seçilende değil, seçenlerde. Seçilen, bir kişi; seçenler, adı üstünde: seçmen! Örnek kütle (seçilen), ana kütlenin (seçmen) bütün özelliklerini yansıtıyor. Daha ne olsun&8230; İşi ehline vermeyip, parti büyüklerimizin tensip buyurduklarına verirsek, sonucuna da katlanmalıyız. Kimi, kime şikâyet ediyoruz? Kendimizi, kendimize şikâyet etmemiz gerek!

Çevre düzenlemesinin çağdaş adı da "peyzaj" oldu. Malum, her konuda çağı yakalıyoruz, hatta aşıyoruz... Kelimeleri yabancılaştırdıkça, kendimize de yabancılaşıyoruz. Adam olduğumuzu zannediyoruz; cudam olduğumuzun farkında değiliz.

"Neye layıksanız, onunla idare olunursunuz" buyuruluyor. Bu millet demek ki böyle idarecilere lâyık. Böyle başa, böyle tarak&8230; Rabbim`in merhameti olmasa, çok daha kötü idarecilerle karşılaşabiliriz. Bu azgınlık, hayra alamet değil!

Bir yaz yazdınız, dertlerimi depreştirdiniz. Söyleyecek, yazacak çok şey var; ama dinleyen, anlayan yok. Olsun. Belki, bir gün birileri çıkar.

Vesselam&8230;


2. Mesaj: Elazığ, Münir Kebir

Hocam,

İslâhiye - Gaziantep arası karayolundan hiç yakınmamışsınız? Doğrusu garipsedim. Hele İskenderun`dan, Kırıkhan üzeri İslâhiye`ye sakın gitmeyi denemeyin. Yolda arabanızın rotilleri kırılır, süspansiyonları dağılırsa hiç şaşmayın. Benim en çok kullanmak istediğim bu yol belki de benim şansızlığımdan dolayı, kimsenin dile getirmediği bir yol? Hayret ediyorum. Bu yolu dile getirin Hocam. Getirin de, ben de Elazığ-İskenderun arasında yaptığım yolculuktan biraz zevk alayım. Gerçi seyyahlık bana göre değil, onun için de söylemiyorum... Ama bu güzergâhtan gitmek ve dönmek artık bizim için vazgeçilemez bir zorunluluk...

Hani derler ya; 500.- liralık bir dikiş makinesi, 50 kuruşluk iğneyle işlevini yapar. Benim yorumum da o hesap&8230; Bakarsınız ilgililerin dikkatini çeker de el atarlar.

Şu anda ne düşünüyorum biliyor musunuz? İslâhiye`nin toz biberine düşkün olduğum için -biliyorsunuz Gaziantepliler cırtlak kebabına Diyarbakırlılar da ciğer kebabına düşkündür- Elazığ-İskenderun arası dönüşümde mutlaka Nurdağı kavşağından İslâhiye-Kırıkhan üzeri İskenderun`a dönüyorum. Tabi bu hareketimle İslâhiye`de bazı şeyler dikkatimi çekiyor. Bunun en başta geleni, İslâhiye`nin semt pazarının açık arazide çok dağınık olması... Diyorum ki, yorumumu yayınlatacağınızı bilsem, İslâhiye`ye güzel bir semt pazarı kazandırılması dileğimi bildirirdim.

Sizi gurbette hüzünlendirmek istemiyorum ama Hocam, inanın İslâhiye`nin pazarı hem çok güzel, hem de ucuz ve de kaliteli...


3. Mesaj: Ankara, Cem Özkan

Yine seyahat anılarınızla bizi de memleketinize götürdüğünüz için teşekkür ederim hocam.

Ben de sizinle bir anımı paylaşmak isterim.

Fırsat buldukça ben de karayoluyla gezmeyi severim. Esasında beyin yorgunluğu denen bitkinliği yatarak atamadığımı, yol giderken dinlendiğimi düşünüyorum. Bu sebeple sık sık uzun yola çıkarım. Bir gün İstanbul`dan çıkmış Nevşehir, Kırşehir, Kayseri tarafına giderken bir dinlenme tesisinde durdum, aracımı park ettim. Tam araçtan indim tesise girerken bir tabelâ gözüme çarptı. Tabelâda "Sayın müşterilerimiz lütfen tesisimizi temiz tutunuz. Çöpleri toplamak maliyeti arttırdığından dolayı fiyatlarımızı yükseltmek durumunda kalıyoruz. Sizlere düşük fiyatlarla hizmet vermek isteriz." yazıyordu. İşte o an yüzümde önce bir gülümseme oldu, ancak düşününce durumun vahametini anladım. İşletmeci resmen isyan etmiş, isyanın sesiydi bu&8230; Maalesef ki millet olarak evimizin içine ne kadar titiz isek, kapımızın önüne o kadar duyarsızız.

Duyarlı insanlarımıza teşekkür ediyorum.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.