BİLİNMEYEN YAKIN TARİH ve ATATÜRK (12)
Mustafa Mete İSLÂMOĞLU YAZIYOR BİLİNMEYEN YAKIN TARİH ve ATATÜRK (12) Yukarıda kısaca belirttiğimiz gibi, Orta Çağın ikinci kısmında Balkan Yarımadası`na çeşitli dalgalar halinde gelerek, Bizans İmparatorluğu tarafından burada yerleştirilen birçok Türk unsuru vardır. 10. yüzyıldan itibaren Peçenekler, Oğuzlar, Kumanlar kuzey yoluyla, Tuna`dan geçerek, çeşitli tarihlerde gelmiş ve çeşitli yerlere iskan edilmişlerdir. 9. yüzyılda bile, Bizans kaynaklarında ``Vardarlı Türkler´´ olarak zikredilen bazı Türk gruplarının Selanik civarında yerleştikleri vakidir. Bizans kaynağı ``Anna Commene´´nin Ohri civarında yerleştiklerinden bahsettiği Türkleri, Lejean (1861), 1065 tarihine doğru Makedonya`ya iskan edilen Oğuzlarla ilişkili görmektedir. Oğuzların bu yerleşmeleri ``Attaliates´´ atfen Prof. Dr. Akdes Nimet Kurat tarafından da doğrulanıyor. Bu konuda bilgi veren bütün bu eser sahiplerinin hepsi, Konyarlar`ı bazen ``Yörükler´´ ve ``Evlad-ı Fatihan´´la karıştırmakla birlikte; Konya`dan gelerek Rumeli`ye yerleşmiş veya yerleştirilmiş göstermektedirler. Fakat, bunların geliş tarihi ve geliş şekilleri konusunda farklı bilgiler vermektedirler. Bütün bu görüşleri tenkitli bir şekilde karşılaştıran Prof. Dr. Mehmet Tayyib Gökbilgin, Konyarlar`ın Rumeli`ye geliş ve yerleşmeleri ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmaktadır: ``Sonuncu ve nispeten kabule şayan ihtimal bunların 2.Murad fakat bilhassa Fatih zamanlarında, Karaman-oğulları ile mücadeleler sırasında ve bundan sonra, Karaman, Konya ve Ankara civarından Türk aşiretlerinin bu mıntıkalara iskan edildiğidir. O civarın etnik tesmiyeyi verdirmiş ve bu ad komşuları arasında yaşamış, kendilerinde ise, menşeleri hakkında bir malumat, şifahi bir an`ane halinde devam edip gelmiştir...´´ Konyarların en yoğun bir halde bulundukları yer Teselya`da Kozan ve bunun kuzeyinde ``Sarıgöl´´ de denilen ``Kayalar´´ ve Selanik`in kuzeydoğusu idi. Sonraları daha kuzeye de yayılmışlardır. Sayı olarak diğer Yörük gruplarından daha az oldukları, karı ``konargöçer´´ bir yaşam yaşadıkları, mübadele (alış-veriş) merkezlerinin daha çok Yanya olduğu ve halılarının özel şeklinden dolayı (``Konyaren Figüren´´) bütün yörede meşhur olduğu bütün seyyahlar tarafından belirtilmektedir. Ayrıca, Konyarlar`ın daha demokratik bir halde yaşadıkları, neşeli ve hareketli kimseler oldukları da bunlar tarafından tespit edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk`ün soyu ile ilgili bir çalışma yaparak, amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi`nin soyundan gelenlerin ellerindeki bazı belgeleri yayınlayan Burhan Göksel, Konyarlar`ın, Konya-Karaman`dan Fatih Sultan Mehmed döneminde 1466 yılında Karamanoğulları ortadan kaldırıldıktan sonra Rumeli`ye göçürülerek, yerleştirildiklerini belirtir. Osmanlı Devleti`nin Rumeli`deki Yörüklerle ilgili örgütlenmesi içinde kendileri için ayrı isimle bir sayı (tahrir) defteri bulunmayan Konyarlar, yerleştikleri bölgelerde, başlangıçta özellikle ``Kocacık´´ ve ``Selanik Yörükleri´´ içinde, sonradan da ``Vodina´´ ve ``Sarıgöller Bölgesi´´ Yörükleri içinde ``Evlad-ı Fatihan´´ olarak kaydedilmişlerdir. Hasan Paşa tarafından 1691 (1102) tarihinde yapılan tahriri içeren ``Evlad-ı Fatihan Piyadeleri Defteri´´ ne göre ``Sarıgöl´´ (Kayalar)ler bölgesindeki köyler, mahalleler ve devlete vermekle yükümlü oldukları ``Yörük Piyadeler´´in sayısı şu şekildedir: ``Eğri-Bucak Kazası´´: Turhanlı 49. Sofular 21. Evrenoslu 6. Okçular 6. Eyrili 20. İshaklı 24. Çobanlı 24. İdil-obası 19. Şahinli 55. Leşli 34. Öküz-obası 24. Emirhanlı 38. Gün-doğmaz 2. Rahmanlı 8. Evhad-obası 58. Aydın-obası, Cinciler 66. Işıklu 29. Sinekli 34. Çakır-ı sagir 4. Sarı-musalu 8. Çakırlı-i kebir 13. Karamanlı 12. Karacalar 73. Buraklı 10. Tekye-i Hacı-hasanlı 21. Topçular 18. Dağ ışıkları 7. ``Cuma-pazarı Kazası´´: Haydarlı 60. Koca Ahmedli 66. Tarakçılı 6. Durasılar 6. Timurhanlu 3. Bar-çukuru 1.Kulalu 1.Erdoğmuşlu 5.Karaağaç 2. Donuk-kayalar 1.Şahinler 3. Dedeler 3. ``Çarşamba Kazası´´: Milli 77. Davudlu 18. Hacı-isalar 18. Kulkallı 12. Hacılar 12. Yeniceler 14. Hacı-ömerli 16. Karacalı 6. Doğancalı 6. Tekye-i kebir ve sagir 42. Keçili 18. Saltıklı 19. Meşeli 6. Ailenin sonradan gelerek yerleştiği Selanik`e bağlı ``Lankaza nahiyesi´´nin 1691 tahririne göre cemaatleri, köy ve mahalleleri ile ``Yörük Piyadeleri´´ sayısı şu şekildedir: Bedirli 10. Hacı-bayramlı 4. Pir-dede 1. Değirmenciler 6. Köleli 7. Şuayblı 1109. Umurlu ma`a Sarıcalı 45. Değirmencili ma`a Eyrilceli (Ayrılıncalı) 18. Çokallı 9. Lotice 7. Osmanlı 49. Yaylacık 16. Ayvalı-dere ma`a Şah-veli ve Saltıklı. Çınarlı 78. Bulcalı 13. Koçmar 4. Keruz 5. Lankaza 3. Sarıyar 1. Yağlıca 1. Evrencik 1. Yine bu deftere göre, bölgede Konya-Karaman yöresinin hatıralarını gösteren yer adları ve ailenin soyuna işaret eden ``Sofular´´ ile ``Sarı-göllü´´ gibi yer ve oymak adları şuralarda tespit edilebilmektedir: Ereğli nahiyesi 50. Ereğli 1 (Kırk-Kilise). Ereğli 9. Kara-pınar 1. Sarıgöllü 4 (Avrethisarı). Sofular 19 (Nahiye-i Bazargah), Sofulu 9 (Nahiye-i Kelemeriye). Sofular 21. Karamanlı 12 (Eğri-Bucak-Sarı-Göl). Sofulu 9 (Tikveş). Sarı-göllü 50 (Radovişte). Sofular 14 (Gümilcine). Karamanlı 11 (Çağlayık). Sofular 28 (Yeni-pazar). Sarı-göllü 1, Sofular 2 (Babadağ). Sarı-göllü 1 (Ruscuk). Sofu Yurdu 1 (Tozluk-Tuzluk). Zübeyde Hanım`ın Hayatı Mustafa Kemal Atatürk`ün anne soyu da Anadolu`dan gelerek Rumeli`ye yerleşen Yörük ya da Türkmenlere dayanır. Dedesi Sofu-zade (Sofi-zade) Feyzullah Ağa`dır. Vodina Sancağı`na bağlı Sarıgöl de denilen Kayalar`dan göçerek Selanik yakınlarındaki ``Lankaza`ya yerleşti. ``Sarıgöl ahalisi Türkmendi, Teselya`nın Türklere geçmesinden sonra Anadolu`dan getirilerek buraya yerleştirilmişti. Sarıgöllüler ne yaşayışlarını, ne geleneklerini, hatta ne de kılık kıyafetlerini değiştirmemişlerdi. Çınarlı Mahallesinde Hacı Sofu`ların delikanlı çocuğu Feyzullah, Ayşe adında bir kızla evlendirildi. Bu evlilikten Hasan Ağa, Hüseyin Ağa ve Zübeyde Hanım dünyaya geldi. Hasan Ağa Lankaza`da bir aşçı dükkanı tutuyor, Hüseyin Ağa ise Selanik eşrafından Hacı Süleyman Bey`in Çal Çiftliği`nde kahyalık yapıyordu. Zübeyde Hanım`a gelince; daha çocukluğunda okuyup, yazma öğrenmişti. Selanik`in akıllı, okuryazar kadınlarına Molla demek adetine uyularak ona da Zübeyde Molla dediler.´´ Mustafa Kemal Atatürk`ün anne soyu da, Yörük ya da Türkmenlere dayanır. Konya Karaman`dan Rumeli`ye gelen bu Yörük grupları Konyarlar şeklinde anılır. Prof. Dr. Tayyib Gökbilgin, Konyarlar`ın Rumeli`ye geliş ve yerleşmeleri ile ilgili olarak yapında şunları yazar: ``Sonuncu ve nispeten kabule şayan ihtimal bunların 2.Murad fakat bilhassa Fatih zamanlarında, Karamanoğulları ile mücadeleler sırasında ve bundan sonra, Karaman, Konya ve Ankara civarından Türk aşiretlerinin bu mıntıkalara iskan edildiğidir. O civarın etnik tesmiyeyi verdirmiş ve bu ad komşuları arasında yaşamış, kendilerinde ise, menşeleri hakkında bir malumat, şifahi bir an`ane halinde devam edip gelmiştir...´´ Konyarlar`ın daha çok Tesalya ve bunun kuzeyinde Sarıgöl de denilen Kayalar ve Selanik`in kuzeydoğusunda toplandıkları görülür. Daha sonraları kuzeye yayılmışlardı. Burhan Göksel, Konyarlar`ın, Konya-Karaman`dan Fatih Sultan Mehmed döneminde 1466 yılında Karamanoğulları ortadan kaldırıldıktan sonra Rumeli`de yerleştirildikleri görüşünde. Makbule Hanım anne soyları hakkında, ``annemden sık sık şunları dinledim´´ diyerek bu bilgileri verir: ``Bizim esas soyumuz Yörüktür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz. Büyük babam Feyzullah Efendi`nin büyük amcası Konya`ya gitmiş. Mevlevi dergahına girmiş orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak...´´ Mustafa Kemal Atatürk`ün annesi Zübeyde Hanım`ın babası hakkında, Atatürk`ün babası Ali Rıza Efendi`yi ve babası Kızıl Hafız Ahmet Beyi de tanıyan ve doksan yaşında ölen Aydın Milletvekili Tahsin San, şu bilgileri verir: ``Atatürk`ün validesi Zübeyde Hanım, Sofu-zade ailesinden Feyzullah Ağa`nın kızıdır. Bunlar Selanik`te doğmuşlardır. Bu aile bundan 130 sene evvel Sarıgöl`den Selanik`e gelmişlerdir. Vodina kazasının batısında Sarıgöl Nahiyesinde on altı köyden ibaret olan bu nahiye ailesi, Makedonya ve Teselya`nın fethinden sonra Konya civarı ahalisinden Osmanlı Hükümeti`nin sevk ve iskan ettirdiği Türkmenlerdendir. Son zamanlara kadar beş asır müddet içinde hayat tarzlarını, kılık-kıyafetlerini değiştirmemişlerdi.´´ Mustafa Kemal Atatürk`ün üstün varlık olmasının ilk oluşlarını kazandıran da Zübeyde anadır. Zübeyde Hanım, doğuştan akıllı bir kadındır. O`nun oğlu Mustafa üzerindeki etkisini, özveriliğini her zaman saygıyla anmıştır. Zübeyde Hanım`ın ailesi de Ali Rıza Efendi`nin ailesi gibi Anadolu`dan Rumeli`ne göçen Türkmenlerdendir. Babası Sofu-zade Sadullah Ağa`dır. Selanik yakınlarındaki Langaza`da toprak ve ticaret işleriyle uğraştığı bilinmektedir. ``Zübeyde Hanım, Bulgar sınırının ötesinde Slavlar kadar sarışındı; düzgün, beyaz bir teni, derin ama berrak, açık mavi gözleri vardı. Ailesi Selanik`in batısında Arnavutluğa doğru, sert ve çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Burası Türklerin Makedonya`yı ve Teselya`yı almalarından sonra Anadolu`nun göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi. Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin torunları olan ve hala Toros dağlarında özgür yaşayışlarını sürdüren sarışın Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı.´´ Zübeyde Hanım`ın Hayatı Mustafa Kemal Atatürk`ün soy kütüğü üzerinde araştırmalarda bulunan Burhan Göksel de Zübeyde Hanım`la ilgili olarak şunları belirtir: ``1. Atatürk`ün Annesi Zübeyde Hanım`ın anasının adı Ayşe (Aişe)´´ babasının ki de Fatih Sultan Mehmet`in Konya-Karaman bölgesinden Rumeli`ye gönderip iskan ettirdiği yörük ailesinden gelen ``Sofi-zade Feyzullah Efendi´´ olduğu, 2. Zübeyde Hanım`ın aynı ana ve babadan, ``Hasan Ağa, ve Hüseyin Ağa´´ adlarında iki erkek kardeşinin bulunduğu´´dur. Kısaca ``Mustafa Kemal Atatürk`ün baba soyu Kızıllar, Cemaatine dayanır. Baba tarafından, dört bin yıl ötesinde Kırgızlar`a kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Anne tarafından Bozuluslar`a bağlı ``Sofu, Sofulı, Sofulu, Sofular,
|