Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 13.10.2015 20:28:14

BİLİNMEYEN YAKIN TARİH ve ATATÜRK (12)



Mustafa Mete İSLÂMOĞLU
YAZIYOR
BİLİNMEYEN YAKIN TARİH ve ATATÜRK
(12)
Yukarıda kısaca belirttiğimiz gibi, Orta Çağın ikinci kısmında Balkan Yarımadası`na çeşitli dalgalar halinde gelerek, Bizans İmparatorluğu tarafından burada yerleştirilen birçok Türk unsuru vardır. 10. yüzyıldan itibaren Peçenekler, Oğuzlar, Kumanlar kuzey yoluyla, Tuna`dan geçerek, çeşitli tarihlerde gelmiş ve çeşitli yerlere iskan edilmişlerdir. 9. yüzyılda bile, Bizans kaynaklarında ``Vardarlı Türkler´´ olarak zikredilen bazı Türk gruplarının Selanik civarında yerleştikleri vakidir. Bizans kaynağı ``Anna Commene´´nin Ohri civarında yerleştiklerinden bahsettiği Türkleri, Lejean (1861), 1065 tarihine doğru Makedonya`ya iskan edilen Oğuzlarla ilişkili görmektedir. Oğuzların bu yerleşmeleri ``Attaliates´´ atfen Prof. Dr. Akdes Nimet Kurat tarafından da doğrulanıyor.
Bu konuda bilgi veren bütün bu eser sahiplerinin hepsi, Konyarlar`ı bazen ``Yörükler´´ ve ``Evlad-ı Fatihan´´la karıştırmakla birlikte; Konya`dan gelerek Rumeli`ye yerleşmiş veya yerleştirilmiş göstermektedirler. Fakat, bunların geliş tarihi ve geliş şekilleri konusunda farklı bilgiler vermektedirler. Bütün bu görüşleri tenkitli bir şekilde karşılaştıran Prof. Dr. Mehmet Tayyib Gökbilgin, Konyarlar`ın Rumeli`ye geliş ve yerleşmeleri ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmaktadır: ``Sonuncu ve nispeten kabule şayan ihtimal bunların 2.Murad fakat bilhassa Fatih zamanlarında, Karaman-oğulları ile mücadeleler sırasında ve bundan sonra, Karaman, Konya ve Ankara civarından Türk aşiretlerinin bu mıntıkalara iskan edildiğidir. O civarın etnik tesmiyeyi verdirmiş ve bu ad komşuları arasında yaşamış, kendilerinde ise, menşeleri hakkında bir malumat, şifahi bir an`ane halinde devam edip gelmiştir...´´
Konyarların en yoğun bir halde bulundukları yer Teselya`da Kozan ve bunun kuzeyinde ``Sarıgöl´´ de denilen ``Kayalar´´ ve Selanik`in kuzeydoğusu idi. Sonraları daha kuzeye de yayılmışlardır. Sayı olarak diğer Yörük gruplarından daha az oldukları, karı ``konargöçer´´ bir yaşam yaşadıkları, mübadele (alış-veriş) merkezlerinin daha çok Yanya olduğu ve halılarının özel şeklinden dolayı (``Konyaren Figüren´´) bütün yörede meşhur olduğu bütün seyyahlar tarafından belirtilmektedir. Ayrıca, Konyarlar`ın daha demokratik bir halde yaşadıkları, neşeli ve hareketli kimseler oldukları da bunlar tarafından tespit edilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk`ün soyu ile ilgili bir çalışma yaparak, amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi`nin soyundan gelenlerin ellerindeki bazı belgeleri yayınlayan Burhan Göksel, Konyarlar`ın, Konya-Karaman`dan Fatih Sultan Mehmed döneminde 1466 yılında Karamanoğulları ortadan kaldırıldıktan sonra Rumeli`ye göçürülerek, yerleştirildiklerini belirtir.
Osmanlı Devleti`nin Rumeli`deki Yörüklerle ilgili örgütlenmesi içinde kendileri için ayrı isimle bir sayı (tahrir) defteri bulunmayan Konyarlar, yerleştikleri bölgelerde, başlangıçta özellikle ``Kocacık´´ ve ``Selanik Yörükleri´´ içinde, sonradan da ``Vodina´´ ve ``Sarıgöller Bölgesi´´ Yörükleri içinde ``Evlad-ı Fatihan´´ olarak kaydedilmişlerdir.
Hasan Paşa tarafından 1691 (1102) tarihinde yapılan tahriri içeren ``Evlad-ı Fatihan Piyadeleri Defteri´´ ne göre ``Sarıgöl´´ (Kayalar)ler bölgesindeki köyler, mahalleler ve devlete vermekle yükümlü oldukları ``Yörük Piyadeler´´in sayısı şu şekildedir:
``Eğri-Bucak Kazası´´: Turhanlı 49. Sofular 21. Evrenoslu 6. Okçular 6. Eyrili 20. İshaklı 24. Çobanlı 24. İdil-obası 19. Şahinli 55. Leşli 34. Öküz-obası 24. Emirhanlı 38. Gün-doğmaz 2. Rahmanlı 8. Evhad-obası 58. Aydın-obası, Cinciler 66. Işıklu 29. Sinekli 34. Çakır-ı sagir 4. Sarı-musalu 8. Çakırlı-i kebir 13. Karamanlı 12. Karacalar 73. Buraklı 10. Tekye-i Hacı-hasanlı 21. Topçular 18. Dağ ışıkları 7.
``Cuma-pazarı Kazası´´: Haydarlı 60. Koca Ahmedli 66. Tarakçılı 6. Durasılar 6. Timurhanlu 3. Bar-çukuru 1.Kulalu 1.Erdoğmuşlu 5.Karaağaç 2. Donuk-kayalar 1.Şahinler 3. Dedeler 3.
``Çarşamba Kazası´´: Milli 77. Davudlu 18. Hacı-isalar 18. Kulkallı 12. Hacılar 12. Yeniceler 14. Hacı-ömerli 16. Karacalı 6. Doğancalı 6. Tekye-i kebir ve sagir 42. Keçili 18. Saltıklı 19. Meşeli 6.
Ailenin sonradan gelerek yerleştiği Selanik`e bağlı ``Lankaza nahiyesi´´nin 1691 tahririne göre cemaatleri, köy ve mahalleleri ile ``Yörük Piyadeleri´´ sayısı şu şekildedir: Bedirli 10. Hacı-bayramlı 4. Pir-dede 1. Değirmenciler 6. Köleli 7. Şuayblı 1109. Umurlu ma`a Sarıcalı 45. Değirmencili ma`a Eyrilceli (Ayrılıncalı) 18. Çokallı 9. Lotice 7. Osmanlı 49. Yaylacık 16. Ayvalı-dere ma`a Şah-veli ve Saltıklı. Çınarlı 78. Bulcalı 13. Koçmar 4. Keruz 5. Lankaza 3. Sarıyar 1. Yağlıca 1. Evrencik 1.
Yine bu deftere göre, bölgede Konya-Karaman yöresinin hatıralarını gösteren yer adları ve ailenin soyuna işaret eden ``Sofular´´ ile ``Sarı-göllü´´ gibi yer ve oymak adları şuralarda tespit edilebilmektedir: Ereğli nahiyesi 50. Ereğli 1 (Kırk-Kilise). Ereğli 9. Kara-pınar 1. Sarıgöllü 4 (Avrethisarı). Sofular 19 (Nahiye-i Bazargah), Sofulu 9 (Nahiye-i Kelemeriye). Sofular 21. Karamanlı 12 (Eğri-Bucak-Sarı-Göl). Sofulu 9 (Tikveş). Sarı-göllü 50 (Radovişte). Sofular 14 (Gümilcine). Karamanlı 11 (Çağlayık). Sofular 28 (Yeni-pazar). Sarı-göllü 1, Sofular 2 (Babadağ). Sarı-göllü 1 (Ruscuk). Sofu Yurdu 1 (Tozluk-Tuzluk).
Zübeyde Hanım`ın Hayatı
Mustafa Kemal Atatürk`ün anne soyu da Anadolu`dan gelerek Rumeli`ye yerleşen Yörük ya da Türkmenlere dayanır. Dedesi Sofu-zade (Sofi-zade) Feyzullah Ağa`dır. Vodina Sancağı`na bağlı Sarıgöl de denilen Kayalar`dan göçerek Selanik yakınlarındaki ``Lankaza`ya yerleşti.
``Sarıgöl ahalisi Türkmendi, Teselya`nın Türklere geçmesinden sonra Anadolu`dan getirilerek buraya yerleştirilmişti. Sarıgöllüler ne yaşayışlarını, ne geleneklerini, hatta ne de kılık kıyafetlerini değiştirmemişlerdi. Çınarlı Mahallesinde Hacı Sofu`ların delikanlı çocuğu Feyzullah, Ayşe adında bir kızla evlendirildi. Bu evlilikten Hasan Ağa, Hüseyin Ağa ve Zübeyde Hanım dünyaya geldi. Hasan Ağa Lankaza`da bir aşçı dükkanı tutuyor, Hüseyin Ağa ise Selanik eşrafından Hacı Süleyman Bey`in Çal Çiftliği`nde kahyalık yapıyordu.
Zübeyde Hanım`a gelince; daha çocukluğunda okuyup, yazma öğrenmişti. Selanik`in akıllı, okuryazar kadınlarına Molla demek adetine uyularak ona da Zübeyde Molla dediler.´´
Mustafa Kemal Atatürk`ün anne soyu da, Yörük ya da Türkmenlere dayanır. Konya Karaman`dan Rumeli`ye gelen bu Yörük grupları Konyarlar şeklinde anılır. Prof. Dr. Tayyib Gökbilgin, Konyarlar`ın Rumeli`ye geliş ve yerleşmeleri ile ilgili olarak yapında şunları yazar: ``Sonuncu ve nispeten kabule şayan ihtimal bunların 2.Murad fakat bilhassa Fatih zamanlarında, Karamanoğulları ile mücadeleler sırasında ve bundan sonra, Karaman, Konya ve Ankara civarından Türk aşiretlerinin bu mıntıkalara iskan edildiğidir. O civarın etnik tesmiyeyi verdirmiş ve bu ad komşuları arasında yaşamış, kendilerinde ise, menşeleri hakkında bir malumat, şifahi bir an`ane halinde devam edip gelmiştir...´´
Konyarlar`ın daha çok Tesalya ve bunun kuzeyinde Sarıgöl de denilen Kayalar ve Selanik`in kuzeydoğusunda toplandıkları görülür. Daha sonraları kuzeye yayılmışlardı. Burhan Göksel, Konyarlar`ın, Konya-Karaman`dan Fatih Sultan Mehmed döneminde 1466 yılında Karamanoğulları ortadan kaldırıldıktan sonra Rumeli`de yerleştirildikleri görüşünde. Makbule Hanım anne soyları hakkında, ``annemden sık sık şunları dinledim´´ diyerek bu bilgileri verir: ``Bizim esas soyumuz Yörüktür. Buralara Konya-Karaman çevrelerinden gelmişiz. Büyük babam Feyzullah Efendi`nin büyük amcası Konya`ya gitmiş. Mevlevi dergahına girmiş orada kalmış. Yörüklüğü tutmuş olacak...´´
Mustafa Kemal Atatürk`ün annesi Zübeyde Hanım`ın babası hakkında, Atatürk`ün babası Ali Rıza Efendi`yi ve babası Kızıl Hafız Ahmet Beyi de tanıyan ve doksan yaşında ölen Aydın Milletvekili Tahsin San, şu bilgileri verir: ``Atatürk`ün validesi Zübeyde Hanım, Sofu-zade ailesinden Feyzullah Ağa`nın kızıdır. Bunlar Selanik`te doğmuşlardır. Bu aile bundan 130 sene evvel Sarıgöl`den Selanik`e gelmişlerdir. Vodina kazasının batısında Sarıgöl Nahiyesinde on altı köyden ibaret olan bu nahiye ailesi, Makedonya ve Teselya`nın fethinden sonra Konya civarı ahalisinden Osmanlı Hükümeti`nin sevk ve iskan ettirdiği Türkmenlerdendir. Son zamanlara kadar beş asır müddet içinde hayat tarzlarını, kılık-kıyafetlerini değiştirmemişlerdi.´´
Mustafa Kemal Atatürk`ün üstün varlık olmasının ilk oluşlarını kazandıran da Zübeyde anadır.
Zübeyde Hanım, doğuştan akıllı bir kadındır. O`nun oğlu Mustafa üzerindeki etkisini, özveriliğini her zaman saygıyla anmıştır.
Zübeyde Hanım`ın ailesi de Ali Rıza Efendi`nin ailesi gibi Anadolu`dan Rumeli`ne göçen Türkmenlerdendir. Babası Sofu-zade Sadullah Ağa`dır. Selanik yakınlarındaki Langaza`da toprak ve ticaret işleriyle uğraştığı bilinmektedir.
``Zübeyde Hanım, Bulgar sınırının ötesinde Slavlar kadar sarışındı; düzgün, beyaz bir teni, derin ama berrak, açık mavi gözleri vardı. Ailesi Selanik`in batısında Arnavutluğa doğru, sert ve çıplak dağların geniş, donuk sulara gömüldüğü göller bölgesinden geliyordu. Burası Türklerin Makedonya`yı ve Teselya`yı almalarından sonra Anadolu`nun göbeğinden gelen köylülerin yerleştikleri yerdi. Bu yüzden Zübeyde Hanım, damarlarında ilk göçebe Türk kabilelerinin torunları olan ve hala Toros dağlarında özgür yaşayışlarını sürdüren sarışın Yörüklerin kanını taşıdığını düşünmekten hoşlanırdı.´´
Zübeyde Hanım`ın Hayatı
Mustafa Kemal Atatürk`ün soy kütüğü üzerinde araştırmalarda bulunan Burhan Göksel de Zübeyde Hanım`la ilgili olarak şunları belirtir:
``1. Atatürk`ün Annesi Zübeyde Hanım`ın anasının adı Ayşe (Aişe)´´ babasının ki de Fatih Sultan Mehmet`in Konya-Karaman bölgesinden Rumeli`ye gönderip iskan ettirdiği yörük ailesinden gelen ``Sofi-zade Feyzullah Efendi´´ olduğu,
2. Zübeyde Hanım`ın aynı ana ve babadan, ``Hasan Ağa, ve Hüseyin Ağa´´ adlarında iki erkek kardeşinin bulunduğu´´dur.
Kısaca ``Mustafa Kemal Atatürk`ün baba soyu Kızıllar, Cemaatine dayanır. Baba tarafından, dört bin yıl ötesinde Kırgızlar`a kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Anne tarafından Bozuluslar`a bağlı ``Sofu, Sofulı, Sofulu, Sofular,


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.