BATIYA AKAN NEHİR..
BATIYA AKAN NEHİR..
72 bin kelime ile ilkokuldaki öğrencisini yetiştiren İngiliz ile 7800 kelime ile mezun eden Türk marif sistemi mezunu Mühendis, Doktor, Asker, Diplomat, Siyasetçi, nasıl yarış edebilir? Önemli bir sorudur ve ortada durmaktadır. Bir emekli generalimiz mertçe itiraf etmektedir; Adamların niyetini ve oyunlarını okuyamadık, değişimi algılayamadık. BOP`u kucağımızda bulduk.
Adamların kelime dağarcıkları bizimkinin on katı ürettikleri kavramlar ve enstrümanlar kıyası kabil değil. Bankacılıkta 34 bin enstrümanları var bizim ki iki elin parmağı kadar. Her gün kafamızı karıştıracak onlarca kavram üretiyor, Algı yönetimi yapıyorlar.
Sosyoloji okutulmadık, disiplinler arası uyum performansımız düşük, kendi Garbiyat aklımızı geliştiremedik. Batıya akan nehirdik, Anadolu`da durağanlaştık ve kokuştuk.
Kadim merkezin ruhumuza kazıdığı Daima Batıya haraket halinde olmamız gereği; dahili ve harici mahfellerce engellenmiş, hatta ters yüz edilerek Turan diye Asya steplerine döndürülmüşüzdür.
Bizi Batıya süren birinci sebep Büyük Asyada ki kuraklık ve çölleşme ise o günkü nüfusa Cennet gibi Fergana vadisi büyük gelmezmiydi, yola çıkanlar orda kalmazlarmıydı?.
İkinci sebep Cengiz han, Üçüncüsü de Timur; enteresan ikisi de geldi, budadı ve döndü. Kalmadılar, işgal etmediler; tarihimizi tam ve kendi kaynaklarımızdan da bilmiyoruz. Batı kaynaklarından ancak husumet, düşmanlık bırakacak şekilde öğreniyoruz. Şu üç bilgiyi alt alta koyup topladığımızda başka sonuç ortaya çıkıyor, bunu Timur`un Bayazıta yazdığı mektupların satır aralarından da okuyoruz. Anadoluya gelenler Batıya doğru cenk ederek devam edecekler, arkadan gelenler Anadolu da mukimleşmesini tamamlayacak ve taze kuvvet olarak batı konvoyunda yerini alacak nesiller yetiştirecek, batıya doğru devamlı akan bir nehir gibi bu akın ve akımlar devam edecek. O merkez hala Büyük Asya`da faal ve bizi izliyor.
Tarihe bir felsefecinin bakması bir sosyoloğun okuması, bir mühendisin perspektifiyle bakıp zamanın nüfus azlığına rağmen, dünyanın bölüşülememesi mantığından hareketle baktığımızda başka bir fotoğraf görüyoruz, başka bir tarih okumasına şahitlik ediyoruz.
Gazi Mustafa Kemal`in `` Ya 50 sene sabır edeceğiz, ya 70 milyon olana kadar bekleyeceğiz`` İşte vasiyet ve gizletilme sebebi, sizce de gizleyen batı kulübünün batı suratlı, batı sıfatlı, batı kafalı oksidantel acentaları haklı değil mi?
Bu gün Avrupa da 31-32 milyon Müslüman olduğu yine batı kaynaklarınca yazılıyor. Bunun asgari Rumeliden başlayıp Okyanusa kadar 8 milyonunun Türk olduğunu biliyoruz. Fatih istanbulu kaç yiğtle aldı, Muradı Hüdavendigarın yanında Kosova da kaç bin Alp`i vardı. Yavuz; Hicaz ve Mısır seferine kaç sipahi ile gitti, Gazi Mustafa Anadoludan düveli muazamayı kaç bin askerle kovdu.
Bu günki silikliğimizin de sebebi, batı öğretilerimizdir, batı sıfatlı hainlerimizdir.
Kim bilir hareket belki yarın, belki yarından da yakın...
|
