Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Ata ATUN - (Ziyaretci) 14.03.2016 19:52:33

Batı`nın çöküşü Türkiye`nin yükselişi (1)

Batı`nın çöküşü Türkiye`nin yükselişi (1)

Anadolu`nun Güneydoğusunda 1982 yılından beri süregelmekte olan terör olayları gerçekte Türkiye`nin bölgesel bir güç olmasının önüne engeller koymak ve Avrupa`nın karşısına bir güç olarak çıkmasını durdurmak amaçlı.

Avrupa`da 21.ci yüzyıl mantığı ve anlayışı ile çağdaş ``Haçlı Birliği´´ni oluşturmayı başarmış olan Avrupa`nın Hristiyan devletleri, Türkiye ile 1959 yılında başlatılmış olan katılım sürecine ve 1964 yılında Ankara`da imzalanmış olan Ankara Anlaşmasına rağmen halen daha görüşmeleri sürdürmekten utanmamakta. Türkiye`nin AB`ye katılımını önlemek için de olmadık engelleri yaratırken, Balkanlardaki neredeyse Türkiye`den 50 yıl daha gerisinde olan Hristiyan devletleri de sanki de gecekondu yapar gibi bir gecede almaktan hiç çekinmedi. ``Hristiyan olsun da isterse çamurdan olsun´´ mantığı ile neredeyse hepsini, ``coğrafik olarak Avrupa`dalar´´ iddiası ile bünyesine aldı.

Türklerin DNA`larında (genlerinde), eski tabirle kanlarında, yönetmek var, yönetilmek yok. Dünya üzerinde bu güne değin hiç yönetilmemiş, ender milletlerden bir tanesi Türkler. Zaten Avrupa için sıkıntı da bu noktadan başlıyor. Bir daha Türklerin Osmanlı İmparatorluğu gibi Avrupa`nın başına bela olmasını, Avrupa`nın çıkar yollarında karşısından engel oluşturmasını hayal bile etmek istemiyorlar.

Avrupa`nın başını çeken Almanya, en son teknolojik silahlarını hiç çekinmeden ve saklamadan bölgedeki terör odaklarına satarken ve kayıtsız koşulsuz destek verirken, kendisinin de katkılarından göç etmelerine sebep olduğu yerinden yurdundan edilmiş kişileri kabul etmemek için elden geleni de ardına koymuyor.

Hem bölgeye silah satarak, Orta Doğu`nun kuzey bölgelerinde silahlı çatışmaların tırmanmasını ve sürmesini sağlıyor, hem de kendi sattığı silahlardan kaçan zavallı insanları göçmen olarak kabul etmemek için de gerek siyasi, gerekse de maddi olarak her dolabı çeviriyor.

II. Dünya savaşından sonra bir harabe haline gelmiş olan Avrupa`nın 40 yıl içinde yaralarını sarmasının ve tekrar kalkınmayı başarmasının iki nedeni var. Bunlardan birincisi ABD`nin küresel lider olmak hedefli kendi çıkarları doğrultusundaki şartlı yardımını kabul etmeleri, ikincisi de sömürge adı altında tüm zenginliklerini acımasızca kendi ülkelerine aktardıkları sömürgeleri.

ABD`nin ulusal parası ``Dolar´´ın dünya üzerinde geçerli olan tek ticari para birimi haline gelmesi ve tüm ülkelerin, dünyanın diğer ülkeleri ile alış veriş yapabilmesinin koşulu olarak Merkez bankalarında dolar bulundurulmasının şart koşulması, II. Dünya Savaşından hemen sonrasında kurulan ve adeta diğer ülkelere dayatma ile zorla kabul ettirilen IMF (International Monetary Fund &8211; Uluslararası Parasal Fon) sayesinde oldu. Her ülkenin Merkez Bankası kasasında Dolar bulundurması koşulu, ABD`nin neredeyse son 60 yıldır hala daha karşılıksız para basmasını sürdürmesini sağlamakta. ABD, kendi iç kullanımı için kağıt üretimi ve basımdan başka hiçbir masrafı olmayan ``Dolar´´ ile petrol gibi enerji ürünleri ile her tür ticari malı alırken, diğer ülkeler emekleri, çalışmaları, üretmeleri ve yaratıcılıkları sayesinde binbir zorlukla ürettikleri malları satarak elde ettikleri Dolarlarla ancak kendi gereksinimlerini sağlayabilmekte.

ABD, IMF`nin kuruluşunun, dönemin güçlü devletleri sayılan Avrupa`nın galip devletleri tarafından kabulü sonrasında Avrupa`nın yaralarını sarması için karşılığı olmayan Dolarlarını basarak Avrupa`ya ``Marshall yardımı´´ adı altında yardım ve kalkınma hamlesi başlatırken, BM`nin de Milletler Cemiyeti kimliğinden çıkarttırılarak yeni bir kimlik altında ve tamamen ABD`nin kontrolünde olacak şekilde tekrar hayata geçmesini sağlamış.
(Devam edecek&8230;)

Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata Atun
http://www.twitter.com/ataatun
14 Mart 2016



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.