Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet Koçak - (Ziyaretci) 20.03.2010 22:13:19

BALKANLARDA MÜSLÜMANLARI BEKLEYEN TEHLİKELER

Balkanlarda Sırp gerçeği ve
Müslümanları bekleyen tehlikeler

Mehmet KOÇAK

Son günlerde ``Balkanlar tekrar karışır mı? Veya karışıyor mu?´´ şeklinde sorular sıkça sorulmaya başladı. Unutulmasın ki tarihin her döneminde Balkanlar jeo-stratejik konumu itibariyle dünya siyasetinin gündeminde yer bulmuştur ve bulmaya da devam etmektedir. Emperyalist güçler, yani dünya siyasetini şekillendirmeye çalışan güçler ve aktörler, Balkanları sürekli mercek altında tutuyor. 500 yıllık Osmanlı Hâkimiyeti ile oluşan bir ortak tarih ve kültürün varlığı nedeniyle Balkanlar, bizim de ilgi alanımızdadır. Osmanlının Balkanlardan çekilmek zorunda kaldığı o kahrolası &8216;Balkan Bozgunu` sonrası yalnızlaşan Balkan Müslümanları, tarihten bugüne Osmanlılarla beraberliği ve İslam dinini seçerek Müslümanlığı kabullenmenin ağır bedelini ödeye gelmişlerdir.
Balkanlar, Stratejik konumu bakımından hala küresel güçlerin ve uluslararası sistemin önem verdiği bir bölgedir.
Yakın tarihte yaşanan olaylar Osmanlı sonrası bölgede yaşananların bir tekrarıdır. Sırplar 1992&8211;1995 yılları arası Bosna genelinde sürdürdükleri soykırımının finalini Srebrenica`da gerçekleştirerek beş gün içinde 8372 Müslüman`ı işkenceyle katletmişlerdir. Bu tarihler içinde Bosna Hersek genelinde 150 binden fazla Müslüman öldürülmüştür. Yani Soykırım sadece Srebrenica`da değil tüm Bosna`da uygulanmıştır. Burada bilinmesi gereken bir diğer ayrıntı ise şudur. &8216;Srebrenica Soykırımı` Sırp Çetnikleri tarafından Müslüman, Boşnak halkına tarih süreci içinde uyguladıkları soykırımlarının onuncusudur. Tarihte Müslümanlara uygulanan 10 ayrı soykırım vardır. Müslüman Boşnak halkı bu soykırımları uluslararası arenaya taşımak, katliamcı Sırp ve Hırvatları mahkûm etme kudretine sahip değildir. Onlar haklarını aramak ve yapılanların hesabını sormak şöyle dursun Osmanlı sonrası kimliğini bile ifade edemiyorlardı.
29 Şubat ve 1 Mart 1992 tarihleri arasında yapılan referandum için bağımsızlık kararı çıktı. 5 Nisan 1992`de Ulusal Parlamento, Bosna Hersek`in Yugoslavya`dan ayrıldığını ilan etmiş oldu. Elde ettikleri bağımsızlık sonucu Bosnalılar, Osmanlı sonrası ilk devletlerine kavuşmuş oldular. Sırp Çetniklerin acımasızca uyguladıkları soykırımların onuncusu Bosna Hersek Devleti tarafından BM Savaş Suçluları Mahkemesine dava edildi. Böylece Boşnak halkı ilk defa hakkını arama fırsatını bulmuş oldu. BM Güvenlik Konseyi kararıyla &8216;Güvenli Bölge` ilan edilen Srebrenica`da BM ve Uluslararası Toplumun ihaneti sonucu Sırp canilerinin sebep olduğu insanlık faciasını yine BM Güvenlik Konseyi kararıyla eski Yugoslavya için oluşturulan Savaş Suçluları Mahkemesi tarafından soykırım olarak tescil edilmiş oldu.
Dayton Barış Anlaşması, 14 Aralık 1995`te Paris`te resmen imzalandı. ``Birbirlerinin sınırlarını tanıma anlamına gelen, savaşın resmen bittiği, ortamın normalleşmesi için karşılıklı adım altılması´´ olarak değerlendirilen Dayton Anlaşması sonrası, bütün dünya Sırpların değişeceğini ve geçmişte sebep oldukları soykırıma varan katliamlardan utanç duyacaklarını sanmıştı.
Ne yazık ki değişen bir şey olmadığı gerçeği karşısında dünya siyasileri ve kamuoyu şaşkınlık içindedir. Irkçı Sırp Milliyetçileri &8216;Homojen Büyük Sırbistan` hayalinden vazgeçmedikleri gibi savaşın bitişini istedikleri için değil, mecbur kaldıkları için yaptıklarını itiraf ediyorlar. Sırp Çetnikler ``Bosna`da savaş henüz bitmedi, ara verildi. Bu topraklar Sırplarındır. Bu topraklarımızdan ebedi düşman Türklerin işbirlikçisi Müslüman Boşnaklar sökülüp atılmadan bu hesap görülmüş sayılmaz´´ görüşünü hala tekrarlayarak yarınlarına bu görüşler doğrultusunda hazırlanıyorlar. Slavizm ve Ortodoks unsurlarını kullanarak Sırplar üzerinden sıcak denizlere ulaşmayı hedefleyen Rusların işbirlikçisi Miloşeviç ve ekibinin yönetimden uzaklaştırılması aynı şekilde Bosnalı Sırp liderlerin yargılanmaları ve suçlu olarak aranmaları sürecinde çok ciddi değişimlerin yaşanacağı beklentisi boşa çıkmıştır. Batılılar bir kere daha yanıldıklarını anlamışlardır.
Tüm yaşananlara rağmen Karadziç, Mladiç ve Miloşeviç Sırbistan ve Bosnalı Sırplar arasında milli birer kahraman olarak kabul ediliyor. Kiliselerde onlara dualar yapılıyor ve her evde onların dev posterleri asılıyor. Sırp siyasiler 2000 yılı sonrasında bir takım değişim görüntüleri sergilemişlerdir. Rus yanlısı politik tutum değişmiş, Amerika ve AB ile çok yönlü işbirliği geliştirilmiştir. Ancak bu işbirliği, tarihi emellerden bir uzaklaşma olmadığı ve bunları istedikleri için değil mecbur kaldıkları için yaptıkları gerçeği her geçen gün daha net görülmektedir. Sırp siyasiler bu görüntü içinde AB ve Amerika`dan çok yüklü hibeler ve krediler sağlamışlardır. Uluslararası toplum bu gerçekler karşısında Sırp Devlet yetkililerini değişimi devlet kurumlarında ve ülke genelinde uygulanan sistemde görmek istediklerini ısrarla dillendiriyorlar. Burada kısa bir zaman önce yaşanan bir gerçeği dile getirmek sanırım gerçekleri anlamak için yeterli olacaktır.
Türkiye ve batılı ülkelerin girişimleri sonucu Sırbistan devleti adına Srebrenica ve Bosna genelinde Sırp Çetniklerin sebep olduğu SOYKIRIMLAR için özür dilenmesi istendi. Sırp yetkilileri çeşitli pazarlıklar sonucu bunu kabul ettiler. Çetniklerin parlamentodaki uzantıları ve İktidar ortağı Miloşeviç`in partisi Sırp Sosyalist Partisi vekilleri ile Sırp Radikal Partisi mensupları kıyameti kopardı. Sırp siyasileri gerilimi düşürmek için bir geri adım olarak ``Uluslararası Adalet Divanı`nın soykırım ilan ettiği katliam için &8216;özür` dolaylı yoldan resmî özür anlamına gelir. Sorumluluğu üstlenme olarak değerlendirileceği için açıklamada özür ifadesi yerine &8216;üzüntü` duyulduğu şeklinde bir değişiklik yapılmıştır´´ şeklindeki açıklamaları tansiyonu düşürmeye yetmedi. Sırp basını ve Çetniklerin meclisteki uzantıları vekiller ``Göstermelik de olsa olamaz.´´ şeklindeki çıkışı beş partili Sırp hükümetini çıkmaza soktu. Kosova`nın bağımsızlığını engellenemeyeceğini gören Sırp siyasiler Bosna`da ilan ettikleri Sırp Cumhuriyetini Sırbistan`a ilhakını sağlayabilmek için AB ve Amerika ile dostluk havasına girme uğruna bu bildiriyi bir orta yol bulma arayışı içinde sürdürmektedir.
Ancak tüm dünya, Sırpların vermeye çalıştıkları demokratikleşme ve uygar dünya ile bütünleşme görüntüsünün gerçekte değil göstermelik olduğunu son yaşananlardan görmelidir.
Balkanlar yeniden karışır mı? Sorusuna,
``Çetnikler fırsatını bulursa evet´´ cevabını vermenin bence bir mahsuru yok.
Çünkü Sırplarda bir zihinsel değişim yaşanmadıkça&8230;
``Homojen Büyük Sırbistan´´ hayali projelerinden vazgeçmedikçe Balkanlarda barış ve huzur olmadı, olamaz.
Çünkü Miloşeviç`in ``Bu coğrafya`da minareler yükseldikçe ve ezan sesi semalarda yankılandıkça bu kavga bitmedi bitmeyecek´´ sözleri onlar için bir hedeftir.
Çünkü caniler Müslüman kanına doymadılar&8230;
Tüm dünya bu gerçekleri iyi okumalı, göstermelik yaklaşımlara atlanmamalı ve gelecek adına tedbirlerini almalıdır. Yoksa çok daha büyük Srebrenica benzeri facialar yaşanır.






Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.