Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Security.İŞNET - (Ziyaretci) 17.11.2016 12:35:54

Atatürk`e Küfredenler, Siz, Onun Tırnağı Bile Olamazsınız.

ATATÜRK VE TÜRK MİLLİYETÇİLERİ DOSYASI : 7 -24 Atatürk`e Küfredenler, Siz, Onun Tırnağı Bile Olamazsınız.
"Özel Büro (Dig.Security.İŞNET)" digi.security@isnet.net.tr: Nov 16 10:42PM +0200


Osmanlı ve Osmanlı padişahı hayranları, Atatürk`ten önceki Türkiye`nin
durumunu biliyorlar mı acaba?
 
Cumhuriyet ilan edildiğinde ülkemizin sosyal ve ekonomik yapısı nasıldı?
 
Okuma yazma oranı kadınlarda kaç, erkeklerde kaçtı?
 
Ne kadar fabrika vardı? Sermaye ve fabrika kimlerin elindeydi?
 
Demir yolları kaç kilometreydi? Bildiklerini sanmıyorum.
 
O zaman başlayalım anlatmaya:
 
Birinci Dünya savaşında yurdumuz 550 bin kayıp verdi. Yenilginin ardından
Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. Buna göre Osmanlı orduları
dağıtılıyor, ağır silahlar teslim alınıyor; savaşı kazanan devletler
arasında ülke pay ediliyordu.
 
Vatanın yeraltı ve yerüstü zenginliklerine el konulmuştu.
 
Ama bütün bu yokluk, yoksulluk, kötü koşullara ve padişahlara karşın Yedi
Düvelle yapılan bağımsızlık savaşı kazanıldı ve Cumhuriyet ilan edildi.
 
Cumhuriyet ilan edildiğinde köyler, kentler yakılmış, yıkılmış, harabe
haline getirilmişti. Üretim durmuş, tarım çökmüştü. Ekmeklik un bile
dışarıdan alınıyordu.
 
İnsanlar aç, sefil perişandı.
 
Hastalık dört bir yanı sarmıştı. İnsanlar kırılıyor, hayvanlar telef
oluyordu.
 
Frengi, verem, sıtma, tifo, tifüs bir göz hastalığı olan trahom dört bir
yanı sarmıştı.
 
13 milyon nüfuslu Türkiye`de 3 milyon kişi trahom, iki milyon kişi sıtma,
bir milyon kişi frengi hastalığına yakalanmıştı. Bunlar saptanan resmi
rakamlar ve bilinen hastalıklardı. Bit, pire, çeşitli cilt hastalıklarını bu
listeye eklemiyoruz.
 
Bebek ölümleri yüzde 40`ın üzerindeydi. Yani doğan her iki çocuktan biri,
yüz anneden yirmisi ölüyordu.
 
40 bin köyün 30 bininde okul yoktu. Evet, yineliyorum, 30 bininde. Vee okuma
oranı 1927`lerde erkeklerde yüzde 7, kadınlarda binde 4`tü. Bu oran 1935`te
erkeklerde yüzde 23, kadınlarda yüzde 8 oldu.
 
Her yanı mahalle mektepleri, tekkeler sarmıştı. Cahillik ve cahiller
mollaların, sultanların geçim kaynağı idi. Onlar durumdan ziyadesi ile
memnundular.
 
Kitap nedir, okumak nedir, bilim nedir, ne yararı olur, bilen yoktu.
 
Osmanlıyı Atatürk yıktı der Atatürk düşmanları.
 
Osmanlıyı işte bu cehalet, bilgisizlik yıktı. Bir de emperyalizmle birlikte
yerli hainler.
 
Osmanlıdan sadece 4 fabrika miras kalmıştı. Bu sayı 1926 - 1938 arasında
28`e yükseldi.
 
Anadolu topraklarında 1923 yılı itibarı ile 4559 km olan demir yolu hattı,
1940 yılına kadar gerçekleştirilen sıkı çalışmayla 8637 km`ye ulaştı, iki
katına çıktı.
 
Mustafa Kemal, Cumhuriyetin ilanının ertesi gününde, İsmet İnönü`ye
gönderdiği mektupta şunları yazıyordu:
 
"Bize, geri, borçlu, hastalıklı bir vatan miras kaldı, yoksul ve esir
ülkelere örnek olacağız, kaderin bizim kuşağımıza yüklediği bir görev bu,
özgür bir toplum oluşturmak, çağdaşlaşmak, bu ideali gerçekleştirmek
zorundayız, bu görevin ağırlığını ve onurunu seninle paylaşmak istedim,
Allah yardımcımız olsun."
 
Tam da dediği gibi yaptı.
 
1929-1938 arasında ağır sanayi üretimi 152 arttı.
 
Kömür yüzde 100, krom yüzde 600 artış gösterdi. Demir sıfırdan 180 bin tona
çıktı, şeker üretimi 200 misli arttı. Türk Parasının değeri sterlin, ABD
doları ve İtalyan lireti karşısında değer kazandı.
 
Gece gündüz, 7 - 24 Atatürk`e küfredenler, 15 yıl gibi kısa bir sürede
gerçekleştirilenleri gördünüz mü?
 
Siz onun tırnağı bile olamazsınız.
 
Peki, siz ne yaptınız? Tüm Cumhuriyet ürünlerini mirasyediler gibi satıp,
savdınız, yine de iki yakanız bir araya gelmedi. Çünkü üretim durdu. Çünkü
fabrikaları, gelir kaynaklarını emperyalistlere teslim ettiniz.
 
İktidara geldiğinizde bir ABD doları, 1.60 TL idi, bugün 3.27 TL, iki kat
arttı, çeyrek altın 28 TL idi, bugün 215 TL, artış yüzde 768, 1 Lt benzin
1,64 TL idi, bugün 4.84, artış yüzde 295.
 
Bir gün olsun Atatürk gibi bilimden, uygarlıktan, çağdaşlaşmaktan ya da onun
deyişi ile "Yoksul ve esir milletlerden" söz ettiniz mi?
 
Bir gün olsun emperyalizm sözcüğünü ağzınıza aldınız mı? Bir gün olsun
Kurtuluş savaşını canla, başla destekleyen gerçek din adamı Rıfat Börekçiyi
halka anlattınız mı?
 
Anlatmadınız.
 
Çünkü sömürgecilerle işbirliği yapmak sizin fıtratınızda var.
 
Siz Müslüman Irak`ı işgal eden emperyalist ABD`yi alkışladınız ve ABD
askerlerinin sağ salim dönmesi için dua ettiniz.
 
Atatürk ve arkadaşları tüm gücüyle ülkeyi modernleştirmeye çalışırken,
geçmişte de tarikatçı ve bölücü atalarınız emperyalistlerle birlik olup,
genç Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya çalıştılar.
 
Bugün de bir takım fesli deliler çıkmış, babalarının, dedelerinin yolundan
gidiyorlar. Şöyle konuşuyorlar:
 
"Keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne
medreseler lağvedilirdi. Ne hocalar asılırdı. Hiç biri olmazdı."
 
Atatürk ve Kurtuluş Savaşı düşmanlarının hangi rüyanın peşindeki olduklarını
gördünüz mü?
 
Şunu hiç aklınızdan çıkarmayın: Atatürk modern Türkiye`nin kurucusu ve
kurtarıcısıdır. Ne kadar kötülerseniz kötüleyin, bu gerçeği asla
değiştiremezsiniz.
 
Onun için bir kez daha yineliyoruz: Gece - gündüz, 7 -24 Atatürk`e
küfretseniz de, "Siz onun tırnağı bile olamazsınız."
 
(alieralp37@gmail.com mailto:alieralp37@gmail.com )
 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.