AKSAKALLARIN DİLİNDEN
AKSAKALLARIN DİLİNDEN Prof. Dr. Salih Şimşek
Ne tür bir `aksakal` olduğu bilinmeyen bir AKSAKAL, bir ara şöyle bir tespitte bulunmuş: Ne demiş atalarımız? Abdestsiz adama namaz mı dayanır? Ya da abdestsiz namaza duranın ne zaman bitireceği belli olmaz... Kim bilir? Belki de doğru söylemiştir.
Parası olmayan bir AKSAKAL, elinde Ayfon 10 taşıyan bir zavallıya bakmış, bakmış ve derin bir iç geçirmiş: Ahh, ah... Böyle o kadar çok insan vardır ki, ekmeği yoktur ama ceplerinde Marlboro taşırlar. Yani karınları açtır, ama kuyruklar dik tutulur. Zavallı bu da öyle...
Top sakallı bir AKSAKAL etrafında olup bitenlere bakmış bakmış ve kendi kendine konuşmuş: Allah Allah... Ne garip! Bir kısım insanların birilerine olan kinleri o dereceye varmış ki, o birileri, başkalarına `insan olun` dese; ömrünü `hayvan` olarak geçirmeye razı olacak zavallılar zuhur etmiş şu garip âlemde...
Aksakalsız bir seyyah AKSAKAL şöyle söylemiş: Kapılar vardır, kapılar vardır. Bazı kapılar dostlara kapanır, düşmanlara açılır; bazıları da dostlara açılır, düşmanlara kapanır... Önemli olan kim olduğundur.
Sakalsız (köse) bir AKSAKAL, uzun yıllar dünya ülkelerini dolaştıktan sonra bir tespit yapmış: Âdemoğlunun yaşadığı her mekânda sağılacak inek bulunduğu sürece sağan birileri; üzerine binilecek eşekler varsa, muhakkak binecek birileri ve kullanılacak saf ve bakir insanların bulunduğu her yerde, onları kullanacak birileri muhakkak bulunur. Boşluk affetmez.
Yarım akıllı bir AKSAKAL birine sormuşlar: `Ne olacak bu memleketin hali?` diye.. Öteki cevap vermiş:`Kimin eli kimin cebinde; kimin parmağı kimin neresinde bir anlayabilsem, söyleyeceğim de, bir türlü göremedim daha`...
Aykırılığı ile bilenen aykırı bir AKSAKAL şöyle demiş: Eğer bir toplumda aykırı tipler ve aykırı görüşler olmazsa, doğruları hakkıyla anlamak ve değerlendirmek mümkün olmaz. Her şey zıddıyla vardır.
Sakalının yarısı beyaz bir AKSAKAL demiş ki: Hani diyorum; şimdi kalkıp gideceksin Balkanlar`a... O Evlâd-ı Fatihan topraklarında yaşayan insanlarımızın birinin evine misafir olup onlarla birlikte geçmişi yâd edeceksin. Ne iyi olurdu be...
Sadece bıyıklarına ak düşmemiş bir AKSAKAL demiş ki: Son olaylara karşısında bazı aklı başında insanların hiç bir şey yazıp söylemeden susmaları, kendilerini daha iyi anlatacaktır. Susmak, bazen en iyiyi söylemektir!
Bıyıklarına henüz ak düşmemiş bir AKSAKAL, bir süre sohbet ettiği bir Karasakal`a netice olarak şöyle demiş: Takmayın kafanıza.. Kafanızı boş yere, lüzumsuz yere ağrıtmayın. Sinek, neticede küçük bir yaratıktır ve dünyanın hiçbir yerinde hiç bir zaman inek olamaz.
Çenesindeki sakalın orta kısmı siyah kalmış bir AKSAKAL, ceket yakalarında rozet takanlara takmış kafasına... Diyor ki: insanlar yakalarına rozet takarak itibar kazanmazlar ki... İnsanların kendileri rozet olmalı ki taktıkları rozetin bir anlamı olmalı... Yani diyorum ki; siz hiç ehliyetin (sürücü belgesinin) araç kullandığını gördünüz mü?
Garip bir AKSAKAL diyor ki: İyi ki bu Facebook gibi sosyal paylaşım siteleri var. Millet eteğinde veya kursağında ne varsa çekinmeden, utanmadan, sıkılmadan, hür iradelerini kullanarak, özgür bir şekilde istedikleri mekânlara boşaltıyor ve rahatlıyorlar. Artık psikologlara ve doktorlara gitmeye gerek yok... Ohhh, be!
Bu aksakallar var ya.. İyi ki varlar.. Ya olmasalardı?
|