AKSAKALLAR ÂLEMİNDEN KESİTLER
AKSAKALLAR ÂLEMİNDEN KESİTLER Prof. Dr. Salih Şimşek
Yaşlı bir AKSAKAL şöyle demiş: - Belli yaşa gelmiş insanların en önemli sığınağı geçmişleridir...
Kafası dumanlı, aklı karışık bir AKSAKAL, bir şeyler demiş demesine de şimdi kendi de hatırlamıyor. Hatırlarsa yazacakmış...
Sakalına dün veda eden sakalsız bir AKSAKAL, biraz önce şöyle demiş: - Bir yerden yeniden başlamak gerek! (Ne anlama geliyorsa...)
Vekâleten aksakallığa bakan bir AKSAKAL`a vaziyeti sormuşlar. Şöyle cevap vermiş. - Rahatımız yerinde, ama huzurumuz yok! (Nasıl oluyorsa)
Levent Kırca`nın ölümü vesilesiyle bir AKSAKAL şöyle demiş: - Her canlı ölümü muhakkak tadacaktır. O da tattı. Giden gitti, kalanlar kendilerini düşünsün.
Olayların zahirine bakan bir AKSAKAL demiş ki: - ah birileri de bir bilse: Müslümanlar insanların içini bilmezler. Zahire bakarlar. Zahire bakanların büyük çoğunluğu böyle görmüş...
Eğitimci bir AKSAKAL demiş ki: - Üniversiteyi kazanan öğrenci kendini ilk yıl profesör, ikinci yıl Doçent ve üçüncü yıl Yardımcı Doçent sanır. Son yıl SADECE ÖĞRENCİ olduğunu idrak eder.
Sapıklara düşman bir AKSAKAL diyor ki: - Dünyada ne kadar sapık varsa ve onlara eleştiri yapılıyorsa, anında bazıları savunmaya geçiyor... Mübarekler sanki sapıklara savaş açanlara savaş açıyorlar!
Kendisiyle `barışık` olduğunu sanan bir AKSAKAL şöyle demiş: - İnsanoğlunun insanî seviyesini belirleyen temel unsur, kendileri ile barışık olup olmamalarıdır. Unvanları kendilerinden önce gelenlerde sıkıntı vardır.
Artık aksakallığı şüpheli hale gelmiş bir AKSAKAL diyor ki: - Anlım almıyor dostlar! Şu Feys (facebook) âleminde bir yığın &8216;tanınmış kişi` var. Var da, bu AKSAKAL neden onları tanıyamıyor? Ondan saklanıyorlar mı acep?
Maziye özlem duyan bir AKSAKAL şöyle demiş: - Neydi o günler öyle be! Akşamları aç yattığımız, sabahları tok kalktığımız, kürdan yerine telgraf direkleri ile dişlerimizi karıştırdığımız günler neydi be... İnsan nasıl özlem duymaz o günlere...
Bayramlarda klasik tebrikler yazmayı hiç sevmeyen bir AKSAKAL şöyle demiş: - Bizim unvan ve makam sahibi insanlarımız o kadar tevazu sahibi (!) yani mütevazı insanlardır ki, kardeşine yazdığı tebrikte bile `Bilmem Ne Bakanı`, `Filan Yer Milletvekili`, `Filan Üniversite Rektörü`, `Dekan`, `Bölüm Başkanı`, `Daire Başkanı`, `Müdür`, `Şef`, `Baş memur` ve `düz memur` yazar...
Bugünlerde kır sakalına veda edecek olan bir AKSAKAL şöyle diyor: - Adam, `ben Müslüman değilim` diyor. Birileri de `Hayır, sen Müslüman`sın. Hem de ileri gelen bir Müslümansın` diyor. Adam inkâr ediyor, birileri `bu kafayı yedi, aslında o bir Müslüman` diyor. Allah`ım bana akıl fikir ver! Şu her şeye, kendi söylediklerine bile muhalefet eden muhaliflere de birazcık akıl ihsan eyle de hiç olmazsa doğruya, &8216;doğru`; eğriye de &8216;eğri` desinler... Müslüman olmayan birini de zorla Müslüman yapmasınlar!
Âhh, ah&8230; Siz neymişsiniz de haberimiz yokmuş bizim, ey AKSAKALLAR
|