Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 21.12.2010 11:26:02

AJAN MEDYA PATRONU!

Nurullah AYDIN
21 Aralık 2010

AJAN MEDYA PATRONU!

İngiltere eski Başbakanı Tony Blair, siyasi hayatını anlatan A Journey isimli bir kitap yazdı. Blair, başbakanlığı bıraktıktan sonra verdiği konferanslar ve kendi adına kurduğu dernek ve vakıflar aracılığıyla milyarder bir işadamı oldu.

Üç dönem seçim kazanan Blair, İngiliz siyasetinin en tartışmalı ve en çok konuşulan isimlerinden biri olmayı sürdürüyor. Aktif siyaseti bırakmasına rağmen hala en çok nefret edilen ve en çok sevilen politikacıların başında geliyor İngiltere`de. Nerede ne konuşacağını nasıl davranacağını bilebilecek kadar kıvrak bir zekaya sahip. Bu yüzden kendisine Teflon Tony deniliyor. Çünkü üzerine hiç birşey yapışmıyor.

Blair ABD, Rusya, AB ve BM dörtlüsünün ücretsiz Ortadoğu Özel Temsilciliği görevini de yürütüyor. Bu yüzden sık sık İsrail`e gidiyor. Kitabı yayınlanır yayınlanmaz da gazete ve televizyonlarda yeniden boy gösterdi. Yüzbinlerce kişinin hayatını kaybetmesine ve bir ülkenin uzun yıllar sürecek bir kaos düzenine girmesine sebep olan Blair, Irak işgali konusundaki kararının hala doğru olduğunda da ısrar ediyor.

Özür dileyeceğini düşünenleri bir kez daha hayal kırıklığına uğratan Blair, konuk olduğu BBC televizyonunda Irak işgali nedeniyle bırakın özür dilemeyi gerekirse nükleer programı nedeniyle İran`a bile saldırılması gerektiğini söyleyecek kadar gözünü karartmış.

İngiliz medyasında onun için İyi ki hala Başbakan değil, yoksa bir savaşa daha sürerdi bizi diyorlar. The Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, bu sözlerinden dolayı Blair`i İsrail`in aşırı Dışişleri Bakanı Avigdor Libearman`a benzeterek O ve patronu (Libearman) Ahmedinejad`ın Hitler`den daha kötü olduğunu düşünüyor diye yazıyor.

Blair Irak işgaliyle İşçi Partili olduğu için savaşı en son çare olarak düşüneceğini düşünenleri yanılttı. Liberal ve bazı Muhafazakar partililerin bile karşı çıktığı Irak`ın işgalini Bush`la birlikte gözü kapalı gerçekleştirdi. İşgal öncesinde kamuoyunun desteğini alabilmek için Irak`ın elinde İngiltere`yi vurabilecek nükleer silahlar olduğundan, Saddam`ın El Kaide`yi desteklediğine kadar bir dizi yalanı istihbarat belgesi diye yutturdu.

İsrail`in güvenliği için bugün İran`ın bile bombalanmasını isteyen Blair`i o dönemde kamuoyu önünde parlatan isim ise Alaistar Campell`dı. Campell, İşçi Partisi`nin önceki liderleri Neil Kinnock`un danışmanı olarak onunla tatile çıkacak kadar yakın bir isimdi.

Campell, Kinnock`tan sonra da Blair`in ile 1994`ten 2003 kadar birlikte çalıştı. Irak işgali nedeniyle hakkındaki iddialar yüzünden istifa etse de Campell, Blair`le olan ilişkisini hiç kesmedi ve hatta Blair`in kitabının hazırlanmasında da yardımcı olduğu söyleniyor.

Blair ve Campell ikilisinin ortak bir özelliği de İsrail`e olan yakınlıkları. Hatta Blair`i İsrail`e pazarlayan ve İsrail`e sadakat beslettiren kişinin Campell olduğu söyleniyor. Campell`ın İsrail`e olan yakınlığı ise 1991 yılında Kanarya adalarındaki yatından `denize düşerek boğulan` medya patronu Robert Maxwell. Maxwell`in ilginç bir hayat hikayesi var.

1923 yılında Çekoslovakya`da Yahudi bir ailede Jan Ludvik Hoch ismiyle dünyaya gelen Maxwell, Nazilerin saldırısından kaçarak İngiliz ordusuna katıldı ve Nazilere karşı savaştı. Kendisine Robert Maxwell ismi de o dönemde İngiliz istihbaratı tarafından verildi.

Maxwell`in ölümünü esrarengiz kılan şey ise, ölümünden kısa bir süre önce hakkında çıkan söylentiler...Ari Ben-Menashe isimli bir MOSSAD ajanı İngiltere ve Amerika`daki gazetelere Maxwell ve o dönemde sahibi olduğu The Daily Mirror gazetesinin Dış Politika Editörü Nick Davies`in MOSSAD`a çalıştığını itiraf eder. Ben-Menashe, İngiliz The Sunday Times gazetesine İsrail`in nükleer silah ürettiğini söyleyen kişinin Mordechai Vanunu`nu olduğunu MOSSAD`a bildiren kişinin Maxwell olduğunu söylemişti.

``Boğulduktan` sonra elinden çıkan The Daily Mirror gazetesi de Maxwell`in MOSSAD`a şantaj yaptığı için bu örgüt tarafından öldürüldüğüne dair iddialar yayınladı. Ancak, Atlantik Okyanusu`nda cesedi bulunan Maxwell, İsrail tarafından devlet başkanlarına yapılan bir törenle Kudüs`teki Zeytinler Tepesi`ne defnedildi.

Blair, Campell, Maxwell ve İsrail... Çok uzun ve karmaşık bir hikaye! Ama başka ülkelerde olan bazı olaylardan Türkiye`nin de çıkaracağı dersler var belki!

Günün Sözü: Kullanılmayı göze alan insan, akibetini de belirlemiş olur.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.