Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10208
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2291) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 13.09.2010 17:21:28

ADALET, GÜÇLÜ`DEN YANA

Nurullah AYDIN
13 Eylül 2010


ADALET, GÜÇLÜ`DEN YANA!

Referandum yapıldı. Bir kesime göre darbeciler kaybetti Demokrasi kazandı. Özgürlüklerin önü açılmış. Buna ilişkin açıklamalar yorumlar gazetelerde, Tv ekranlarında.

Peki yazılı ve görsel medya konunun hangi yönünü kamuoyuna yansıttı? Oysa; anayasa değişikliği en önemli temel konuda yapılıyor. Rejimi doğrudan ilgilendiren konu. Yargı bağımsızlığı yani kuvvetler ayrılığı ya da birliği konusu. Evet`le çıkan sonuçla kuvvetler birliğine gidiliyor. Böylece yargı bağımsızlığı kalkıyor. Tüm erkler yürütmenin elinde toplanıyor.

Adalet mülkün temelidir. Bu cümlede ki mülk devlet anlamında kullanılırdı..

Oysa şimdilerde mülk mal, servet, zenginlik, yetki, konum, statü anlamında kullanılıyor. Evet Adalet var mı? sorusunu halka sorun, alacağınız cevap, dehşet vericidir. İsterseniz bulunduğunuz ortamda mini bir anket yapın.

Tarih boyunca adaletli olmakla övünen bir milletin geldiği duruma bakın!

Hakkında 20 den fazla dosya olan kişi, başbakan yapılıyor.
Kayıp trilyon davası gibi bankayı zarar uğratma davası olanı, cumhurbaşkanı yapıyor. Teröristi cezaevinden çıkarıp milletvekili yapıyor.
Hakkında davaları olan müsteşarları, milletvekili yapıyor.
İhale yolsuzlukları ile tanınan iş adamlarını, milletvekili yapıyor.
Hakkında dava olanları, üst bürokrasiye getiriyor.
Çalan çırpanları, vergi yüzsüzlerini affediyor.
Ve bu, hukuk oluyor, bu Hukuk devleti oluyor, bu demokrasi oluyor.

Türk Milleti`nin adalet anlayışı ile yüzyıllar boyunca; farklı milletler, din mensupları kardeşçe bir arada yaşadı. Ne oldu da, şimdilerde devlet suçlanıyor, asker suçlanıyor. Ülkeyi düşünen vatanseverler suçlanıyor.

Her sorunu kanuna anayasaya bağlayan bir takım zerzavat takımı var. Bunlar ipteki cambaza bak misali kanunlarda hatayı buluyorlar. Hiç kimse en iyi kanunu da yapsanız uygulanmadıktan sonra, ne işe yarar demiyor, diyemiyor. İşine gelmiyor.

Bakın; bu ülkede herkes anayasanın değişmesini, demokratik özgürlükçü olmasını ileri sürüyor. Ne olacak anayasa değişecek de ne olacak, Mide mi doyuracak? Hırsız, sahtekar, dolandırıcı, arzı endam etmeye devam etmeyecek mi?

Dokunulmazlar ordusu her geçen seçkin konumlarını sürdürürken, sokaktaki vatandaşa uygulanan kanunlar, toplumda adaleti mi sağlayacak?

Peki ne yapılmalı?

Vekil dokunulmazlığı yanında bir bürokrat dokunulmazlığı var. Hukuku çiğneyen, keyfi hak ve özgürlük ihlali yapan bürokratlar hakkında, amirden izin çıkmadıkça yasal takibat yapılamıyor, bu çağdaş dünyada örneği olan bir durum mu?.

Keyfi uygulamalar ve yasalara aykırı engeller nedeniyle Türkiye`deki adalet mekanizması işleyemez hale gelmiştir. Türk insanının adalet arayışı maceraya dönmüştür. Tarihe binlerce yıldır, kültürü, ahlakı, dini, inancı, sosyal ilişkileri ile adalet dağıtan, adaleti öğreten bir millet; adalet aramaya başlamış.

Adliyelerde hakimlerin arkasında Adalet mülkün temelidir yazıyor ama bunun yerine getiremiyoruz. İmtiyazlar, imtiyazlı sınıflar, statüler, kendi başına karar alabilen kişi, kuruluş, kurumlar ve makamlardan oluşan bir düzen var. Ve bu düzen, kaos yaratmasına rağmen kitleler uyutulmaya devam ediyor.

Hem kendilerine hem de eylem ve işlemlerine dokunulamayan sınıfların varlığına kimse dikkat çekmiyor. Türkiye`de dokunulmayan kişi, sınıf zümreler var. Türkiye bundan kurtulmalıdır. Ama nasıl?

Hukuk devletinin temeli; kanun karşısında herkesin eşit olma ilkesidir. Ayrıcalıklı kişi, sınıf ve zümrenin olmaması demektir. Ve hak arama hakkının yine sınırlandırılmaması demektir. Keyfiliğin önlenmesi, hukukun üstünlüğünü hâkim kılmak demektir.

Referandum sürecinde; bunlar konuşuldu mu, hayır ya ne konuşuldu?
Siyaset kurumunun yargı üzerindeki denetimi, yargı bağımsızlığı konuşuldu. Peki konuşuldu da değişen bir şey var mı? Yok. Nasıl olsun ki, her yıl aynı konular konuşulur durulur.

Günün Sözü: Ciddi ve kararlı insan, dediğini uygular.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.