Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10207
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2290) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (849) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (891) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3430)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Mustafa Mete İSLAMOĞLU - (Ziyaretci) 18.04.2014 23:14:37

`ONLAR SEVEREK ÖLDÜLER`

`ONLAR SEVEREK ÖLDÜLER`


Mustafa Mete İSLAMOĞLU
YAZIYOR

TÜRK TARİHİNİN İBRETSAYFASI
VE
(Dumlupınar boğazda battı)
Baba yadigarı bu küçük ev onların yuvası, sevgilerinin şatosu olmuştu. Bahçede kendi ektikleri çiçekleri ve meyve ağaçlarına bakarak çocuklarının bir gün bu bahçede koşmalarını hayal ediyorlardı.
Küçük ev ormanların içindeydi, hem maddi sıkıntılar hem de baş başa kalabilmek için balayında burayı seçmişlerdi, evin şahane bir manzarası vardı; Çanakkale Boğazı`na giren gemiler onlara serenat yaparcasına süzülerek geçiyorlardı.
Yıllar sonra yine bu evde idi, bu ev onun için bir liman bir mabet idi; Birlikte diktikleri ağaçlar kocaman olmuştu, ceviz ağacının altına oturdu boğazın maviliklerine daldı koca bir ömür yarım asır öncesini düşündü, gerçi hiç unutmamıştı ki ...
İstanbulun denizi, aşkları hele kızları başkadır diyordu sevdiğinin şiirinde .
Peki ya Levent`leri, o bembeyaz giysileri içinde denizi ve denizciye olan aşkı gerçek olmuştu. Heybeliada`nın o çam kokulu sokağınaki küçük panjurlu evlerinin önünden izin günleri bir suçlu bir ezik geçerdi genç Astsubay adayı.
Lise yıllarında tanışmışlardı, aşk dedikleri bu muydu? Bilmiyordu.
Ne zaman sokağın başında sevdiğini görse yanakları pembe pembe olur, elleri terlerdi.
Yokuşu koşarak çıkmış gibi hızlı atardı kalbi.
Dillere destan bir aşkın sonunda evlenmişlerdi, Dumlupınar denizaltısı NATO tatbikatındaydı, geçmek bilmeyen hasret ve özlem dolu günler haftalar denizcilerin ve ailelerinin kaderiydi.
Genç denizci seferde olmadığı zamanlar Gölcük`ten İstanbul`a geliyordu, bebek bekledikleri için anneleri ile birlikte kalmalarına daha uygun olacağı düşüncesiyle birlikte karar vermişlerdi.
O gün yatmadan önce içinde tarifsiz bir sıkıntı vardı, yüreğinde sanki tamtamlar çalıyordu .
Eli karnına gitti bebeğini okşadı, sende özledin babanı değil mi kuzucuğum? dedi.
Yattı ama uyumak ne mümkün, şimdi tamtamlar kulaklarında çalıyor dudakları kuruyordu.
Usulca kalktı pencerenin kenarına oturdu gökyüzünü seyrederken yüreğine bir ok saplandı.
Başının döndüğünü hissetti; anne, anne diye seslendi, telaşla içeriye giren annesine.
Sanırım bebeğim, bebeğime bir şey olacak, ne olur anne ona bir şey olmasın diye ağlamaya başladı.
Annesinin göğsünde biraz huzur bulmuştu.
Sabahleyin babasında bir gariplik hissetti, evden çıkarken bozuldu diyerek radyoyu aldığını gördü.
Tek eğlencemiz radyolardı
1953 yılının 3 nisanı gecesi tatbikattan dönüp Gölcük`e gitmekte olan Dumlupınar denizaltımız Çanakkale boğazı Nara burnunda İsveç bandralı yük gemisi Nobolant ile çarpışmış bu kaza sonucu üst güvertede bulunan iki er, 3 Astsubay, 3 Subay denize savrulmuş, denize savrulan iki erimiz ve onları kurtarmak isteyen Asb. Boğularak şehit olmuşlar, diğer bütün personel Dumlupınar`la birlikte boğazın sularına gömülmüştü;
Kurtarma çalışmaları sonuç vermeyince aşağıda umutla kurtulmayı bekleyen personelle, battı şamandırasına bağlı telefonla yapılan son görüşmede, Metanetinizi koruyun sizi kurtarmaya çalışıyoruz, sözlerine gemideki Astsubay yeğenim
VATAN SAĞOLSUN SEVDİKLERİMİZE SELAMLARIMIZI İLETİN&8230; demiş ve bu gemiden alınan son haber olmuştu;
Radyolar ve gazeteler bu haberden başka bir şeyden bahsetmiyordu, tüm ülkemiz şehitlerimize ağlarken eşinin ölümünü metanetle karşılayan genç kadın o günden sonra mecbur olmadan kimse ile konuşmadı. İstanbul`dan Çanakkale`ye İntepe`deki evlerine yerleşti, kızını burada yetiştirdi; her gün ibadet eder gibi deniz kenarına iniyor, aldığı her şeyi geri veren ama sevdiklerini vermeyen denize ´´ onu benden çok sevemezsin´´ diye sessizce haykırıp okuduğu Fatiha dan sonra dudaklarından seni çok özledim sevgilim sözleri dökülüyordu.
Takvimler 3 Nisan tarihini gösteriyordu, o gün her zamankinden erken kalktı, tam elli yıl yarım asır sevdiğinden ayrı geçen bir ömür onu da yaşlandırmıştı, bunu hissediyordu;
Her yıl Çanakkale Boğaz Komutanlığı`ndan bir Astsubay gelir, onu Dumlupınar Şehitleri`ni anma törenine götürürdü.
Özenle hazırlandı, komidinin üzerinde duran eşinin resmini aldı dudaklarına götürdü, sonra resmi itina ile yerine koydu, misafir gelen kızı ve torununun odalarına girdi torununu öperek uyandırdı, kalk güzelim dedene gidiyoruz dedi.
Kapıda araç bekliyordu, gelen Astsubay saygı ile yanaştı anneciğim nasılsın diyerek ellerinden öptü, birbirine sarıldılar Astsubay`ın üzerindeki o aşık olduğu gencin üniformasına iç geçirerek baktI.
Boğaz Komutanlığı`ndaki törende onun için her zaman ayrılan koltuğa oturdu, kazadan kurtulan iki Astsubay ve bir Subay`ımız yanına geldiler koltuğa sıkıca sarılmış elinin üzerine hafifçe dokunup, konuşmadan selamlaştılar.
Bakışlarından keşke bizde kurtulmasaydık, onlar bir kere öldü biz hergün ölüyoruz dedikleri belliydi, Şehit Başçavuş Sait Yıldırım`ın kızı Doçent Berke İnel de oradaydı, onun da gözlerinde babacığını kaybetmenin hüznü okunuyordu, aynı kaderi paylaşan bu anne kız konumundaki iki kişinin hüzünlü kucaklaşma sahnesi herkesi duygulandırmıştı,.
Birçok kişinin gözlerinde buğulu yaşlar sessizce akmaya başladı, yaşlı kadın torununun elini sıkıca tutuyor, artık yorulan bedeni için sanki ondan kuvvet alıyordu.
Törenden sonra denize bırakılan çelenk sanki gideceği yeri biliyormuş gibi denizin derinliklerine doğru yol aldı; Törenden sonra bir müddet denizin kenarında yalnız kalırdı, yine öyle yaptı torunu ve kızına gazinoda beklemelerini söyledi.
Deniz birden hırçınlaştı, dalgalar kıyıya vurmaya başladığında kadın ıslandığına aldırmıyordu, uzaktan onu seyredenler.
"Seni çok özlüyorum, yüreğimdeki sevdanın ateşine bir de hasret`inin ateşi eklendi yüreğimdeki kor ateşi hiçbir şey söndürmüyor.
Artık bu yaşlı kalbim hasretine dayanamıyor, yanına geliyorum aç kollarını bekle beni, bitsin bu hasret "dediğini elbet duyamazlardı ama bir şeyler mırıldandığını fark ediyorlardı.
Yağmura aldırmayan bu sevda yüklü cefakar kadını oradan uzaklaştırmak için kızı ve bir Astsubay yanına yaklaştılar çantasından bahçesinden kopardığı kırmızı gülü dudaklarına götürdü "seni ilk günkü gibi seviyorum sevgilim " dedi, gülü denize fırlattı, yağmur hızlanmıştı, göz pınarlarından dökülen yaşlar yağmaya başlayan yağmura karışıyordu.
Birden yere yığıldı hemen koştular o yattığı yerden çantasına uzandı bir şey aradığını sandılar.
Dil altı hapının olabileceğini düşünüp çantası ve etrafa saçılanlar araştırılırken o gözlerini yumdu, gelen ambulansla hastaneye kaldırılan bu büyük sevdanın kahramanı için doktor yapılacak bir şey kalmadığını söylerken yumduğu avucunu merakla ve özenle açtıklarında:
Yağmur ve gözyaşları ile ıslanmış yiğit bir deniz astsubayının resmini gördüler.
Aramızdan ayrılan şehitlerimize rahmet sevenlerine sabırlar dilemekten başka ne yapabiliriz ki. Vatan size minnettardır, mekanınız cennet ruhunuz şad olsun.
Ve&8230; hayatlar, ümitler ikballer, böylece son buldu hemde güneşi göremeden&8230;
``Ey vatan şehitleri nur içinde yatın´´
Geçmiş zaman olur ki hayali cihana değer demiş ya şair bizde öyle bir cihana değen geçmişi yaşadık bu satırlardan. Tüm vatan şehitlerimiz, evliyalar, enbiyalar şühedalar ve cümle geçmişimize rahmet diliyorum.
Selam ve dua ile
11-04-2014
(m.meteislamoglu@hotmail.com)


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.