`MODEL OLAMADIK BARİ MODEL ALALIM` ÖYLE Mİ?
Model Olamadık Bari Model Alalım Öyle mi? Türkiye için yıllardır hep bir "Model Ülke" tanımı yapılır durur. Bu tanımı yapanlara göre Türkiye, sözde laiklik demokrasi ile İslam`ı bağdaştırmış bir ülkedir. Onun için de özellikle ortadoğu İslam ülkeleri için iyi bir model olabilir. Ancak gelin görün ki; hiç kimse de gelip bizim siyasal sistemimizi model almaz. Bir ara 90`dan sonra bağımsızlıklarını kazanan Türk cumhuriyetleri bizi örnek alır gibi oldular, ancak 1996`dan itibaren Milli Görüş`ün sultasına giren Türkiye, Türk cumhuriyetlerine model olmaktan da uzaklaşmış bulunmaktadır. Milli Görüş tandanslı Türk hükümetleri, baktılar ki; bizi hiç kimsenin model alacağı filan yok, bari biz onları model alalım dediler ve yola koyuldular! Arap Birliği`ne ve Afrika Zirvesi`ne gözlemci üye sıfatıyla katılmamızın, ayrıca ısrarla İKÖ Genel Sekreterliği`ni ele geçirmeye çalışmamızın sebebini şimdi daha iyi anlıyoruz.
Demek ki; Başbakan, o zirvelere katılan diktatörlere özenerek Türkiye`ye başkanlık sistemini getirmeyi düşlüyor. YGS`de 17 okulda sadece (çoğu türbanlı) bayan öğrencilerin sınava alınması bunun ilk denemesidir. Türk kadınlarından bir ricam olacak; sakın kazandığınız medeni hakları iade etmeyiniz. Bakın daha iki gün önce; Müslüman Bangladeş`te hükümet, miras konusunda kadınların da erkeklerle aynı haklara sahip olduğuna ilişkin bir yasa çıkarınca tutucu ve bağnaz İslam yorumunun etkisindeki Bangladeşli erkekler ayaklandılar ve sırf bu yüzden Bangaladeş`te kan akıttılar. Çünkü başta Bangladeş, Pakistan ve Suudi Arabistan olmak üzere, çoğu İslam ülkesinde kadın hâlâ insan yerine bile konulmamaktadır. Milli Görüş patentli partilerin, Türkiye`yi D-8 denilen ve tamamı kadınların esamisinin dahi okunmadığı İslam ülkelerinden oluşan topluluğa sokması ve şimdi de Türkiye`ye gerici Ortadoğu Arap ülkeleri ile Afrika ülkelerindeki totaliter rejimlere benzer rejimler ithal etmeye kalkışmasını doğru okuyunuz. "Başkanlık sistemi" deyince aklınıza sakın ABD veya Fransa gelmesin. Türkiye`ye getirilmek ve dayatılmak istenilen başkanlık, kesinlikle Saddam Hüseyin, Hüsnü Mübarek, Muammer Kaddafi ve Beşar Esat modeli başkanlıktır. Malum, Sayın Başbakan`ın en yakın dostları, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat, Ürdün Kralı Abdullah ve Suudi Kralı Abdullah`tır. Böyle olunca Sayın Başbakan, gidip te düşmanı Nicholas Sarkozy`nin Fransa`sını model alacak değil ya. Onun aklındaki başkanlık kesinlikle, Orta Doğu tibi bir başkanlıktır. Başta analarımız, bacılarımız, kızlarımız olmak üzere bütün milletime sesleniyorum: 12 Haziran seçimlerinde bütün bunların bilincinde olarak sandığa gidiniz... 7 Nisan 2011 Ömer Sağlam
|