Bunun adı darbe girişimidir
Bunun adı darbe girişimidir Türkiye’de geniş halk kitleleri arasında “Bu ne menem beladır ki bitmiyor, yeter artık gereği yapılmalı” şeklinde yakınmalar artık yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.
Türk milletinin, tarih boyunca bastığı topraklarda ne darbe, ne bölücü ihanetler, ne de onlara karşı aziz milletimizin mücadelesi bitmiştir.
Bu girişimler bize, “hem bu ihanetler hem de onlara karşı mücadelemiz ne ilktir ne de son olacağı” gerçeğini bu darbe çığırtkanlığıyla yeniden hatırlatmış oldu. Tarih boyu olduğu gibi en son ABD öncülüğündeki Batılı emperyalist güç odaklarının yönlendirmesi ve desteğiyle kalkışılan 15 Temmuz FETÖ ihanetinde kendini gösteren karşı direniş ruhu ile aşılmıştı.
Birileri o milli refleksin spontane bir gelişme olduğunu ve tekrarının olamayacağını sanan ahmaklar bilsin ki; demokrasimizin teminatı olan milli irade, aşılmaz ruh kalesi, yıkılmaz inanç cephesiyle yeri ve zamanı geldiğinde gereği yapıldığı gibi bundan sonra da yapılmaya devam edecektir.
O ruh ölmedi ölmez. O gafiller, tarih sayfalarına baktıklarında bu gerçeğin silinmez çizgilerinin pek çok örneğini görecektir.
•
104 Emekli Amiral’in gece yarısı bildirisi demokrasi ve milli iradeye karşı hiç şüphesiz hukuk dışı bir müdahaledir.
Kalkışmayı sadece bu amirallerin işi olarak görmek saflıktır.
Anlaşıldığı üzere çok önceden bazı karanlık mahfillerde bazı dış ve iç güçlerin yönlendirmesiyle toplantılar düzenlenmiş, derin pazarlıklar ve hesaplar sonrasında düğmeye basılmış ve bu darbe çığırtkanlığı bir bildiriye dökülerek gece yarısı yayınlanmıştır.
Bu girişim bir hukuk ihlali olduğu gibi aynı zamanda suçtur.
Bu amiralleri sahaya süren perde arkasındaki güç ve güç odakları mutlaka araştırılmak üzere harekete geçilmeli, hukuk işletilmeli ve mutlaka hesap sorulmalı.
Yani sorumluluğun gereğini yapma zamanı yargınındır.
Hatırlatmak isterim ki, hukukçuların giydiği cüppenin bile derin anlamları ve sorumlulukları vardır.
Hukukçuların giydiği cüppenin kamu hizmeti olduğundan cepleri, bağımsız olduğundan düğmeleri yoktur.
Siyah rengi yasaların otoritesini, sarı rengi ise adalete hizmet eden mesleğin ağırlığını temsil eder.
Velhasılı, vatandaşının hakkını, devletinin hukuk sistemini koruyup kollama asli görevleridir.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, milletimizin birliği adına yargı demokrasimizi, milli iradeyi ve devlet nizamını hiçe sayan amiraller için yargı gereğini yapmalıdır.
Bilinmeli ki;
Haine müsamaha göstermek, merhamet etmek; vatana, adalete ve şehitlerimize zulümdür, ihanetin en büyüğüdür.
Ve yine unutulmasın ki:
“İhanetin tedavisi yoktur cezası vardır.”
|