UMUR-U DEVLET,ADALET VE HUKUK
UMUR-U DEVLET,
ADALET VE HUKUK
Mustafa Nevruz SINACI
Derebeylik, despotluk ve aşiretten devlete geçişin milâdı İslâm`dır.
İslâm`la birlikte insan yücelmiş, değerlerini iktisap etmiş ve ``Umur-u devlet´´ denilen, insan hakları, adalet ahlâkı ve evrensel hukukla kaim ``medeni kurum´´ hayat bulmuştur. İbn-i Sina, İbn-i Haldun ve İbn-i Battuta bu süreci ``medeni siyaset´´ olarak adlandırır. (Atatürk ise, ``Demokrasi, mazide atalarımızın tatbik ettiği medeni siyaset`in bu günkü adıdır´´ der.) Yesrip adı Ensar ile vaki bir antlaşma sonucu değiştirilerek Medine yapılmıştır. Medine şehir / devlet (medeni insanların birlikte yaşadığı kurumsal yapı) anlamında olup; Aynı zamanda medeni dünyanın ilk modern hukuk devletidir.
Objektif ve orijinal siyaset bilimi bunu böylece tarif, tasnif ve tasdik eder.
Buna göre: Adalet ahlâkı ve evrensel hukuk meşruiyetin temeli ve çimentosudur.
Adalet varsa devlet vardır; Hakkaniyet, adalet, eşitlik, emniyet, huzur ve hukuk yoksa devletin; Hakikatte hükümetin ``hüküm ve hikmet`in´´ varlığından söz edilemez.
UMUR-DEVLET ASKIDA
İşte şimdi; Türkiye Cumhuriyetinde hak, adalet, eşitlik, emniyet, huzur ve hukuk`un tefessüh ettiği (fiilen bulunmadığı) bir ``fetret devri´´ yaşıyoruz. Dolayısıyla bundan ``devlet´´ dediğimiz, uzuvdan yoksun izafi kavram değil; Devletin görevli, yetkili ve sorumlu uzuvları (vücudu) olan hükümetin şahsında ``makam ve mevkii sahibi bireyler´´ sorumludur.
Çünkü: Gerçekte izafi bir kavram olan &8216;devlet`in asli uzvu (unsurları) mesabesindeki hükümetlerin bütün fiil, tasarruf, eylem ve işlemleri;. İnsanlık onuru, mutlak dürüstlük, beka, basiret ve umur ile bağdaşmak, Medeni siyaset, hak ve Lâiklik temelinde yükselen (önceleri ümmet, sonraları millet) milli devlet ve milli siyasete ``ebed-müddet´´ hayat vermek zorunda ve durumundadır&8230; Zira hükümet varsa, hüküm ve hikmet ``YASA´´ hâkimdir; Hükümetten eser yok, görev ehli atalet, zaaf ve kararsızlık ile malûl ise ``anarşi, terör ve tedhiş´´ vakidir.
DAHA AÇIK BİR ANLATIMLA
Yukarıdaki ``Umur-u devlet, adalet ve hukuk´´ kavram ve karinesinin; medeni siyaset geleneği ``hakkaniyet, adalet, hukuk ve konjonktür´´ bağlamda incelenmesi gerekir. Örneğin: meşruiyet kisvesi altında devlet kurumu; Dâhili ve harici bedhahlar, dönme-devşirme, kripto, etki ajanı ve ihanet şebekelerinden müteşekkil rezil şahısların baskısına boyun eğer de, kanun yerine kifayetsiz muhterislerin kapris, tasallut ve tahakkümü kaim olursa;..
Türk milleti münferiden, milli medya, sivil toplum, adalet ve hukuk kurumları yoluyla yukarıda arz ve ifade olunan ilke, umur-u devlet onuru, görev ve sorumluluk idraki ile hareket ederek ``her ne pahasına olursa olsun´´ bu yozlaşma, kirlenme, dejenerasyon ve başıbozukluğa mutlaka ``DUR´´ demek zorundadır.
Toplumsal beka / basiret, umur-u devlet, kemali ciddiyet, bilim, tarih ve hukuk şuuru ile bilhassa ``sürdürülebilir objektif siyaset´´ ile mütekabiliyetten yoksun, olumsuz gidişat bu sorumlulukla durdurulabilir. Kifayetsiz muhterisler frenlenebilir. Devlet kapısını rant, imkân ve avantaj kapısı olarak gören; İcabında terör ve tedhişle birlikte hareket edebilen güruh, bu şekilde ayıklanıp temizlenebilir&8230;
GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUKLARIN GEREĞİ YAPILMALI..
Sanki hiç devlet, hükümet, polis, asker, jandarma ve mit yokmuş gibi; Tüm Vatan toprağında serbestçe dolaşan ve her gün umulmadık, beklenmedik bir yeri alçakça, kalleşçe vuran terör ve tedhişe ``DUR´´ diyemeyen yetkili, sorumlu ve görevliler niçin halâ iş başında?
Sınırları koruyamayan, çalıntı arabaları bulamayan, istihbarat kabiliyetinden aciz, yurt içinde serbestçe dolaşan potansiyel ve müseccel suçlulardan; Tonlarca patlayıcı ve hain canlı bombalardan bihaber ``güvenlik teşkilâtı´´ olmaz. Olanlar niçin yetkilerini tam olarak vatan, millet, milli birlik ve beraberlik lehine kullanılmaz&8230; Veya kullanılamaz?.. Başta devletin en üst görevlisi, yetkili ve sorumlusu olmak üzere; En tabandakine kadar sorgulanması şarttır&8230;
|