DEMOKRASİ ADALET İLE KAİMDİR
DEMOKRASİ ADALET İLE KAİMDİR Mustafa Nevruz SINACI İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler 18 Temmuz 2013 günü TBMM Başkanlığına "Milletvekili Seçim Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"ni sundu. Teklif, Milletvekili Seçimi Kanunu`nun ``genel baraj ve hesaplanması´´ başlıklı genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrelerin tümünde, geçerli oyların yüzde 10`unu geçmeyen partilerin milletvekili çıkaramayacaklarını düzenleyen 33. maddesinin yürürlükten kaldırılmasını öngörüyor. (30 Eylül 2013`de de demokratikleşme (!) paketi açıklandı..) Teklifin gerekçesinde, temsili demokrasinin olmazsa olmazı demokratik temsilin, yani ``temsilde adalet ve yönetimde istikrar´´ sağlanması için, partilerin parlamentoda temsilini engelleyen yüzde 10`luk ülke barajının kaldırılması ile milli iradenin parlamentoda tam ve eksiksiz temsilinin sağlanmasının amaçlandığı belirtildi. Gerekçede, barajın tamamen ortadan kaldırılması ile daha önce barajı geçebilecek durumda olup kendine yakın hissettiği bir diğer partiye oy verenlerin gerçek siyasi iradesiyle hareket eder hale geleceği belirtilerek; ``Sonuç olarak barajın kalkmasıyla temsilde adalet sağlanmış olacak seçmenin siyasal hayata katılmasının da önü açılacaktır´´ denilmekte&8230; Gerekçede yer alan ifadeler kısaca: ``Örneğin 2002 seçimlerinde parlamentoda seçmenlerin yüzde 54`ü temsil edilebilmiş ve temsilde ciddi bir haksızlık ve demokratik temsilde meşruiyet tartışmalarını da beraberinde getirmiştir. Seçimlerde yüzde 34.3 oranında oy alan AKP, Meclis`teki sandalyelerin yüzde 66`sını elde ederek tek başına hükümet olmuş, seçmenin yüzde 46`sı Meclis dışında kalmış ve temsil edilememiştir´´ biçiminde&8230; TEMSİLDE ADALET, YÖNETİMDE İSTİKRAR Namuslu, demokrat ve dürüst siyaset adamlarının hâkim olduğu yahut icra-i faaliyette bulunduğu ``demokrasinin bütün kurum ve kuruluşlarıyla dürüstçe yerleştiği ülkelerde´´; diğer bir anlatımla ``demokratik hukuk devletlerinde´´ seçimler halkın, hükümetlerin, devletin ve yetkili - görevli Seçim Kurulları`nın namusu, şeref, onur, karakter ve haysiyetidir. Sonuçların, dürüst, ``temsilde adalet ve yönetimde istikrar´´ı sağlar nitelikte tecelli etmemesi halinde halk aldatılmış, iğfal edilmiş;, Hükümet, iktidar partisi ve seçim kurulu fahişelik yapmış demektir. Bunun anlamı: Onursuzluk, sorumsuzluk, hırsızlık, gasp ve yolsuzluk iktidarıdır. Dolayısıyla nitelikli, şerefli ve kaliteli siyaset yapılan ülkelerde doğru, dürüst ve adil bir seçim sistemi olur. Seçim sistemi sıkça değiştirilen ``puştluk´´ cinsi değil; Tıpkı ABD ve İngiltere de olduğu gibi asırlık olmalıdır. Almanya ve Fransa da da öyle tabi... Aksi takdirde her seçim döneminde veya sıkça değiştirilen-dönüştürülen bir seçim yasası, kanun olmaktan çıkmış, mütegallibenin oyuncağı olmuş demektir. Şu hala nazaran: Seçim Barajının tamamen kaldırılmasını öngören söz konusu kanun teklifinin TBMM`de yasalaşmasını sağlamak elbette önemli, gerekli olmakla beraber: Bunun yanı sıra, "temsilde adalet"in daha iyi bir şekilde sağlanabilmesi için seçim sisteminde bir dizi reformun yapılması zorunludur. 30 Eylül 2013 tarihinde açıklanan sözde ``demokratikleşme´´ paketinin tevlit ettiği ilhamla; Çok açık bir biçimde ifade etmek gerekirse: 1. Yüzde 10 seçim barajı ya bütünüyle kaldırılmalı veya: TBMM Grup kurma sayısı karşılığına iblâğ edilmelidir. Günümüzde bu sayı: 550 : 20 = 2.75`dir. Baraj sabit kalacaksa bu defa Grup kurma sayısı 55 olmak zorundadır. Adalet ve hukukta kıyas/kıstas, yani objektif norm çok önemlidir. Bir başka ölçü veya keyfiyet ileri sürenler ya işgalci, kripto veya dahili, hatta harici bedhahtırlar. 2. Yapılması zorunlu seçim kanunu düzenlemesi ile "Vekilimi Ben Seçmek İstiyorum" diye haykıran halkın ``haklı, hukuki, doğru ve meşru´´ isteklerine kulak verilerek:, Önce siyasi parti nam organize tertip ve teşekküllerin, adi şirket statüsünden çıkartılıp ``kitle partisi´´ vasfı kazandırılması zorunludur. Böylece: Sahip sultası, vesayet tasallutu, eş veya dış güdüm belâsı ile çıkar istilâsından arındırılarak, lânetli hegemonya unsurlarından temizlenmesi şarttır. 3. Ayrıca, hazine yardımı denilen soygun ve vurgun derhal kaldırılmalı
|